Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kapı No:77/5 Didim/Aydın olduğu görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesi ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi uyarınca, öncelikle kendisine tebliğ yapılacak şahsın adreste bulunmadığı tespit edilerek mazbataya yazılmalı, daha sonra aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligat yapılmalıdır. Muhatap yerine tebligat yapılan kişinin de tebellüğe ehil olduğunun mazbataya yazılması gerekmektedir. Somut olayda; şikayetçi borçlunun tebliğ tarihindeki ikametgah adresinin Didim/AYDIN olduğu, tebligat mazbatasında borçlunun adreste bulunup bulunmadığının belirtilmediği anlaşılmış olup tebligat usulsüz olup şikayetin kabulü, takip kesinleşmeden önce konan hacizlerin kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İcra Dairesi'nin 2020/11196 esas sayılı dosyasındaki işlemlere ilişkin yapmış olduğu itirazın ve şikayetin kabulüne, İcra Müdürlüğünün 08/10/2020 tarihli ödeme emri gönderilmesine ve 14/10/2020 tarihli müvekkilinin taşınmazlarına ihtiyati haciz konulmasına ilişkin işlemin iptaline, 14/10/2020 tarihli ihtiyati haciz işleminden sonra süresi içinde ödeme emri gönderilmediğinden ihtiyati haczin hükümsüz sayılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir....

GEREKÇE: Uyuşmazlık, davacı borçlunun emekli maaşına konulan haczin, borçlunun muvafakatinin bulunmaması sebebiyle kaldırılması gerekip gerekmediği hususunda toplanmaktadır. Şikayetin nevi ve istinaf dilekçesi içeriği göz önüne alındığında, İİK'nın 18/3 maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkün ve doğru görülmüştür. Buna ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. Dosyanın tetkikinde, borçlunun emekli maaşına haciz uygulandığı ancak borçlunun buna yönelik bir muvafakatinin bulunmadığı, takibin 5510 sayılı yasanın 93. maddesinde belirtilen alacaklara ilişkin de olmadığı, bu durumda 5510 sayılı yasanın 93/1 maddesi gereğince borçlunun muvafakati olmadan emekli maaşına haciz konulamayacağı anlaşılmaktadır. . Anılan yasal düzenleme yürürlüğe girmeden önce haciz işlemi yapılması da yasa yürürlüğe girdikten sonra haczin kaldırılmasının istenmesine engel değildir. Zira yasal düzenleme ile emeklinin maaşı korunmakta ve bu hak borçluya tanınmaktadır....

şerhi ile tebliğ edilmiş ise de, tebliğ işlemi yukarıda açıklanan TK'nın 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde düzenlenen tüzel kişilere tebligat usulüne aykırı olarak borçlu şirketin yetkilisinin mahalde bulunup bulunmadığı ve tebligatı alamayacak durumda olduğu tespit edilmeksizin ve bu husus mazbataya yazılmaksızın daimi çalışan olduğu belirtilen Ali Bayraktar'a tebliğ gerçekleştirildiğinden yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır....

Tarafından şikayetçi T1 ve Asım Evgin aleyhine genel haciz yoluyla yapılan icra takibinde Mersin ili Toroslar ilçesi Evcili köyü Kızılbağ Köyiçi mevki 182 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 29/07/2020 tarihinde haczedildiği, taşınmaz haczine ilişkin şikayetçiye gönderilen 103 davet kağıdının 10/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi vekilinin vekaletname sunmadığı ve dosyada işlem yapmadığı görülmüştür. Şikayetin 26/10/2020 tarihinde yapıldığı görülmüştür. İİK'nun 16 maddesi gereğince, haczedilmezlik şikayetinin süresi haczin öğrenildiği tarihte işlemeye başlayacağından borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması 103 davet kağıdı tebliğinden haberdar olduğu anlamına gelmez. Somut olayda, şikayetçinin veya vekilinin haciz tarihi ile usulsüz tebligat şikayetinin yapıldığı tarih arasında takip dosyasında işlem yapmadıkları ve şikayetçi vekilinin takip dosyasında vekaletnamesinin bulunmadığı, Mersin 1....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı tarafından, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, şikayetçi üçüncü kişiye 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamalerinin gönderildiği, şikayetçi üçüncü kişinin ihbarnamelerden taşınmazlarına haciz konulması sonucunda haberdar olduğu ve 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin ve tüm tebligatların tebliğinin usulsüz olduğu olduğu, alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığından bahisle, Tebligat Kanununa aykırı yapılan usulsüz tebligatların iptali, İİK 89/1 vd için yapılan işlemlerin usulsüz olduğunun tespiti ve iptali, borca itirazın kabulü, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile tapu hacizlerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş...

İcra Müdürlüğü'nün 2009/1674 sayılı takip dosyasında, ilk haczin tesbit edilmesi ve paranın ilk haczi koyan icra müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, bunun yapılmadığını, bu usulsüz işlemin ... 2. İcra Mahkemesi'nin 25.03.2010 gün ve 2010/36 E., 2010/314 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, kararda ilk haczi koyan icra müdürlüğünün sıra cetveli yapması gerektiğinin belirtildiğini, buna rağmen ilk haczi koyan icra müdürlüğünün yanlış belirlendiğini ve sıra cetvelinin hatalı olduğunu, İİK’nun 106/2. maddesi uyarınca, borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağının menkul hükmünde olduğunu, birinci haciz ihbarnamesinin düzenlenmesi ile haczin konulacağını, tebliğin muhafaza tedbiri niteliğinde olduğunu, henüz mevcut olmayan, muhtemel hak ve alacakların haczinin mümkün bulunmadığını, müvekkilinin alacaklı olduğu ... 9....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davacı borçluya icra dosyasında gönderilen ödeme emrinin usule uygun şekilde tebliğ edildiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda; alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....

    Somut olayda; şikayete konu takip dosyasında, haciz konulan banka hesabından şikayet tarihinden sonra gönderilen paranın alacaklılara ödendiği ve alacaklı vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine, icra müdürlüğünce, ilgili bankaya haczin kaldırılmasına dair yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Şikayet tarihinden sonra, daha önce konulan haciz sonucu borcun ödenmesi nedeniyle haczin kaldırılması, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle, mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin 2560 sayılı Yasa'nın 27. ve İİK'nun 82/1. maddesi kapsamında esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

      Zira davacı borçlu ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğden, usulsüz tebliğ edildiğine dair bir iddiada bulunmadığı 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 03/02/2022 tarihinde takipten haberdar olmuş sayılacağının kabulü gerekeceğinden İİK'nun 16/1 maddesi gereğince öğrenmeden itibaren yasal 7 günlük şikayet süresi içerisinde şikayette bulunulmadığı, 14/02/2022 tarihinde iş bu tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğu görülmekle ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin süreden reddine, yine davacı borçluya 103 davetiyesi tebliği üzerine İİK'nun 82. ve 16/1. maddesi gereğince 7 günlük yasal şikayet süresi içerisinde meskeniyet ve haczedilmezlik şikayetinde de bulunulmadığından şikayetlerinin reddine, takibin şekli itibariyle her türlü borca itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden davacının borca itirazının reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece ödeme emrinin tebliği usulsüzlüğünün kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve...

      UYAP Entegrasyonu