Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasın reddi nedeniyle borçluya murisinden intikal eden taşınmazlara konulan haczin kaldırılması istemi nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi üçüncü kişi şikayet dilekçesinde;icra dosyalarından borçlu ...'in murisi ...'den intikal edecek taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin, borçlu ... tarafından murisi ...'...

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/440 Esas 2017/452 Karar sayılı ilamıyla kayıtsız ve şartsız reddettiğini açıklayarak, sözü geçen hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğunu, talebin Yerköy İcra Müdürlüğü tarafından reddedildiğini belirterek, Yerköy İcra Müdürlüğünün 08/06/2018 tarihli haczin kaldırılması talebinin reddi kararının iptal edilerek, muris Fatma Özer'den müvekkiline intikal edecek taşınmazlara konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir....

    Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, tebligatın yapıldığı adres, borçlunun ev adresi olup, tebligatın ev adresine yapıldığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamasına, borçlunun şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususun bilinen adresi olan iş adresine tebligat yapılmadığı iddiasına ilişkin olup, bilinen adresin birden fazla olması halinde, alacaklı yanca ikamet adresine tebligat çıkarma zorunluluğu olmadığına, somut olayda alacaklı yanca bilinen ev adresine tebligat çıkarıldığı, bilinen adres kavramının dar yorumlanamayacağı buranın ev adresi olmadığının borçlu tarafından iddia edilmediği, ancak dosyayla irtibat kurulamayan, ilgisiz bir adrese tebligat çıkarılması durumunda bu hususun gündeme getirilebileceği, dolayısıyla şeklen de usulüne uygun olan tebligata yönelik şikayetin reddi kararında usul...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 24/08/2010 gününde verilen dilekçe ile mülkiyet hakkına dayalı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; görevsizlik nedeniyle davanın reddine dair verilen 08/12/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, ortaklığın ...... suretiyle giderilmesi sonucu ihale ile alınan taşınmaz üzerine ihale tarihinden sonra, tescil işleminden önce konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacılar, 551 parselde kayıtlı taşınmazı ...... Sulh Hukuk Mahkemesi .........

      Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait icra dosyasındaki ödeme emrinin usulsüz olduğu, bu nedenle borçlu hakkındaki takibin henüz kesinleşmediği, takip kesinleşmeden ve haciz isteme hakkı doğmadan 07.10.2010 tarihinde konulan haczin de hükümsüz olduğu, kesinleşmemiş icra takibi ve geçersiz haczin sıra cetvelinde birinci sırada pay almasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, sıra cetvelinde davalının sırasına ve alacağına itirazının kabulü ile bu dosyada davalıya birinci sırada ayrılan payın davacının alacaklı olduğu ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/831 Esas sayılı dosyası nedeniyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalının sıra cetvelindeki alacağının sırasına ve esasına ilişkindir. Alacağın hem sırasına hem de esasına itiraz edildiğinde öncelikle sıraya itiraz incelenir....

        Avukatlık Kanunu 41, Tebligat Kanunu ll. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Şikayete konu takip dosyasında borçlunun ilamdaki vekiline tebligat yapılmış olup, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair bir belge de dosyaya sunulmadığından, icra emrinin vekile tebliğinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği, takibin kesinleşmediği gerekçesiyle dosya kapsamındaki hacizlerin kaldırılması usul ve yasaya, yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırıdır. Ancak haciz konulan hesabın davacı borçlunun ilama dayalı nafaka alacağının yatırıldığı hesap olduğu ileri sürüldüğü halde mahkemece davacının bu husustaki delilleri değerlendirilmemiştir....

        Verilen bu karar 30/04/2019 tarihli hacze ilişkin olup 22/10/2021 tarihli hacze yönelik eldeki şikayet yönünden kesin hüküm oluşturmaz. Öte yandan İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, davanın devamı sırasında da haczin geçerliliği dava şartı olup, davanın her aşamasında gözetilmelidir. Somut olayda istinaf incelemesi sırasında icra müdürlüğünün 09/11/2022 tarihinde takip dosyasının infazen kapatılmasına, 11/11/2022 tarihinde ise hacizlerin kaldırılmasına karar verdiği ve anılan karar doğrultusunda taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleşmiştir....

        Şikayet dilekçesinde meskeniyet şikayetinden söz edilmesi, HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, İİK'nun 82/1-12. bendinde yer bulan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayetinin yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkının bulunmadığı da nazara alınarak, talebin haczin kaldırılması şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir. Zira, şikayetçi üçüncü kişi şikayet dilekçesinde haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 07/04/2004 tarih ve 2004/12-210 E. 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur. Takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkı vardır....

          Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe: İncelenen icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; Çorlu 2....

          -TL nin dosyaya ödenmesinin istendiği, 3. kişi tarafından, haczin kaldırılması yazısı üzerine alacak üzerindeki haczin kaldırılarak borçlu şirkete ödeme yapıldığı bildirilerek yazıya itiraz edildiği, icra müdürlüğünce haciz kaldırma yazısının 10/04/2013 tarihinden önce konan hacizleri kapsamadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı 3. kişi tarafından şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan alacağı üzerinde, bu takip dosyasından konulan şikayet konusu haciz dışında başkaca bir haciz bulunmadığı hususu da nazara alındığında, 3. kişiye tebliğ edilen 30/04/2013 tarihli haczin kaldırılmasına ilişkin müdürlük kararı doğrultusunda haciz kalkmış sayılır....

            UYAP Entegrasyonu