İcra Müdürlüğünün 2008/1555 talimat sayılı takip dosyasına asıl takibin tarafı olmayan.....’nin usulsüz bir şekilde taraf olarak eklendiği ve bu şirketin maliki olduğu şikayet konusu araç üzerine haciz konulduğu,devamında da aracın talimat takip dosyası üzerinden İcra Müdürlüğünce ...a ihale suretiyle satılmış gibi tescil evrakı oluşturulduğu,bu belgeye istinaden aracın takyidatlarından ari şekilde ... adına tescil edildiği,şikayetçinin ise aracı 07.06.2013 tarihinde bu kişiden noter satış sözleşmesi ile satın aldığı,aracın bu şekilde 3. kişi adına tescil edilmesinden sonra ... 6....
üzerine icra memuru tarafından alacaklı vekiline İİK'nun 99. maddesi gereğince istihkak davası açmak üzere 7 günlük süre verildiğini, alacaklı vekiline verilen bu 7 günlük dava açma süresinin 24.06.2014 tarihinde dolduğunu, alacaklı vekili tarafından süresi içinde dava açılmadığını, dava açma süresinin dolması üzerine haczin kaldırılması için 26.06.2014 tarihinde İcra Müdürlüğü'ne talepte bulunduklarını, İcra Müdürlüğü'nce alacaklı vekili tarafından 24.06.2014 tarihinde tasarrufun iptali davası açıldığı gerekçesiyle haczin kaldırılması taleplerinin reddedildiğini belirterek, İcra Müdürlüğü'nün haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 26.06.2014 ve 03.07.2014 tarihli kararlarının iptaline karar verilmesini istemiştir....
Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayetin sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 14.02.2014 gün ve 2013/8411 Esas, 2014/1054 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi birleşen dosyada şikayetçi vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Asıl dosyada şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazların satışı sonucu düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkilinin alacaklı olduğu ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1355 E. sayılı icra dosyasına, haczin düştüğü gerekçesiyle pay ayrılmamasının usulsüz olduğunu, haczin süresinde satış talep edilmekle ayakta olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Birleşen dosyada şikayetçi vekili, müvekkilinin haczinin ilk haciz olması nedeniyle sıra cetvelinde müvekkiline birinci sırada pay ayrılması gerektiğini, şikayet olunan ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dosyada sıra cetvelindeki sıraya şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen dosyanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl dosyada şikayet olunan-birleşen dosyada şikayetçiler ile asıl dosyada şikayetçi- birleşen dosyada şikayet olunan vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dosyada şikayetçi vekili; sıra cetvelinde 1. sırada yer verilen ... 8. İcra Müdürlüğünün 2014/10252 Esas sayılı dosyasından 24.10.2014 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığını, ihtiyati haczin 02.11.2014 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin 17. İcra Müdürlüğünün 2014/10261 Esas sayılı dosyasından 30.10.2014 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığını, henüz kesin hacze dönüşmeyen ... 8....
kaldırılmasını talep ettiğini, bunun üzerinde T3 haczin kaldırılması için yazı yazıldığını, bu yazıya rağmen haczin kaldırılmadığını, borcun ödenmesi ve zamanaşımı nedeniyle de haczin kaldırılması gerektiğini beyanla taşınmaz hissesindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik iddiası, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca (7) günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Hacizle ilgili borçluya tebligat yapılmamış ise öğrenme tarihi kural olarak borçlunun bildirdiği tarihtir. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmaza 2013/619 Esas sayılı takip dosyasında haciz konulmuş olması ve ödeme taahhüdünde bulunulmuş olmasının 2012/2005 esas sayılı takip dosyası açısından da haczin öğrenildiği anlamına gelmeyeceği gibi, haczin öğrenildiğine dair icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda borçlunun 23.07.2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü gerekmektedir....
Dava ilamsız takipte gecikmiş itiraz olup mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece, gecikmiş itiraz iddiasının yerinde olmadığı, borçluya usulüne uygun tebligat yapılmadığının tespiti ile; şikayet tarihinin öğrenme tarihi olan 21/8/2015 olarak belirlenmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak borçlunun, usulsüz tebligat şikayetinin; Tebligat Kanunu 32. madde gereğince usulsüz tebligatı öğrendikten itibaren 7 gün içerisinde şikayet yoluna başvurması gerekmesi karşısında, borçlu tebligattan 21/8/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 04.09.2015 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunmuştur. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, uygulanan haciz işleminden doğrudan etkilendiği için taraflarının aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu, haciz konulan konutun halen müvekkilinin mülkiyetinde olduğunu, müvekkilinin hacizden etkilenen 3. kişi konumunda olduğunu, haciz işlemine konu edilen borçla ilgili haricen yaptıkları araştırmada Azra Akman Limited Şirketinin T4 Limited Şirketine böyle bir borcu olmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, buna yönelik icra memuru işlemini şikayet ettiklerini, usulsüz tebligat sonucu yapılan haczin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca böyle bir borcu olmadığı için T4 Limited Şirketi aleyhine menfi tespit davası açtıklarını belirttiğini, ayrıca icra hukuk mahkemesinde duruşma yapılmadığı halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Madde ve Tebligat Kanunu Yönetmeliğinin 30. Maddesindeki şartlarını taşımadığını, yine tebligat parçasında tebliğ şerhinde muhtara gidildikten sonra tekrar en yakın komşuya gelindiğini, ancak TK 21/1 ve Tky 30'a göre son olarak haber verdiği kişinin imzadan imtina edip etmediğinin sorulmadığını ve şerh üzerine yazılmadığını, tüm bu nedenlerle şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında özetle; Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin davacıya 06.08.2021 tarihinde tebliği üzerine davacının vekili aracılığı ile 14/10/2021 tarihinde mahkememize başvurarak tebligatın usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emrinin İİK'nun 58. Maddesine aykırı olarak hazırlandığını, usulsüz tebliğ işleminden 12.10.2021 tarihinde haberdar olduklarını iddia ederek iddia ettiği ve hacizlerin kaldırılması gerektiğini iddia ettiği anlaşılmıştır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının ve İİK'nun 58....
(II)"Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nın 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir....