Taraflar arasındaki usulsüz tebligat ve hacizlerin kaldırılması şikayeti nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine, haczin kaldırılması şikayetinin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
ın ise usulsüz tebligat şikayetiyle birlikte takibe dayanak çekte borçlu olmadığından takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece her iki borçlunun usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne, borçlu ... yönünden takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. 1)Borçlu şirketin temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Borçlu şirket sair şikayetinin yanında hacizlerin kaldırılmasına da talep ettiği, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiği, ancak borçlu şirketin haczin kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadığı görülmektedir....
Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle, davalı vekili tarafından müvekkili hakkında Akhisar İcra Müdürlüğünün 2018/6231 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip nedeniyle gönderilen örnek 7 nolu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair Akhisar İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/377 Esas sayısında açılan şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda şikayetin kabulüne karar verilerek borca süresi içerisinde itiraz edildiğinin tespit edildiğini, dolayısıyla takibin kesinleşmediğini, söz konusu usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair verilen karar nedeniyle icra müdürlüğüne müracaat edilerek takip kesinleşmeden konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına, dosyaya yapılan ödemelerin alacaklıdan iadesine ve alacaklının mal varlığının haczedilmesine yönelik talepte bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce bu taleplerinin usulsüz tebligat şikayetine ilişkin icra mahkemesi kararının kesinleşmediği, ayrıca İİK'nun 40 ve 361. maddelerinin uygulanmasının söz konusu olmayacağı ve mahkeme kararında...
Ne var ki asile ve vekiline çıkarılan tebligatlarda haczi bildirilen taşınmazların farklı olduğu, şikayete konu 8 no’lu bağımsız bölümün haczine ilişkin 27.05.2014 tarihli 22 örnek davet kâğıdının vekile tebliğ edilmediği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, haczedilemezliği öne sürülen 8 No’lu bağımsız bölümün haczine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu itibarla, borçlu vekilinin vekaletnamesini ibrazından sonra 22 örnek davet kağıdının borçlu asile gönderilmesi yasaya aykırıdır. Borçlunun vekili varken asile yapılan tebligat yok hükmünde olup sonuç doğurmaz; bu tebligat ile yasal itiraz ve şikayet süreleri işlemeye başlamaz....
Açıklanan bu hükümlere aykırı olarak adi ortaklığın para ve malları üzerine haciz konulması halinde bu husus, ortaklardan her biri tarafından İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir. Mahkemece şikayet dilekçesinin “.... Ltd. Şti.” tarafından verildiği ve takip borçlusu şirketin ise “.... Ltd. Şti.” olup, şikayetçi şirket adının borçlu şirketten farklı olduğu gerekçesi ile haczin kaldırılması istemini de kapsar biçimde şikayet tümden reddedilmiş ise de; elektronik ortamda yapılan incelemeye göre takip dosyası içerisine şikayette bulunan Av. ... adına düzenlenen “.... Ltd. Şti.” tarafından verilen 05.05.2014 tarih ve 07401 Yevmiyeli vekaletnamenin şikayet tarihi olan 26.09.2015 tarihi itibarı ile harçlandırılarak Uyap marifeti ile sunulduğu görülmektedir. Bunun gibi " .... Ltd. Şti.” yetkilisi ...'ın adı geçen şirkete ait 13....
GEREKÇE: Genel haciz yoluyla takipte borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu ,ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet ve yakalama ve haciz kararının usulsüz olduğundan bahisle kaldırılması talebi niteliğindedir. İlk derece mahkemesinin önceki kararının istinafı üzerine Dairemizin 08.11.2019 tarihli kararı ile 1- Davacı(borçlu) vekilinin “Yakalama kararının kaldırılması talebinin feragat nedeniyle reddine dair verilen karar “bakımından istinaf başvurusunun İİK.nun 363, HMK'nun 352....
ve 13. maddeleri, Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesi gereğince usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, TK 32. maddesi uyarınca davacının daha önce tebliğe muttali olduğu tespit edilemediğinden, davacının tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih olan 15/09/2021 tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesi ve Erbaa İcra Müdürlüğünün 2021/6142 esas sayılı dosyasında takibin durdurulmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır; ancak, haczin kaldırılması talebi olmadığı halde 6100 sayılı HMK'nın "Taleple Bağlılık" başlıklı 26/1. maddesine aykırı olarak haczin kaldırılmasına da karar verilmesi isabetsizdir....
Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda takip dosyası incelendiğinde; Şikayetçi borçlunun, vekili aracılığıyla ......
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Usulsüz tebliğ şikayetini tebligatın muhatabı ileri sürebileceği ve şikayetçinin usulsüz tebliğ şikayeti yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, Haczin düştüğü ve kaldırılması gerektiğine ilişkin şikayetin ise alacaklı tarafın satış avansı yatırdığı ve haczin düşmediği kanaatine varılmakla yerinde olan icra müdürlüğü işlemine karşı şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin Adana Kozan Turunçlu Mahallesinde bulunan taşınmazı borçlu Davut Alpaslan’dan satın aldığı, taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, satış avansının da süresinde yatırılmadığını, haczin İİK 106 ve 110. maddeleri gereğince kaldırılması gerektiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Hukuk Dairesinin özellikle 2020 yılından itibaren içtihat değişikliğine gittiğini ve haczin kaldırılması için usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü kararının kesinleşmesine gerek olmadığı görüşünü benimsediğini, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü kararının kesinleşmesine gerek bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi nedeniyle haczin kaldırılması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....