bunun yapılmadığını, bu sebeple tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, davacıya gönderilen kıymet takdir raporu tebliğinin de usulsüz olduğunu, davacının takipten 20/08/2021 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş, haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun tespitine, haciz ihbarnameleri uyarınca davacının borçlu olarak dosyaya kaydedilmesi işleminin iptaline ve davacının mal varlığına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
süresinin 16/1 hükmü gereği süresiz olduğunu ,kaldı ki borçluya çıkarılan ilk tebligatın usulsüz olarak merciine iade edildiğinden TK 21/2 göre ikinci tebligatın çıkarılmasının usulsüz olduğunu, tebligat usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan, borçlunun yasal haklarını kullanılmasının engellenmiş olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, şöyle ki; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, iş bu dava usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayet olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede; davacı tarafın iddia ettiği şekilde şikayetin süresiz şikayet niteliğinde olmadığı, İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, dava dilekçesi içeriğinden davacının takipten 15/08/2012 tarihinde haberdar olduğunun anlaşılması karşısında davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresinden sonra 15/11/2021 tarihinde açıldığı görülmekle şikayetin süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından...
Dava; usulsüz tebliğ ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet davası olup, verilen kararda kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Bu nedenle, başvurunun HMK''nın 355. maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Borçlunun icra emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Bu tarihe göre ise şikayet süresinde değildir. Tebligat Kanununun 7/a maddesi hükmüne göre, madde kapsamında kalanlara elektronik yolla tebliğ yapılması zorunlu olmakla birlikte, İİK'nın 89. maddesi kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ancak yasal süresi içinde şikayet yoluyla mahkeme önüne getirilmesi halinde incelenebileceğinden kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. İİK'nın 18/3. maddesi uyarınca, şikayetin niteliği itibariyle mahkemece duruşma açılarak tarafların delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmekte ise de, kararın niteliği gereği bu husus sonuca etkili görülmemiştir....
Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin belirtilmemiş olması halinde ise, en geç şikayet tarihinde tebliğden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak, yazılı belgeyle ispatlanabilir ve bu konuda tanık dinlenerek sonuca gidilemez(Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararı). Ayrıca tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası da her türlü delille kanıtlanabilir(HGK. nun 2003/12- 600 E. – 2003/606 K.)....
Maddesi uyarınca hasma tebliğ yasağı söz konusu olacaktır. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği taşınmaz hissedarına tebliğ edilmelidir. Taşınmaz hissedarına satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Diğer taraftan, şikayetçiye satış ilanı tebliğ tarihinin 15/11/2022 olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de; şikayet 08/11/2022 tarihinde yapıldığından henüz gelmeyen bir tarih tebliğ tarihi olarak belirlenemeyeceğinden usulsüz tebliğ şikayeti kısmen kabul edilerek tebliğ tarihinin şikayet tarihi gibi 08/11/2022 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 29.11.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 27.12.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....