WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü dosyasında 3. şahsa haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkarılmadığı, usulüne uygun tebligat yapılmadığı, alacaklı şikayet olunan vekilinin sunduğu tebliğ belgesinin suret belge olup, işlemlere dayanak edilemeyeceği, keza 3. şahsın itirazına ilişkin tarihsiz ve yapılan araştırmada tarayıcıdan geçmeyen 27.10.2011 havale tarihli gözüken haciz ihbarnamesi cevabının da suret belge olup işlemlere dayanak edilemeyeceği, 30. İcra Müdürlüğü'nce aslı olmayan belgelere dayanılarak düzenlenen sıra cetvelinin usulsüz olduğu, 30....

    Öte yandan, ihalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddianın bulunmadığı, ayrıca, fesat olgusuna ya da satılan taşınmazın esaslı niteliklerindeki hata nedenine dayanılmadığı görülmekte olup; bu haliyle İİK.'nun 134/7. maddesinde öngörülen sürenin burada uygulanması da mümkün değildir. Diğer taraftan, şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen bir husus kamu düzenine ilişkin olmadıkça icra mahkemesince re'sen nazara alınamaz. Bu durumda, borçlunun kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiası mevcut bulunmadığı halde mahkemece sözü edilen tebligatların re'sen incelenmesi ve anılan hususun fesih nedeni olarak kabul edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. O halde, mahkemece, ihalenin feshi isteminin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir....

      ya yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, diğer borçlu ...'ya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayeti yanında sair şikayet nedenlerini de belirterek 06.11.2013 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini istediği, mahkemece ileri sürülen diğer fesih nedenleri hiç tartışılmayarak borçlu ...'ya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne dair verilen kararın, alacaklıların temyizi üzerine Dairemizin 08.12.2014 tarih, 2014/20319 E., 2014/28517 K. sayılı ilamı ile özetle; “tebligat usulsüzlüğünün bizzat muhatabı tarafından ileri sürülmesi gerektiği diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin şikayet hakkı olmadığı diğer takip borçlusuna satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

        Davalı borçluya takibe dayanak icra dosyasından gönderilen ödeme emri 03.....2012 tarihinde Tebligat Kanunu’nun ....maddesi uyarınca muhtara teslim edilmek suretiyle tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığından bahisle, usulsüz tebligatın iptali için ... .... İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esasında dava açmış ve Mahkemece ....05.2015 tarihli karar ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.04.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dairemizce 03.05.2018 tarihli geri çevirme kararı ile ödeme emrinin iptaline ilişkin ... .... İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esas sayılı şikayet başvurusu sonucunda verilen kararın kesinleşmiş onaylı bir örneğinin dosya içerisine alındıktan sonra gönderilmesi için dosya geri çevrilmiş, ancak geri çevirme kararı sonrası gönderilen ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayet dosyasında kararın kesinleşme şerhi bulunmamakla, kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetidir. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/02/1969 tarihli 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi olarak bir tarih belirtilmemiş, yeni öğrenildiği belirtilerek 17/03/2022 tarihinde şikayet yapılmıştır....

          Öte yandan, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi ve kıymet takdiri raporu tebligatı çıkarıldığı anlaşılmıştır. borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 03.09.2015 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair başvurusu İİK'nun 16. maddesi uyarınca şikayet mahiyetinde olup, şikayet, aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden itibaren başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Şikayet dilekçesinde; “…Usulsüz tebligatı itiraz tarihimiz olan 11.03.2015 tarihinde öğrendik…” beyanına yer verildiği, şikayetin ise yasal yedi günlük süreden sonra 19.06.2015 tarihinde yapıldığı görülmüştür....

              Fakat bu şikayet, usulsüz tebliğ hakkında değildir. Borçlu vekilinin borca itirazla birlikte tebliğin usulsüzlüğüne ve takip müstenidi evrakın tebliğ edilmediğine dair itirazlarını icra dosyasına bildirdiği, fakat bunlar hakkında icra memurunca red kararı verildiği, bu kararın 2021/1245 esas numaralı dosyadan şikayet edildiği anlaşılmıştır. Bundan dolayı eldeki şikayet davası için bağlayıcı olmadığına" dair karar verildiği görülmüştür....

              Her ne kadar davacı vekili müvekkiline ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini söyleyerek tebliğ tarihinin 10/09/2021 olarak düzeltilmesini istemiş ise de icra dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde davacı asilin ödeme emri tebliğ mazbatasını UYAP Vatandaş Portal üzerinden 21/03/2021 tarihinde okuduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia eden davacının en geç bu tarihte takipten haberdar olduğu ve yasal 7 günlük süre içerisinde de şikayet yoluna başvurmadığı anlaşılmakla şikayetin süre yönünden reddine karar vermek gerekirken esastan reddine karar verilmesi yasaya uygun olmadığından davacının istinaf başvurusunun reddi ile HMK 353 (1) b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- HMK 353 (1) b-2 md. gereğince İSTANBUL 26....

              DAVA Şikayet eden üçüncü kişi vekili dilekçesinde; Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edilen 89/1 haciz ihbarnamesinin adresten geçici mi sürekli mi ayrıldığı tespitinin yapılmamasından, 89/3 haciz ihbarnamesinin ise doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiş olmasından ötürü usulsüz tebliğ edildiklerini, usulsüz tebligatlara binaen taşınmaz ve araçlarının haczedildiğini ileri sürerek adı geçen tebligatların usulsüzlüğünün tespiti ve öğrenme tarihinin 28.02.2021 olarak düzeltilmesi ile icra dosyasından taşınmaz ve araçları üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; şikayetin süresinde yapılmadığını, tüm tebligatların usul ve yasaya uygun tebliğ edildiğini beyan ederek şikayetin süreden aksi halde esastan reddini istemiştir. III....

                UYAP Entegrasyonu