Mahkemece yerinde olarak duruşma açılmış ise de, takip talebinde ve dolayısıyla ödeme emrinde alacaklı vekili olarak Av. ... gösterilmesine rağmen, duruşma gününü içeren davetiyenin ve itiraz/şikayet dilekçesinin alacaklı vekili yerine, alacaklı asile tebliğe gönderildiği ve yargılamanın alacaklı ile alacaklı vekilinin yokluğunda sonuçlandırıldığı görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun .... ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin .... maddeleri gereğince, vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, itiraz/şikayet dilekçesinin ve duruşma gününü bildirir davetiyenin, alacaklı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilip, bu suretle taraf teşkili sağlandıktan sonra, işin esasının incelenmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, ödeme emri tebliğinin usulsüz olması nedeniyle şikayetin kabulüne karar verilmesi ve müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ile yetkiye, imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dava dilekçesinde ayrıca ve açıkça usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmamasına aksinin kabulü halinde ve ödeme emri tebligatının usulsüz olması halinde dahi usulsüz tebliğin öğrenildiği tarih itibariyle borca ve imzaya itirazın süresinde yapılmadığının anlaşılmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....
Maddesi gereğince mirasçılar alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğunu ileri sürebileceklerini, terekenin borca batıklığı nedeni ile yerel mahkemece bu yöndeki taleplerinin kabulü ve müvekilleri yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken talebin reddedildiğini, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin reddi kararının da yasal olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, buna rağmen bekletici mesele yapılmadığı gibi bu dava dosyasının getirtilerek incelenmediğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, muris aleyhine başlatılan takipte mirasın hükmen reddine ilişkin dava açıldığı, ödeme ihtarının usulsüz tebliğ edildiği iddialarına dayalı şikayet ile imzaya, borca ve yetkiye itiraza ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2020 NUMARASI : 2020/5 ESAS, 2020/111 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Taraflar arasında görülen usulsüz tebligat şikayeti, borca ve yetkiye itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda verilen karara karşı yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan icra takibinde icra emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu, yanlış kişiye tebligat yapıldığını, bu nedenle öğrenme tarihinin 02.01.2020 olarak kabul edilmesini, ayrıca takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, bu nedenle borcunun da olmadığını, takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, yetkili icra dairesinin Kağızman icra dairesi olduğunu belirterek; borca, yetkiye, imzaya ve usulsüz tebligat şikayetine ilişkin itirazlarının kabulünü talep ve dava etmiştir....
Davacı dava dilekçesinde, borca itirazın yanında usulsüz tebliğ şikayetinde de bulunduğunu beyan etmiş olmasına rağmen, Mahkemece HMK'nın 297.maddesine aykırı olarak davacının usulsüz tebliğ şikayeti konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti de incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince davacının istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Tüm dosya kapsamı ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyasının yapılan incelemesinde davacı borçlunun Ticaret Sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan ilk ödeme emri tebligatının 13.07.2017 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine alacaklı vekilinin talebi ile ticaret sicilde kayıtlı aynı adrese çıkartılan ödeme emri tebligatının 16.05.2018 tarihinde TK 35 maddesine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmakla, davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu şirkete 16.05.2018 tarihinde ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren yasal 5 günlük süre içinde davacının imzaya ve borca itirazlarını ileri sürmesi gerekirken yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 17.05.2019 tarihinde imzaya ve borca itirazda bulunduğu anlaşılmakla imzaya ve borca itirazın süre aşımından reddine " dair karar verildiği görülmüştür....
Küçükçekmece 2.İcra Müdürlüğü'nün 2019/2060 esas sayılı icra takip dosyasından davacı borçluya gönderilen ve 23/02/2019 tarihinde davacı borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliği usulüne uygundur. Hal böyle olunca tebligat usulsüzlüğü şikayetinin reddine, İmzaya itiraz yönünden; Başvuru 2004 Sayılı İİK'nun 168/4 ve 170.maddesine dayalı imzaya itirazdır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde imzaya itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde imzaya itiraz süre aşımı nedeniyle reddedilir. Küçükçekmece 2.icra Müdürlüğü'nün 2019/2060 esas sayılı icra takip dosyasından davacı borçluya gönderilen ödeme emri davacı borçluya 23/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı borçlu vekili imzaya itirazı 23/02/2019 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra 29/01/2021 tarihinde ileri sürmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece takibe dayanak kambiyo senedindeki imza incelenmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, itiraz imzaya (ve dolayısıyla borca) ilişkin olduğundan öncelikle imza incelemesi yapılması gerektiğini, tebliğ mazbatasının üzerindeki imzanın müvekkiline ait çıkmadığını, senetteki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, imza incelemesi yapılmaksızın müvekkilinin imzalamadığı bir senet dolayısıyla borçlu kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayetinin yanında, borca ve imzaya itiraza ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda davacı borçlu, takibi 09/04/2019 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebligat şikayeti yasal süresindedir....