yetki itirazının kabulüne, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesine, usulsüz tebligatın iptaline, borca, fer'ilerine ve imzaya itirazlarının kabulü ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü' nün 2017/15491 esas sayılı takip dosyasında davacı borçlu adına çıkartılan yenileme emri tebliğ tarihinin 22/05/2017 tarihi olarak düzeltilmesine, sözkonusu takip dosyasında ödeme emrinin davacı asile 08/02/2013 tarihinde tebliğ edildiği, yenileme emrinin gönderilmesiyle borca itiraz süresinin yeniden işlemeyeceği sözkonusu ödeme emri tebliğ tarihi olan 08/02/2013 tarihinden itibaren 5 günlük yasal itiraz süresi dolduğu ayrıca borca itirazın ve takibin iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "İstanbul 27. İcra Müdürlüğü' nün 2017/15491 esas sayılı takip dosyasında davacı borçlu adına çıkartılan yenileme emri tebliğ tarihinin 22/05/2017 tarihi olarak düzeltilmesine, borca itirazın ve takibin iptali talebinin reddine.." karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 03/10/2019 tarih, 2018/2217 Esas, 2019/1659 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "......
İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı şirket aleyhine çek alacağından bahisle kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, 29/08/2019 tarihinde ödeme emrinin davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı şirket yetkilisinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile birlikte yetkiye, borca ve imzaya itirazlarını içerir dilekçe verdiği, ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde, iş yerinde daimi çalışan Muammer Sancaklı'ya tebliğ edildiği, tebligatı alan kişinin şirketin yetkilisi olmadığı, bu nedenle ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, ayrıca alınan bilirkişi raporuna göre takibe konu çekin keşide tarihindeki düzeltme ile ilgili paraf imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, çekin gerçekte keşide tarihinin 30/06/2019 tarihi olduğu ve keşide tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde çek ibraz edilmediğinden İİK .170/a maddesi kapsamında...
Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından 88.000,00 TL miktarlı 28/04/2021 tanzim tarihli 28/07/2021 vade tarihli bonoya dayalı olarak borçlu davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve süresinde dava açıldığı görülmüştür. Somut olayda, İlk derece mahkemesi tarafından talep doğrultusunda dayanak belge ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğinden ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, bu nedenle takip dosyasında davacı borçlu hakkında yeniden ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerektiği ve bu yeni ödeme tebliğ ile birlikte davacının yeniden itiraz ve şikayet haklarının olacağı anlaşılmış, bu nedenlerle bu aşamada ilk derece mahkemesi tarafından, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edildiğinden imzaya ve borca itirazın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gecikmiş itirazın reddine, yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilere itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
etmek üzere 20.02.2020 tarihinde müvekkillerinin tümü bakımından bu şekilde borca itiraz etmek taraflarınca uygun görüldüğünü, her ne kadar müvekkillerinin Süren Sezer ile Avedis Sezer, kendilerine tebliğ edilen ödeme emrini 19.02.2020 tarihinde tebellüğ etmişse de müvekkillerinin T1'e ödeme emri tebliğ edilmediğini, daha sonra 17.03.2021 tarihinde müvekkili T1 bakımından takip, hukuka aykırı olarak kesinleştirilmiş olup; 17.03.2021 tarihinde müvekkil hakkında haciz işlemi gerçekleştirildiğini, dosya ve mezkûr haciz tutanağı üzerinde yapmış olduğumuz tetkikler neticesinde müvekkili T1'e tebliğ edildiği belirtilen ödeme emrinin, usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğu taraflarınca fark edilmiş; hemen akabinde işbu dilekçemiz ile de usulsüz tebligatın ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise imzaya ve borca yönelik itiraz davasını İİK.nın 168.maddesinde belirtilen hak düşürücü süreden sonra 26/10/2020 tarihinde açtığı, davacının usulsüz tebligata ilişkin bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmakla hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine" karar verildiği görülmüştür....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2020/314 ESAS, 2020/106 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu 23.İcra Müdürlüğü 2020/13259 E. sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibinde bulunulduğunu, icra takibinden ödeme emri tebliğ edilmeden yeni haberdar olduklarını, takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itirazda bulunulmuştur....
Hukuk Dairesi'nin 26.11.2020 tarih ve 2020/204 Esas, 2020/2632 Karar sayılı kararıyla davacının taraf ehliyetinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının kaldırıldığı, dosyanın 2021/52 esasına kaydedilmesi sonrasında yapılan yargılaması sonunda; şikayetin kabulü ile davacı hakkında yapılan takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, borçlunun, takip dosyasından kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte aynı davada itiraz ve şikayetlerini ileri sürebileceği gibi tebliğ usulsüzlüğünü ayrı bir davada, borca ve imzaya yönelik itirazlarını, ayrıca takibe yönelik şikayetlerini ayrı bir davada ileri sürmesinin mümkün olduğu, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini ayrı ayrı dava açarak talep etmesi halinde borca, imzaya itiraz ve şikayetin yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı usulsüz tebliğ şikayetinin...
Mahkemece yerinde olarak duruşma açılmış ise de, takip talebinde ve dolayısıyla ödeme emrinde alacaklı vekili olarak Av. ... gösterilmesine rağmen, duruşma gününü içeren davetiyenin ve itiraz/şikayet dilekçesinin alacaklı vekili yerine, alacaklı asile tebliğe gönderildiği ve yargılamanın alacaklı ile alacaklı vekilinin yokluğunda sonuçlandırıldığı görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince, vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, itiraz/şikayet dilekçesinin ve duruşma gününü bildirir davetiyenin, alacaklı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilip, bu suretle taraf teşkili sağlandıktan sonra, işin esasının incelenmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....