DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun iddia edilmediği, müvekkili aleyhine ilamsız takip yapılmış olmasına rağmen, ödeme emri tebligat zarfı üzerinde "örnek no 10 ödeme emri ve çek/senet sureti vardır" ibaresinin yazılı olması nedeniyle tebligat zarfı içeriğine karşı şikayet ile birlikte borca itirazda bulunulduğu, icra dosyası incelendiğinde ödeme emrinin davacı borçlu şirkete 24/06/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 24/07/2020 tarihinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin ve borca itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Malatya İcra Müdürlüğü'nün 2015/31819 Esas sayılı icra takip dosyasında, müvekkili davacıya 89/1,2,3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini takip alacaklısına ve takipte borçlu olanlara müvekkilinin borcu olmadığını yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığını, davalı alacaklı tarafından talep edilmemesine rağmen icra müdürlüğünce müvekkili davalının mernis adresine tebligat çıkarıldığını, mernis adresi bildirilmeden icra dairesince talep dışına çıkılarak mernis adresine res'sen tebligat çıkarmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin aleyhine başlatılan takipten 13/06/2017 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkiline...
nun 16/1 maddesindeki 7 günlük şikayet süresinin geçirildiğini, şikayetçilerden T3 bakiye borç muhtırası 25.10.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu halde, 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra 02.11.2021 tarihinde 89/1 Haciz ihbarnamesinin usulsüzlüğü şikayetinde bulunulduğunu, şikayetçiler T3 T1 ve T4 bakımından şikayetin süresinde olmaması nedeniyle reddi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacıların murisi 3.kişiye gönderilen 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliği şikayetine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. Maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir... şeklinde, Aynı kanunun 16. Maddesinde ise; "(Değişik madde: 19/03/2003- 4829 S.K./2. md.)...
-K A R A R- Şikayetçi vekili, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 23. maddesine göre, düzenlenen derece kararında müvekkili vergi dairesinin alacağının, garameten paylaşıma esas alınması gerektiğini ileri sürerek, derece kararının iptalini ve yeni bir derece kararı düzenlenmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet edilen vekili, davacının haczinin rehin tarihinden sonra olduğunu, aracın aynından doğan vergi borcunun ihale alıcısı tarafından tescil öncesi ödendiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, ve tüm dosya kapsamına göre, alacaklının.......
Tüzel kişilere ne şekilde tebligat yapılacağı Tebligat Yasasının 12. ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese Tebligat Yasasının 21/1 ya da 35/4 maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Yasasının 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, tüzel kişilerin sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz....
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun'un 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
Bunlardan biri davacının komşusu dahi olmayan kişilerden sorularak tebliğin yapıldığı, diğeri ise tebliğ işlemlerinde tebligat memurunun tahkik görevini yerine getirmediği, tebliğ şerhlerinde yer alan tebliğlerin muhatabı davacının işe gittiği, çarşıya gittiğine yönelik şerhlerin gerçeğe aykırı olduğu hususudur. İcra emri tebliğinin usulsüzlüğü iddiasının ihalenin feshi davasında dinlenilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacının kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği, takdir edilen kıymetin düşük olduğu, satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü iddiasının açılan davada dinlenilmesi ve irdelenmesi zorunludur....
Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Adrese dayalı kayıt sistemi ise gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur....
Bu doğrultuda tebligat usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı vereceği, ihalenin feshini isteyen şikayetçi borçlunun kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ileri süremeyeceği anlaşıldığından şikayetçi borçlunun bu yöndeki ihalenin feshi sebebi yerinde görülmemiştir....