Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi, gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Somut olayda tebligat yapılan adresin, ticaret sicilindeki adresle aynı sokak, kapı numarası ve semt isimlerini ihtiva ettiği, sadece mahalle isminin farklı yazıldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş: bu mahalle isimlerinin aynı yere ilişkin olup olmadığının araştırılarak; oluşacak sonuca göre: aynı ise ticaret sicilindeki adrese yapılan tebligat usule uygun olacağından şikayetin reddi ve itirazların da süreden reddi; aynı değil ise tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile itirazların esasının o zaman incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi, gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Somut olayda tebligat yapılan adresin, ticaret sicilindeki adresle aynı sokak, kapı numarası ve semt isimlerini ihtiva ettiği, sadece mahalle isminin farklı yazıldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş: bu mahalle isimlerinin aynı yere ilişkin olup olmadığının araştırılarak; oluşacak sonuca göre: aynı ise ticaret sicilindeki adrese yapılan tebligat usule uygun olacağından şikayetin reddi ve itirazların da süreden reddi; aynı değil ise tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile itirazların esasının o zaman incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ancak bu içtihat alacaklının kendi iradesi ile yeniden ödeme emri tebliği istemesi nedeniyle borçlu açısından yeni bir itiraz ve şikayet hakkı doğurmaktadır. Öte yandan, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü, ancak muhatabı tarafından İİK'nın 16. maddesi uyarınca süresinde şikayet konusu yapılarak tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi talep edilebilir. Borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi, ona yeniden itiraz hakkı verir ise de, satış isteme süresinin, ikinci kez çıkarılan icra veya ödeme emri tebliğinden başlatılmak sureti ile alacaklının satış isteme süresinin uzatılması sonucunu doğurmaz. Aksi halde, satış isteme süresini kaçıran alacaklının, borçluya yeniden ödeme veya icra emri tebliğ ettirmek sureti ile yeniden satış talebinde bulunma hakkı kazanmasına neden olur (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2017/5397 Esas, 2017/13051 Karar)....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin borçluya 10.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından tebliğ usulsüzlüğü iddiası ile şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 19.02.2020 olarak düzeltilmesine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak...
Davacı vekiline kıymet takdiri raporu ve satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu vekiline tebligat çıkartılmasının zorunlu ve yeterli olduğu, ayrıca asıla tebligat çıkartılması işleminin yok hükmünde olduğu, davacı vekili tarafından davacı dışındaki kişilere çıkartılan tebligatların usulsüzlüğü veya tebligat çıkartılmaması gerekçe gösterilerek ihalenin feshinin istenemeyeceği, satış isteyen alacaklının aynı zamanda rehin alacaklısı olduğu, rehin bedeli altında satışa muvafakatini bildirdiği, satış ilanı tebligatının tebliğinden sonra ihaleden önceki nedenlere dayanarak ihalenin feshinin istenebilmesi için bu hususların şikayet konusu yapılması gerektiği, şikayet başvurusunda bulunmayan tarafın bu nedene dayanarak ihalenin feshini isteyemeyeceği, takyidatların sorulmaması ve 100. madde bilgilerinin toplanmaması, ihale katılımcılarının adreslerinin ihale artırma tutanağına yazılmaması ihalenin feshi nedeni olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir....
İstinaf Sebepleri Şikayetçi alacaklı istinaf dilekçesinde; alacaklının şikayet dilekçesindeki nedenlerin yanında borçlunun tebligat usulsüzlüğü iddiasının Ankara 4. İcra Mahkemesi'nin 2020/412 Esas 2020/403 Karar sayılı kararı ile 17.09.2020 tarihinde reddedildiği, bu karara yönelik istinaf başvurusununda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin 2020/1960 Esas 2021/2418 Karar sayılı kararı ile 06.01.2022 tarihinde esastan reddedildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....
GEREKÇE; Uyuşmazlık, tebligatın usulsüzlüğü şikayeti, icra dairesinin yetkisine ve imzaya itiraza ilişkindir. Adana 12.İcra Müdürlüğünün 2019/11234 esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafından davacı şirket aleyhine 30.000,00 TL bedelli bir adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra yolu ile haciz işlemine başladığı, davacı şirketin "Üsküp Caddesi No.24/13 Çankaya Ankara "adresine gönderilen örnek 10 ödeme emrinin 17.09.2019 tarihinde TK'nun 35. Maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davanın 18.10.2019 tarihinde açıldığı görülmüştür. Tüzel kişinin (şirketin) bilinen adresinde tebligat yapılamaması halinde, Tebligat Kanunu'nun 35/4 maddesinde "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır." hükmü yer aldığından Ticaret Sicilinde kayıtlı adresinde tebligat yapılabilir....
Vekil varken asıla gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup, sonuç doğurmayacağından, ayrıca davacı/borçlu asıla da 08/05/2021 tarihinde tebliğ yapılmış ise de vekile usulüne uygun tebliğ yapıldığından bu tebligat sonuca etkili değildir. Davacı/borçlu diğer takip borçlusu şirkete yapılan tebliğlerin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini talep etmiş ise de; tebliğ usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini talep etme hakkı, tebligatın muhatabına ait olup, davacı/borçlu kendisi dışındaki diğer borçlu ve ilgililere tebliğ yapılmadığı veya usulsüz tebliğ yapıldığı nedenine dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. İpoteğin geçersizliği hususu, kanunda sayılan ihalenin feshi nedenleri arasında olmayıp, icra mahkemesinde de tetkik edilebilecek bir husus değildir. Davacı tarafından ipoteğin geçersizliği nedeniyle terkin edildiğine ilişkin bir ilam sunulmadığına göre bu fesih nedeni de yerinde değildir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde;satışa hazırlık işlemleri ve ihalenin usulüne uygun yapılmadığını, yerel gazetede ilan yapılmasının hatalı olduğunu, tebligatların eksik yapıldığını, satıştan haberdar olsa idi ihaleye yeterli alıcıyı bulabileceğinden bahisle davanın kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı banka cevap dilekçesinde; şikayetçi tarafından ileri sürülen hususların gerçeği yansıtmadığını, satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olduğunu, kıymet takdirine ilişkin tebligatın 09.02.2022 tarihinde satış ilanı tebligatının ise 19.04.2022 tarihinde ... ... ...'ye ve aynı zamanda 11.04.2022 tarihinde vekili Av. ...'...
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligatın yapılması gerekir. Tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Somut olayda; ......