maddesinin son cümlesinde hacizlerin kaldırılması usul ve yöntemini “söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” şeklinde açıkça belirtmiştir. Bu durumda Mahkemece İcra Müdürlüğü'ne 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15. maddenin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat verilmekle yetinilmesi gerekirken anılan yasal prosedürün işletilmesi sağlanmadan mevcut hacizlerin kaldırılması şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Hacizli taşınmazların üzerinde ipotek şerhleri bulunduğundan dosyadaki hacizlerin taşkın haciz olmadığı ve hacizli taşınmazların bir kısmı üzerindeki haczin kaldırılmasının alacağın haricen tahsiline karine teşkil etmesi nedeni ile tahsil harcı ödenmesi gerektiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Taşınmazlar üzerindeki ipotek bedelleri taşınmazların değerinden düşülse dahi kalan miktarın borcu karşılamaya yeteceği belirtilmiş ayrıca dava dilekçesindeki şikayet sebepleri tekrar edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, borç miktarını aşar şekilde haciz işlemi yapıldığı iddiası ile İİK.nın 85 maddesine göre borç miktarını aşan hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "... davalı borçlu adına 1.757,96 EURO nun tahsili amaçlı icra takibi başlatıldığı, alacaklı vekilinin 26/02/2021 tarihinde "Dosyanın haricen tahsil nedeniyle (haricen tahsil) kapatılmasını, (bulunan tüm hacizlerin fekki (banka tapu araç)) dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ederim." şeklinde talep gönderdiği, 01.03.2021 tarihinde tekrar " dosyanın vazgeçme/feragat nedeniyle (dosyada mevcut olan 626,55 tl tahsil harcının feragat harcına mahsup edilerek) kapatılmasını talep ederim. " şeklinde talep gönderdiği, icra müdürlüğünün ilk talebi kabul ederek "dosya ve 26/02/2021 tarihli talep incelendi. dosyanın haricen tahsil nedeniyle (haricen tahsil) kapatılması talebinin kabulüne, (bulunan tüm hacizlerin fekki (banka tapu araç)) dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılması talebinin kabulüne 492 sayılı Harçlar Kanununun 23 maddesi uyarınca alınması gerekli harcın yarısı nispetinde tahsil harcı alınması gerektiğinden gerekli...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2022 NUMARASI : 2021/94 ESAS - 2022/8 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Tebligat Usulsüzlüğü, Haczedilmezlik) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya 12....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin yetkisini aşmak suretiyle hukuka aykırı bir karar verdiğini, mahkeme kararında hacizlerin aşkın haciz nitelinde olduğu tespitiyle borçlunun şikayetinin kabul edildiğini, ancak uyuşmazlığın İİK'nun 16.maddesi kapsamında şikayet olduğunu, aşkın haciz noktasında hiçbir itiraz ve şikayette bulunmayan borçlunun borcun ödendiğinden bahisle hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini ve icra müdürlüğünce haklı görülmeyen talebin kabul edilmediğini, bu müdürlük kararının şikayet konusu yapıldığını, icra müdürlüğünün genel yargılama merci olan asliye ticaret mahkemesince verilmiş ihtiyati haciz kararını kaldırma gibi bir yetkisinin bulunmadığını, mahkemenin aşkın haciz gerekçesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, borçlunun borcunu dosyaya depo etmişse de söz konusu paranın müvekkiline ödenmesine muvafakat etmediğini, müvekkilinin alacağına kavuşamadığını ve alacağına...
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Alacaklı vekili, haciz sırasında borçluyla telefon görüşmesi yapıldığını ileri sürmüş ve bu husus 13/09/2017 tarihli haciz tutanağında "alacaklı vekili borçlu ile telefonla irtibata geçti" ibareleriyle tutanağa geçirilmiş ise de; borçlunun telefonda görüştüğü kişinin kim olduğunun tespit edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından usulsüz tebligat şikayetinin yasal 7 günlük sürede yapılmadığına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, muhatabın adreste bulunmama nedeni yönetmelikte belirtilen kişilerden sorularak bu kişilerin beyanının ve imzasının alınması, imzadan imtina etmiş ise bu hususun mazbatada belirtilmesi, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğinin mazbataya yazılması, beyanda bulunan ve haber verilen kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması gerekir....
İlk derece mahkemesi dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığı, ödeme emri tebligatının 03/01/2022 tarihinde TK. 12. maddeye göre yönetici geçici olarak başka yere gittiğinden çalışan Sibel Sağlam'a yapıldığı, alacaklı vekili tarafından 19/01/2022 tarihinde taşınmazlara haciz konulması için talep gönderdiği, icra müdürlüğü tarafından bu talebin kabul edilerek haciz işlemi yapıldığı, hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 24/05/2022 tarihli memurluk kararının şikayet konusu yapıldığı, Tebligat Kanunu'nun 20. Maddesi uyarınca "13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "...11.01.2011 tarihinde 6099 sayılı Kanunun 3. maddesiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine eklenen 2. fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." Tebligat Kanunu’nun uygulanmasına dair yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2. maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" denilmiştir....
taşınmazdaki hacizlerin kaldırılması ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....