Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı kararı). 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine göre; "Kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır." Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde de; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, ödeme emrinin, şikayetçi borçluya, 19.01.2015 tarihinde; “aynı konutta birlikte oturan eşi ... imzasına” açıklaması ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; haczedilmezlik şikayetinin süresinde yapılmadığını, şikayet konusu taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğundan davacının haczedilmezlik şikayetinde bulunmasının mümkün olmadığını belirterek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık; İİK 82/12 maddesi kapsamında haczedilmezlik iddiasına ilişkindir. Osmaniye 1....
Somut olayda, şikayet dilekçesinde, haczedilmezlik şikayetinin yanında, şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğinin de iddia edildiği ve dilekçenin "netice ve talep" kısmında şikayetçiler Osman Altun ve Zühre Altun'a gönderilen ödeme emrinin ve şikayetçilerden Osman Altun'a gönderilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin 11/03/2019 olarak kabul edilmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece ödeme emrinin ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebepleri kararın gerekçe kısmında incelenmiş ise de, bu talepler yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce yapılan incelemede, HMK'nun 297....
İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Yani, herhangi bir haciz yoksa haczedilmezlik şikayetinden de söz edilemeyecektir. Mahkemece, öncelikle bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, taşınmaza haciz konulmasına ilişkin herhangi bir talep olmadığı gibi taşınmaz tapu kaydı incelendiğinde şikayet konusu takip dosyasından herhangi bir haciz şerhinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde haciz bulunmadığı nedenle şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi yerinde değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Temyiz itirazları yerinde değil ise de; Aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, kıymet takdiri işleminin 12/07/2017 tarihinde borçlunun huzurunda yapıldığı, borçlunun ise yasal yedi günlük süreden sonra 07/08/2017 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin de bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki iddia ve vakıalar tekrar edilerek, haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağını beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Şikayet meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılmasına ilişkindir. Şikayetin süresi içerisinde yapılmış olduğu görülmektedir. Meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için her şeyden önce şikayete konu taşınmaz üzerine geçerli bir haczin bulunması gerekmektedir. İcra dosyasının tetkikinde, şikayete konu taşınmaz hisseleri ile ilgili olarak 03/09/2019 tarihinde haciz talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünce talep kabul edilerek 03/09/2019 tarihinde taşınmaz hisseleri üzerine haciz konulmasına dair karar verildiği, bu zamana kadar satış talebinde bulunulmadığı anlaşılmıştır....
Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur. Kural olarak tebligat usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi mevcutken normal yolla tebliğ çıkartılması kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan süresiz olarak şikayet edilebilir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesinin ikinci fıkrası gereği tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Bu durumda, şikayetçiye usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanı da bulunmamaktadır Yargıtay 12. H.D.'nin 2022/1767 esas 2022/9334 karar sayılı kararı)....
Şikayete konu icra dosyasına 3. kişi tarafından şikayet tarihinden önce para gönderildiği anlaşılmaktadır. Haczedilen hesaptan gelen para ile alacaklıya borcunun ödenmesi, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle haczedilmezlik şikayeti incelenerek sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçluya takip talebinde gösterilen adrese gönderilen 13 (51) örnek ihtarlı ödeme emri "muhatap adresten adres bırakmadan taşındığını adresinin bilinmediğini" beyan veren mahalle muhtarı imzalı beyanı ile merciine iade edilmiş, takip talebinde belirtilen adresin aynı zamanda mernis adresi olması nedeniyle yeniden çıkarılan ödeme emri Tebligat Kanununda değişiklik yapılan 11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı kanunun 3 maddesine göre mernis adresine 17.11.2015 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Öte yandan ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş olsa bile şikayet yoluyla ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu davalı şikayet yoluyla düzelttirmediği sürece icra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK. 30.03.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, örnek 22 davet kağıdının kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasıyla birlikte meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece tebligat usulsüzlüğü yönünden bir değerlendirme yapılmadın şikayetin esastan kabulüne karar verildiği görülmektedir....