İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının haczedilmezlik iddiasının gerçeği yansıtmadığını, taşınmaz üzerinde kurulan ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığını, ipotek tesisine rıza gösteren davacının haczedilmezlik şikayetinden peşinen feragat etmiş sayılacağını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE :Dava, İİK'nın 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır....
Tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin İİK'nun 16 maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine şikayet şeklinde bildirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacıya ödeme emrinin 01/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun müdürlüğe 04.04.2019 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği, tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin ise 09.07.2019 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. İİK'nun 168/1- 3 maddesi gereğince dayanak senedin kambiyo senedi niteliği taşımadığı şikayetinin ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde mahkemeye yapılması gerekmektedir. Somut olayda davacıya ödeme emrinin 01/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından 09/07/2019 tarihinde yapılan kambiyo hukukuna ilişkin şikayetin de süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerindedir....
Somut olayda, borçlu şirkete çıkartılan şikayete konu ödeme emrinin; "İş yerinde tebligatı alacak yetkili bulunmadığından tebligat mahalle muhtarına tebliğ edildi. 2 nolu haber kağıdı çalışan ...'na verildi, çalışan ...'na haber verildi." şerhiyle tebliğ edildiği, anılan tebligatın şirketin yetkili temsilcileri olmaması durumunda çalışanına yapılması (yani teslimi) gerekirken, mahalle muhtarına verildiği, şirket çalışanına ise haber verildiği, tebligatın bu haliyle TK'nun 12 ve 13. maddelerine aykırı olarak yapıldığı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, TK'nun 32. maddesi uyarınca, borçlu şirketin usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin tespit edilerek, öğrenme tarihine göre şikayet süresinde ise, öğrenme tarihi itibariyle tebligat tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 26.11.2015 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma hakkı vardır. O halde, mahkemece, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin süresinde olup olmadığı araştırılarak süresinde olduğunun tespiti halinde işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİKnun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda takip dosyası incelendiğinde; Şikayetçi borçlunun, vekili aracılığıyla ......
Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için, usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....
Şikayet konusu taşınmaz üzerinde bulunan 21.06.2013 tarihli hacze ilişkin olarak borçluya herhangi bir bildirim yapılmadığı, kıymet takdirine dair 20.11.2014 tarihli tebligata göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmakla, süreye yönelik temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza 25.07.2011 ve 21.06.2013 tarihlerinde haciz konulduğu görülmüştür....
İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu 31.05.2019 tarihli haczin incelenmesinde; haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, 1 yıllık sürede satış talep etmediği, böylece İİK'nın 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 18.12.2020 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır....
Bu durumda borçlu bu mallara ilişkin olmak üzere üçüncü şahıs lehine istihkak davası ve haczedilmezlik şikayetinde bulunamaz. Borçlu ancak, kendisine ait olan mallarla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunabilir. Borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde bulaşık makinesi, halı, koltuk gibi haczedilen bir kısım menkullerle ilgili de haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu görülmüştür. Borçlu vekilinin lüzumlu eşya olduğu iddiasıyla haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, bu mallarla ilgili haczedilmezlik şikayetinin incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine dair 11.06.2015 tarih, 2015/10876 Esas, 2015/12943 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili; mahcuzun değerinin eksik belirlendiğini ve finansal kiralama ile kiralanmış olup haczedilemeyeceğini belirterek şikayet başvurusunda bulunmuş, Mahkemece mahcuzun değeri yeniden belirlenmiş, borçlunun finansal kiralama sözleşmesinin tarafı olmadığı gerekçesiyle haczedilmezlik şikayeti reddedilmiş, borçlu vekilinin temyizi üzerine Dairemizce kararın kesin olması sebebiyle temyiz talebi reddedilmiş, borçlu vekili tashihi karar talebinde bulunmuştur. 1-Kıymet takdiri itirazına yönelik, karar düzeltme isteminin İİK'nun 363. maddesi gereğince kesin nitelikte...