Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacılar tarafından ödeme emrinin usulsüzlüğü iddia edilerek ıttıla tarihi 24.11.2020 olarak belirtilmiş, ödeme emri davacılardan Troyka Şirketine 17.08.2020 tarihinde, Hatice Mahmutoğlu'na 26.08.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, 24.11.2020 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunulmuş, şikayet ise 16.03.2021 tarihinde yasal 7 günlük itiraz süresinden sonra yapılmıştır. Davacılar tarafından aynı zamanda takibin devamına dair verilen 09.12.2020 tarihli karara karşı da şikayet yoluna başvurulmuş olup, bahse konu karar davacılara tebliğ edilmediğinden bu karara karşı yapılan şikayet başvurusu süresinde ise de yukarıda izah edildiği üzere 7 gün içinde icra mahkemesine tebliğin usulsüzlüğü yönünde başvurulmamış olması halinde, borçlu itiraz etmemiş ve takip kesinleşmiş sayılacağından, icra müdürlüğünün davacı borçlular yönünden takibin devamı yönünde verilen 09.12.2020 tarihli kararı isabetlidir....

Şikayet olunan ..., borçlu aleyhine başlattığı 2012/10186 Esas sayılı ... takibinde, ödeme emri tebligat üzerine yanlışlıkla kendi adı yazılmış ise de, tebligatın borçlunun yakını tarafından tebliğ alındığını, bu tebliğ tarihinin borçlu tarafından kabul edildiğine dair mal beyanı dilekçesi sunulduğunu, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine uygun olduğunu, kaldı ki üçüncü şahıs konumundaki şikayetçinin tebligatın usulsüzlüğü itirazında bulunamayacağını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve toplanan delillere göre; şikayet olunan ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen tebligat usulsüzlüğü şikayetinin temyiz aşamasında dikkate alınmasına yasal imkan bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık...

      Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsmanı göre, şikayetçi tarafın, tebligat usulsüzlüğü ve imza eksikliği ile ilgili dile getirdiği hususların, takip borçlusu şirket tarafından icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüldüğü ve söz konusu bu şikayetin reddine karar verildiği, şikayet olunanın haciz ihbarnamelerinin tebliği tarihi ve takibinin kesinleşme tarihinin, şikayetçininkilerden önce olduğu, bu itibarla şikayete konu sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

        nun 82/12 maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Şikayetçi vekili, alacaklı tarafından aleyhinde başlatılan icra takibi sonucunda haline münasip evinin haczedildiğini, usule uygun tebligat yapılmadığından haciz işleminden dava tarihi itibariyle haberdar olduğunun kabulü gerektiğini ileri sürüp, şikayet yolu ile haczin kaldırılmasını istemiştir. Karşı taraf-alacaklı vekili, şikayete konu dairenin borçlunun haline münasip evi olduğu iddiasının doğru olmadığını, borçlunun başka yerde oturduğunu, istemin reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, son tapu ve ipotek durumunun sorulması gerektiği tebliğ tarihinin tespiti istendiği halde davacı tarafça duruşmaya gelinmediği, davacının davayı uzatmak istediği, davacının davasını ispat etmekten kaçındığından davanın şikayet olması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmayıp reddi gerektiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

          İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/328 esas sayılı dosyasında İİK'nın 82. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını, satışın da iptalini talep ettiklerini, ancak mahkemenin taleplerini kabul etmediğini, bu dosyada 103 davetiyesinin 17/11/2020 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğinin iddia edildiğini, bu tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkiline hiçbir tebligat yapılmadığını, eğer tebligat yapılmış olsaydı gerekli itiraz ve yasal haklarını kullanmış olacağını, bu icra dosyası ile ilgili tebligatların başkalarına yapıldığını, müvekkiline yapılan ve müvekkilinin imzasını içeren bir tebligat bulunmadığını beyanla ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/ ihale alıcısı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya satış ilanının ve 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, para cezasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Şti. vekili icra mahkemesine başvurusunda; borçlu şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, iddiaların yerinde olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmiş, kararın şikayetçi borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.02.2017 tarih ve 2016/24526 E., 2017/1967 K. sayılı ilamı ile borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre usulsüz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca; şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Kanun'un 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez....

            A.Ş. vekili icra mahkemesine başvurusunda; borçlu şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, iddiaların yerinde olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmiş, kararın şikayetçi borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizin 08.11.2016 tarih ve 2016/18549 E., 2016/23140 K. sayılı ilamı ile; borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre usulsüz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca; şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Kanun'un 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takipte, borçluya 13 örnek ödeme emrinin 18.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 21.07.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ işlemi usulsüzlüğü şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; şikayet edilen tebligat işlemi Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine uygun olarak yapıldığı kabul edilerek şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

                Haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı Kanun'un 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet konusu yapılmalıdır. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

                UYAP Entegrasyonu