WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıkların üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 337/a maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi, Somut uyuşmazlıkta; borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edilmediği ve icra takibinin henüz kesinleşmediği, bu nedenle takip kesinleşmeden 14/05/2015 tarihinde şikayette bulunulduğu ve buna göre kovuşturma...

    Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçluların, usulsüz tebliğ şikayeti, dayanak belge şikayeti, kambiyo vasfına ilişkin şikayet, imzaya itiraz ve bononun protesto edilmediğine ilişkin şikayet şeklinde itirazlarının bulunduğu görülmektedir. Dairemizce daha önce " Mahkemece; diğer şikayetlerle ilgili olarak değerlendirmede bulunulmasına rağmen, davacıların takip dayanağı belgelerin ödeme emri zarfına eklenmediği ve tebliğ edilmediği şikayeti konusunda herhangi bir hükme yer verilmediği görülmektedir." gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmış, söz konusu kararda, davacıların, takip dayanağı belgelerin ödeme emri zarfına eklenmediği ve tebliğ edilmediği şikayeti konusunda da değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucu, bu kez, söz konusu şikayet değerlendirilmiş ise de, yapılan inceleme yeterli değildir....

    Meskeniyet iddiası, İİK' nın 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda takip dosyası kapsamında davacıya hacze ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığı, davacının 03/01/2019 tarihinde takip dosyasına dilekçe sunarak davaya konu haczin kaldırılmasını talep ettiği, takip kapsamında düzenlenen kıymet takdir raporunun 23/01/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği görülmüştür. Burada belirtilmelidir ki davacının 03/01/2019 tarihi itibarıyla hacizden haberdar olduğu sabit olup kendisine 23/01/2019 tarihinde kıymet takdir raporunun tebliğ edilmesi yeni bir şikayet süresi başlatmaz. Bu durumda davacının şikayette bulunmak için var olan 7 günlük yasal süresi takip dosyasına dilekçe ile başvurduğu gün başlamıştır. Dava tarihi ise 30/01/2019 tarihidir....

    Dolayısıyla, davacıya yapılan ödeme emri tebliğ işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, usulsüz tebliğ şikayeti yerinde değildir. İİK'nın 58. maddesi gereğince, takip belgeye dayandığı takdirde, belge aslı veya örneğinin takip talebine ve ayrıca aynı kanunun 61. maddesi uyarınca da ödeme emrine eklenmesi gerekmektedir. Takibin ilamsız olması bu duruma etkili değildir. Bu hükme uyulmaması halinde borçlunun İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde şikayet hakkı bulunmaktadır. Şikayetin yasal süresinde olup olmadığı Mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir....

    Bozma sonrası verilecek yeni ilamda alacakta fark olması durumunda icra emri ile istenilmesi zorunluluğu bulunduğunu. Takip talebine istinaden düzenlenen ve borçluya tebliğ edilen icra emrinin tebliğinden itibaren takip öncesi faizin oranına ve miktarına süresinde İcra Mahkemesine itirazda bulunulmadığını. Takip talebi öncesi için tüm talepler kesinleştiğini. İİK.168.Mad. Borçlunun Mahkeme huzurunda görülmekte olan bu itirazı ancak takip sonrası işleyecek faize itiraz olarak değerlendirilebileceğini. Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet-itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili, takibe konu borcun vekalet ücreti dışında ödendiğini, vekalet ücretine ilişkin takip yönünden ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 28. maddesi gereğince ödeme için idareye başvurulmadan takip başlatıldığını bu nedenle takibin iptalini istemiş, İcra Mahkemesi'nce, idareye başvurulmuş olmasına rağmen 30 günlük süre beklenmeden takip başlatıldığından bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir....

      İİK'nun 40. maddesi gereğince; takip dayanağı ilamın bozulması, icra işlemlerini olduğu yerde durdurur. Somut olayda, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/347 E-2011/53 K. sayılı katılma alacağı ilamına dayalı olarak 05.02.2011 tarihinde başlatılan ilamlı takipte, takip dayanağı ilam 26.06.2012 tarihinde esastan bozulmuş ve icra müdürlüğünce 10.09.2012 tarihinde, İİK'nun 40. maddesi gereğince bozma sonrası kesinleşmiş bir ilam ibraz edilinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Borçlunun, ilam kesinleşmeden ilamın icraya konulamayacağı yönünde bir şikayeti bulunmamasına rağmen, mahkemece, talep aşılıp bu husus değerlendirme konusu yapılarak icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki, takip dayanağı ilam, katılma alacağına ilişkin olup, infazı için kesinleşmesi de gerekmemektedir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı takip borçlusunun maaşı üzerine konulan haczin İİK 106/110 maddesi kapsamında fekki talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğinden bu kararın kaldırılmasına aksi takdirde takip sonrası zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince 19/07/2019 tarihinde 2019/361 Esas sayılı dosya üzerinden verilen şikayetin reddi kararına karşı davacı tarafın istinaf yoluna başvurması üzerine dairemizce 05/03/2021 tarih 2020/1885 Esas 2021/544 Karar sayılı kaldırma kararı ile takip sonrası zamanaşımı iddiasıyla ilgili değerlendirme yapılarak hüküm oluşturulmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiği, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere bonoya dayanan takipte takip kesinleştikten sonra 3 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen takibin devamına yönelik işlem yapılmadığı mahkeme kararının...

        Şikayet sebeplerini yerinde bularak şikayeti kabul ederse, şikayet sebeplerine göre ya şikayet konusu işlemin bozulmasını, (iptaline) veya şikayet konusu işlemin düzeltilmesini veya sebepsiz olarak yapılmayan veya geciktirilen işlemlerin yapılmasını emreder. Bu halde icra mahkemesi, icra müdürünün yapmadığı veya geciktirdiği işlemin yapılmasını icra müdürüne emretmekle yetinir. (m.1711) İcra mahkemesi icra müdürünün yapmadığı işlemi kendisi yapamaz yani icra mahkemesi esas hakkındaki kararı bizzat veremez.(Baki Kuru İcra İflas Kitabı 1. Cilt Sayfa 105. Baki Kuru İcra İflas El Kitabı Sayfa 115) Çünkü kanun infaz işlemini gerçekleştirme görevini icra memuruna tevdi etmiştir....

          Davalı alacaklılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu ilk ilamın kaldırılması ile ilk takibin dayanaksız kaldığını ve halihazırda kapalı olduğunu, bu nedenle yeni ilama dayanarak yeni bir icra takibi başlattıklarını, mükerrerlik iddiasının reddi gerektiğini, takipte ilama uygun faiz talep ettiklerini beyanla şikayeti reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; ilk başlatılan takip dosyasında tahsili mümkün olan alacağın, makul bir neden olmaksızın yeni bir takip ile istendiği anlaşıldığından şikayetin kabulüne, İstanbul 30. İcra Müdürlüğü'nün 2022/14752 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar vermiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu