Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Defterdarlığı Muhakemet Müdürlüğü aleyhine takip başlatılmasının mümkün olmayacağını ve idarenin harçtan muaf olmasına karşın ilamda hükmedilen harçlarında icra emrinde tahsilinin talep edildiğini belirterek icra emrinin ve takibin iptalini talep etmiş, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. Borçluya gönderilen icra emri, kanuna ve özellikle ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK'nun 41, 16. maddeleri). İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesince hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün değildir (HGK 8.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E., 1997/776 K. sayılı kararı)....

    Şu hale göre, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      mahkemesine 24/11/2021 tarihinde yapılan meskeniyet şikayeti yasal süresinde değildir."...

      Bu şikayet, alacağın doğumuna ve miktarına değil, sıraya yönelik olup, şikayeti inceleme ... mahkemesinin görevine girdiğinden bozma ilamında da mahkemenin görevli olduğu kabul edilerek, göreve ilişkin bir bozma yapılmadığı halde, mahkemece, şikayet olunanın dava konusu sıra cetveline ilişkin sıraya yönelik şikayeti ya da esas ve miktarına yönelik bir itirazının olmadığı hususu da gözardı edilerek, şikayet olunanın savunmasına itibar edilerek, şikayetin alacağın esas ve miktarına yönelik olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. ...-Kabüle göre de; 6100 sayılı HMK'nın 114/c ve 115/.... maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir....

        Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet KARAR Alacaklı tarafından ilk takip ilamsız takip olarak başlatılmış olup devamında buna bağlı olarak yapılan her türlü itiraz ve şikayeti inceleme görevi 12. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp,Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı ........ Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin işbölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne ait olması icap eder. Ne var ki; anılan Dairece uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyası Dairemize gönderilmiş bulunduğundan, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleyecek Dairenin Başkanlar Kurulu'nca belirlenmek üzere dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet K A R A R Alacaklı tarafından ilk takip ilamsız takip olarak başlatılmış olup, devamında buna bağlı olarak yapılan her türlü itiraz ve şikayeti inceleme görevi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne aittir. Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki; Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nce görevsizlik kararı verildiği anlaşıldığından, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleyecek Dairenin Yargıtay Başkanlar Kurulu'nca belirlenmek üzere dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket aleyhine bir adet çekten dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte takip öncesi zamanaşımı itirazında bulunarak takibin iptalini istediği, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde TK 21/1.madde kapsamında ödeme emrinin tebliğ edildiği, komşuya haber verme yükümlülüğünün yerine getirilmediği, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere tüzel kişilere TK 21/1.madde kapsamında tebligat yapılması halinde adreste bulunmama nedeninin araştırılmasının gerekmediği ancak komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ilişkin kararın yasaya uygun olduğu, ayrıca takibe konu çekin keşide tarihinin 15/02/2017 olmasına rağmen bu tarihten itibaren 3 yıllık yasal süre geçtikten sonra takip başlatılması nedeni ile takibin durdurulmasına yönelik verilen kararda da yasaya...

            İcra Dairesinin 2019/13951 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 1 yıl süreli kesin borç ipoteğine dayanarak şikayetçi borçlu T1 hakkında 25/11/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 1.886.095,89 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı görülmüştür. Takip tarihinden önce, ipotek süresinin sona erdiğine yönelik şikayet, takibin dayanağı olan ipotek akit tablosunun ilam mahiyetini kaybettiği iddiasını içerdiğinden ilama aykırılık şikayeti kapsamında değerlendirilmelidir. İlama aykırılık şikayeti kamu düzenine ilişkin olduğundan süresiz olarak icra mahkemesine bildirilebilir....

            konu çekte bu olmadığı gibi takip alacaklısının ibraz öncesi ciro silsilesi içinde de yer almadığını, iptal edilen cironun yazılmamış sayıldığını, takip dosyasındaki hacizlerin dosya borcundan fazla olduğunu, taşkın haciz uygulandığını belirterek takibin ve taşkın hacizlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

            Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının iddiasının senetlerin kendisinden zorla alındığı olgusuna dayandırdığı, ikrah’ın BK.nun 29-30-31 maddelerinde düzenlendiği ve BK.nun 31.maddesi uyarınca davanın ikrahın ortadan kalkmasından itibaren (1) yıl içinde açılması gerektiği, somut olayda davacının Cumhuriyet Savcılığına şikayet tarihinin 2006 yılı olup, hakdüşümü süresinin bu tarihten itibaren başladığının kabulü gerektiği, dava tarihi olan 22.06.2009 tarihi itibari ile (1) yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu