WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise, şikayet süresinin öğrenme tarihinden başlayacağı aşikardır. Dava konusu taşınmaza, takip dosyasından 05/11/2020 tarihinde haciz konulmuş, davacı vekiline 103 davetiyesi e-tebliğ olarak 08/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacının, 103 davetiyesi tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti mevcut değildir. Davacı vekili, 103 davetiyesinin tebliği üzerine önce icra müdürlüğüne başvurduklarını, çünkü 103 davetiyesi içeriğinde itirazların müdürlüğe yapılması gerektiğinin belirtildiğini, icra müdürlüğünün cevabı beklenerek, ardından mahkemeye başvurulduğunu ileri sürmüş ise de; meskeniyet şikayetinin niteliği gereği yasal süre içerisinde icra mahkemesine şikayette bulunulması gerektiği, müdürlüğe yapılan başvurunun davacıya yeni bir şikayet süresi bahşetmeyeceği açık olduğundan ileri sürülen bu husus yerinde değildir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda; haciz ihbarnamelerinin gönderildiği Kozlu Belediyesi'ne bir borcu olmadığından haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği şikayeti ile birlikte kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek İİK'nın 89. maddesi gereği yapılan borçlandırma işleminin iptalini talep ettiği; mahkemece davacının usulsüz tebliğ edildiğini belirttiği haciz ihbarnamelerine ilişkin şikayet konusu işlemi 18/11/2019 tarihinde öğrenmesine rağmen yedi günlük şikayet süresi geçtikten sonra şikayette bulunulduğu gerekçesiyle süresinde yapılmayan usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği görülmüştür....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Somut olayda, meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulması üzerine, iddianın araştırılması için mahkememizce keşif ve bilirkişi ara kararı ile bilirkişi giderini yatırması için şikayet edene iki haftalık kesin süre verildiği, ancak şikayet edenin bu süre içerisinde bilirkişi giderini yatırmadığı ve böylece HMY’nin 94/3 ve 324/2. Maddeleri gereğince bilirkişi kanıtına dayanmaktan vazgeçtiği sabit bulunmuştur. Meskeniyet şikayetinin çözüme kavuşturulabilmesi için borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna göre kendi gereksinimine uygun evin değeri ile şikayet konusu evin değerinin tespiti edilmesi zorunlu olup, dosyadaki diğer kanıtlara göre bu tespit yapılamadığından şikayet edenin iddiasını ispat edemediği sabit bulunmuştur. Bu nedenle şikayetin reddine'' karar verildiği görülmüştür....

Her ne kadar borçlu tarafından şikayet dilekçesinde, hem ihalenin feshi hem de ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile haczedilmezlik şikayeti birlikte istenilmiş ise de, her bir başvurunun incelenme yöntemleri ve sonuçları da farklıdır. Bu durumda mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilmek suretiyle yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır. Diğer taraftan şikayetçi borçlu, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi isteminde bulunmuştur. İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir....

    ŞİKAYET Asıl şikayete dair şikayetçi üçüncü kişiler şikayet dilekçelerinde; alacaklının borçlular hakkında başlattığı icra takibinde işyerlerinde haciz yapıldığını, İcra Müdürlüğünce alacaklıya süre verilmesi gerektiğini ileri sürerek İcra Müdürlüğünün 17.05.2018 tarihinde aldığı haczin İİK'nın 97. maddesi gereğince yapılmasına ilişkin kararının iptali ile haczin İİK'nın 99. maddesi gereğince yapılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile icra müdürlük kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir....

      Somut olayda, borçlunun Emekli Sandığından almakta olduğu emekli maaşına borçlunun muvafakatinden sonra haciz konulduğu dikkate alındığında 5510 sayılı kanunun 93. maddesi uyarınca yasanın yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden sonra şikayet halinde hacizlerin kaldırılması gerekeceğinden mahkemece şikayet tarihi olan 03/11/2008 tarihi de nazara alınarak bu tarih itibariyle şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar vermek gerekirken borçlunun muvafakat ettiği gerekçe yapılarak istemin tümden reddi doğru değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda ödeme emri tebliatının usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itirazda bulunduğu görülmektedir.Mahkemenin öncelikle ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayetini incelemesi, tebligatın usulsüz olduğu ve öğrenme tarihine göre İİK'nun 16. maddesinin birinci fıkrasına göre süresinde şikayet yapıldığını tespit etmesi halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından bir adet bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ödeme emrinin borçluya 09.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu icra mahkemesine yaptığı 24.07.2014 tarihli başvurusunda kambiyo şikayeti yanında zamanaşımı itirazı ile borca itirazda bulunduğu, mahkemece takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK.nun 170/a madde kapsamında şikayet ile aynı yasanın 168/5.maddesi kapsamında itiraz olup, İİK'nun 168/3 ve 168/5 maddeleri gereğince 5 günlük süreye tabidir....

            Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kaydına 02.09.2013 tarihinde haciz şerhi işlendiği, mahcuz taşınmaza ilişkin örnek 22 davet kağıdığının borçluya 01.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bu tarihte haczi öğrendiği halde 7 günlük şikayet süresinden sonra meskeniyet şikayetini 30.12.2013 tarihinde yaptığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, şikayetin süresinde yapılmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

              İcra Müdürlüğünün 2018/31703 esas sayılı dosyasından doğrudan 12/09/2018 ve 14/09/2018 tarihlerinde haciz konulduğundan, yukarıda açıklanan maddeler ve kurallar gereğince; anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet şikayetini inceleme yetkisi, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesidir. Bu durumda, mahkemece davacının meskeniyet şikayeti yönünden tefrik kararı verilerek ayrı bir esasa kaydı ve akabinde bu şikayet yönünden yetkisizliğe ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul İcra Hukuk Mahkemeleri'ne gönderilmesine, karar verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin olan ve kesin nitelikli yetki kuralı göz ardı edilmek suretiyle işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın sair istinaf sebepleri değerlendirilmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 355 ve 353/1- a-3, 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesince İİK'nun 4....

              UYAP Entegrasyonu