O halde borçlunun talebi taşkın hacze yönelik şikayet olmakla mahkemece; bu yönde işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir iken hukuki tavsifte hataya düşülerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...
düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/312 E., 2015/998 K. sayılı kararının oy birliği ile kaldırılmasına karar verildikten sonra davacının temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi; İlk karar taşkın haciz şikayetine ilişkin olup; İcra Mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/2937 sayılı talimat dosyasında, 23.09.2014 günü taşkın haciz yapıldığını, mahcuzlara kıymetlerinin çok altında değer belirlendiğini, tamir ve bakım için bırakılan başkalarına ait eşyaların da haczedildiğini, İİK'nun 82/2. maddesine aykırı olarak haciz yapıldığını belirterek şikayet başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili, şikayet başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kıymet takdirine yönelik şikayet başvurusu yönünden, ayırma kararı verilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmış, haczedilmezlik şikayeti, mahcuzların iadesi, tedbir talebi ile ilgili konularda asıl takibin yapıldığı yer İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu, anılan yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, şikayet eden borçlu vekili ile alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini ancak davacı/borçlunun tüm talepleri hukuka aykırı olup, davacı/borçlunun davasının reddi gerektiğini, huzurdaki davanın süresinde açılmadığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, haciz işleminin 06.07.2022 tarihinde yapıldığını, işbu tarihten itibaren İİK 16. maddeye göre 7 gün geçtikten sonra şikayet merciine başvurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu, 103 davetiyesi tebliği borçluya 05.08.2022 tarihinde yapıldığını ve borçlu tarafından huzurdaki dava 05.09.2022 tarihinde açıldığını, her iki koşulda da borçlu yasal süresi bittikten sonra huzurdaki davayı ikame ettiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yine davacının meskeniyet iddiasının yersiz olduğunu, davacı tarafın haline münasip evinin şuan yaşadığı ikameti olup, haczedilen taşınmazın satışını engellemek için işbu davayı ikame ettiğini, davacının İhsaniye Mah....
Öncelikle , 29.08.2022 tarihinde dosyanın infazen kapatılmasına karar verildiği anlaşıldığından (alacaklı vekilinin 28.07.2022 havale tarihli haciz kaldırma talebi üzerine) şikayet konusuz kalmıştır. Bu nedenle , konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilebilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmektedir. Diğer taraftan yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu olan tarafın belirlenebilmesi için HMK.nun 331. Maddesi gereğince şikayet tarihi itibarıyla haklılık durumunun tespiti gerekir. Y.12.HD.nin 2022/3366 E. 2022/10633 K. Sayılı onama ilamı ve ilişkin olduğu istinaf kararı birlikte incelendiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. "İİK'nun 79. maddesinin birinci fıkrasına göre icra dairesinin haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir....
Davacının, taşkın haciz şikayeti yönünden yapılan istinaf incelemesi sonucunda: İcra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363/1. maddesinde ve aynı Kanunun bazı maddelerinde (m. 134/4, m. 97/5, m. 36/5 gibi) açıklanmıştır. İstinaf incelemesine konu karar taşkın haciz şikayetine ilişkin olup, niteliği itibariyle kesindir. Bu nedenle davacının taşkın haciz şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, borçlu belediye tarafından bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlara haciz işlemi uygulanıp uygulanamayacağı, hacizlerin taşkın haciz olup olmadığı ve alacaklının muvafakati üzerine bu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması aşamasında tahsil harcı alınıp alınmayacağı hususlarında toplanmaktadır. HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir. Mahkemece borçlu belediye tarafından bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlara haciz uygulanamayacağı yönündeki şikayete ilişkin bir hüküm kurulmamış, sadece alacaklının muvafakati üzerine bu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması aşamasında tahsil harcı alınamayacağına dair şikayet ile taşkın haciz şikayeti incelenmiş ve bu şikayetlerin reddine karar verilmiş olduğundan verilen karar HMK'nın 297/2 maddesi göz önüne alındığında usule aykırıdır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın memur muamelesini şikayet davası açmışsa da, dosyamızda verilecek kararın müvekkilinde hukuki ve fiili olarak etkileyeceğini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...İcra dosyası incelendiğinde: alacaklı T1 tarafından borçlu T3 aleyhine İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19/07/2019 tarih, 2018/393 Esas ve 2019/255 sayılı kararı ile 602.124,66 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı görülmüştür. Dava dilekçesi ayrıntılı incelendiğinde, davacının hem taşkın hacze ilişkin hem de sıra cetveli davası kesinleşmeden icraya konduğuna ilişkin şikayet davası açtığı görülmüştür. Sıra cetveline itiraz davaları kesinleşmesi beklenmeden icra edilebilecek dava türlerindendir....
Somut olayda, istinaf incelemesine konu şikayetlerden biri, İİK'nun 85. maddesinin uygulanma biçimine (taşkın haciz) göre verilen kararlardan olup İİK'nun 363. maddesi uyarınca icra mahkemelerince verilen bu kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Mahkemece verilen kararda sehven istinaf kanun yoluna başvurabileceğinin belirtilmiş olması da bu sonucu değiştirmez. Dolayısıyla davacının taşkın haciz şikayeti yönünden inceleme yapılmamıştır. II) Davacının dosya borcunun tamamının ödendiği yönündeki şikayetine ilişkin ise mahkemece değerlendirme yapılmaksızın şikayetin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacı idare tarafından icra dosyasına 58.656,46 TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihi itibariyle yatırılan tutarın dosya borcunu karşılamaya yeter olduğu ileri sürülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Borçlu vekili, 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesi uyarınca süresi içinde mal beyanında bulunulmasına rağmen müvekkili idarenin hesaplarının haczedildiğini mal beyanında bildirilen taşınmazın borcu karşılayıp karşılamayacağı belirlenmeden hesap haczi yapılmasının doğru olmadığını, ayrıca hesapların fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını bu haczin aynı zamanda taşkın haciz oluşturduğunu ileri sürerek borçlunun ... Şubesi'ndeki hesabı üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir....