WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, İİK.nun 106. ve 110. maddeleri gereğince süresinde satış istenmediğinden şikayet olunanın taşınmaz üzerine koyduğu hacizlerin düştüğü, ancak taşınmazın yeniden haczi için takibin yenilenmesine ve yenileme harcına gerek olmadığından şikayet olunanın satışa konu taşınmaz üzerindeki haczini yenilemesinin yasaya uygun olduğu, yenilenen haczin şikayetçinin haczinden önce olduğundan şikayetin bu yönüyle yerinde olmadığı, ancak şikayetçinin dosyasından yapılan satış için yatırılan avansın da satış bedeline eklenerek ödenmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle şikayetin kısmen kabulü ile şikayetçiye ait 2006/101070 Esas sayılı dosyada satış masrafı için yatırılan 886.30 TL nin satış bedeline eklenmesine ilişkin işlemin iptali ile bu miktarın şikayetçiye ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....

    Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayetin sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 07.....2012 gün ve 2012/4716 Esas, 2012/6518 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Şikayetçi vekili, ... .... ... Müdürlüğü'nün 2006/2405 sayılı dosyasında düzenlenen 08.02.2012 tarihli sıra cetvelinde birinci sırada yer verilen ve aynı dosyanın alacaklısı olan şikayet olunan tarafından, borçlu ...'a ait taşınmaza 07.04.2006 tarihinde haciz konulduğunu, 04.04.2008 tarihinde açık bir satış talebi olmaksızın, imar durumunun celbi, kıymet takdiri ve satış avansının depo edilmesi talebinin yapıldığını, bu talep geçerli bir satış talebi olmadığından İİK'nın 106. ve 110. maddeleri gereğince haczin düştüğünü, yine borçlu ...'...

      ın haciz tarihinin 24.02.2010 olduğu, 15.02.2012 tarihinde satış talep ederek satış avansı yatırdığı, talebinin icra müdürlüğünce kıymet takdiri yapılmadığı gerekçesiyle reddildiği, bu karara karşı adı geçen şikayetçi tarafından şikayet yoluna gidilmemesi sebebiyle kararın kesinleştiği ve bu sebeple haczinin düştüğü, rehinle temin edilmiş alacakların satış tutarı üzerinde rüçhan hakları olmakla birlikte, somut olayda satış bedelinin ipotek konusu şikayet olunanın alacağını karşılamadığı, bu nedenle sıra cetvelinde icra vekâlet ücretinin satış masrafları ile birlikte ilk önce satış yapılan dosya alacaklısı olan şikayet olunana ödenmesi uslsüz ise de, şikayetçilere sıra cetvelinde herhangi bir pay isabet etmediğinden vekâlet ücreti bu şekilde dağıtıma dahil edilmesinde dahi ilk sıradaki ipotek alacaklısı şikayet olunanın alacağı için ödeneceğinden bu usulsüzlüğe şikayetçilerin değil ipotek alacaklısı şikayet olunanın itiraz hakkı olduğu, ayrıca şikayetçi ...'...

        Bu durumda şikayet olunanın icra dosyasındaki haciz tarihi, satış için avansın yatırıldığı tarih yani satış talep tarihi, satış talebini geri aldığı tarih ve İİK’nın 110/1 maddesine ilişkin yukarıda belirtilen ilke dikkate alındığında, şikayet olunanın satış talebini geri aldığı 16.02.2015 tarihinden itibaren yedi ay bir günlük bakiye satış isteme süresi içerisinde tekrar satış talebinde bulunması gerektiği, fakat anılan bakiye süre içerisinde satış talebinde bulunulmadığı görülmüştür....

          İcra Müdürlüğü'nün 2009/19597 Esas sayılı dosyasında alacaklı olduğunu iddia eden tarafça 03.08.2011 ve 29.09.2012 tarihlerinde satış talebinde bulunulmuş ise de; talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi ve bu kararın kaldırılması için şikayet yoluyla İcra Hakimliği'ne başvurulmaması sonucu geçerli bir satış talebinin varlığından sözedilemeyeceğinden ve süresinde geçerli bir satış talebi de bulunmadığından, usul ve yasaya uygun olan şikayetin kabulü yerine reddine dair verilen kararın bu yönü ile bozulması gerektiğinden, Sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyorum....

            Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinde yanlışlık bulunmadığını, kendi haciz tarihlerinin 05.09.2008 olduğunu, 04.08.2010 tarihinde satış istenerek avans yatırıldığını, iki yıl içinde satış isteyerek gerekli masrafları yatırdıklarını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet olunan tarafından 04.08.2010 tarihinde taşınmazın satışının istenildiği, icra müdürlüğü tarafından kıymet takdirinin yapılmasına, satış işleminin reddine karar verildiği, bu red kararının icra mahkemesi tarafından kaldırılmadığından geçerli bir satış talebinden söz edilemeyeceği, bu nedenle de yasal süre içerisinde satış istenmediğinden haczin düşmüş olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....

              bu yöndeki ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmiştir....

              nce müvekkilinin haczinin süresinde satış istememesi sebebiyle düştüğü, satış bedeline konulan haczinin ise satıştan sonra konulmuş olduğu gerekçesiyle müvekkiline sıra cetvelinde yer verilmediğini, sıra cetvelinin hatalı düzenlendiğini, müvekkilinin haciz tarihinin 14.02.2012 olduğunu, davalının 28.05.2012 tarihinde satış talebinde bulunduğunu, İİK'nın 107. maddesi uyarınca müvekkilinin de bu satış talebinden faydalandığını, iki yıllık sürede satış talebinde bulunulduğunu ve haczinin düşmediğini, davalının sıra cetvelinde 1. sırada yer aldığını, şikayet olunanın ve şikayet dışı borçlunun baba-oğul olduklarını, şikayet olunanın, oğlu olan şikayet dışı borçluya karşı başlattığı icra takibinde borçluya kısa sürede ulaşılarak takibin kesinleştirildiğini, takip dayanağı bonolardaki imzaların borçlunun gerçek imzası olmadığını, borcun gerçek bir borç olmadığını, bu nedenle şikayet olunanın alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, müvekkiline sıra cetvelinde yer verilmemesi işleminin iptalini...

                Hukuk Dairesi’nin 30.06.2022 T. ve 2022/2355 E., 2022/1451 K. sayılı kararı ile karar konu itibariyle kesin olduğundan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temyiz talebinin de reddine karar verildiği, bu kez son kararın temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. 02/03/2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nun 363/1. maddesi ile aynı Kanunun bazı maddelerinde (m. 134/4, m. 97/5, m. 36/5 gibi), istinaf yoluna başvurulamayacak icra mahkemesi kararları sayılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen karar, satış talebinin reddi işleminin kaldırılması istemine ilişkin olup, konu itibariyle kesin nitelikte olduğundan, İİK’nun 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin reddi kararı doğru olup, anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının onanması gerekmiştir....

                  Maddeye göre 20/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 14/12/2019 tarihli başvurusu kanuni 7 günlük sürede bulunmadığından sair şikayetlerin süreden reddine, ayrıca alacaklı vekilince süresinde satış talebinde bulunulduğu ve satış avansının dosyaya yatırıldığı anlaşıldığından satışın durdurulması talebinin de reddine... " dair karar verildiği görülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu