Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut uyuşmazlıkta, davacıların “ satışın durdurulması ve haczin kaldırılması “ şeklinde iki ayrı talebi olup, hem İlk Derece Mahkemesi kararında, hem de Bölge Adliye Mahkemesi kararında davacıların sadece “ meskeniyet nedeni ile haczedilemezlik şikayetine bağlı haczin kaldırılması “ talebi hakkında karar verilmiş, davacıların “ satışın durdurulması “ talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Öncelikle; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin davacıların “ satışın durdurulması “ talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermemesi HMK. nın 297/2 ve 359/2. maddelerine aykırıdır. Ayrıca; Bölge Adliye Mahkemesi doğru bir şekilde istinaf sebeplerini değerlendirmiş, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığına kanaat getirmiş, fakat kamu düzenine dayalı yapılan inceleme sonucunda gerekçeyi değiştirerek; “...1) Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b(1) maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, HMK'nun 353/1-b(2) maddesi uyarınca ......

    Mahkemece, 14/12/2021 tarihli tensip tutanağının 8. maddesinde, "Davacı vekilinin Malatya İcra Müdürlüğünün 2021/25152 Esas sayılı takibin ve aynı dosyadaki satışın durdurulması talebinin bu aşamada teminatsız olarak kabulü ile, Malatya İcra Müdürlüğüne 2021/25152 Esas sayılı takibin ve aynı dosyadaki satışların durdurulması için müzekkere yazılmasına" karar verilmiştir....

    Somut olayda, davacı tarafından, davalı banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi'ndeki kefaletinin, eş rızası bölümündeki imzanın eşine ait olmadığı, eşinin okur yazarlığı bulunmadığı, bu nedenle kefaletinin geçersiz olduğu iddia edilerek menfi tespit davası açılmış ve icra dosyasındaki satış işlemlerinin durdurulması yönünde tedbir talebinde bulunulmuştur. İİK'nun 72/3 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün olmadığı gibi, teminatlı ya da teminatsız olarak uygulanabilecek tedbir türü de icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesidir. Davacı tarafın talebi, satışın durdurulmasına ilişkin olup, İİK'nun 72/3 maddesine göre tedbiren satışın durdurulması da mümkün değildir....

      Bu hükümlerde satışın ne zaman ve hangi koşullar altında gerçekleştirileceği düzenlenmektedir. Buna karşılık pazarlık sureti ile satışın hukuki niteliği ve reddi hukuki açıdan ortaya çıkardığı sonuçlar hakkında yasada bir hüküm yoktur. Dairemizin görüşüne göre pazarlık sureti ile satış özel hukuka ilişkin satış sözleşmesi niteliğindedir. Bu nedenle pazarlık sureti ile satış sözleşmesinden doğan ihtilaflar medeni hukuk davalarına bakan mahkemecelerce çözümlenir. Ancak pazarlık sureti ile satışın yapılıp yapılmayacağını takdir yetkisi icra müdürlüğüne ait olup bu takdir hakkının yerinde kullanılıp kullanılmadığını şikayet üzerine incelemeye yetkili mercii icra mahkemesindir. Somut olayda asıl takip ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2015/6271 Esas sayılı dosyası ile başlatılmış ve anılan takibin kesinleşmesinden sonra menkul malların pazarlık yoluyla satılmasına karar verilmiş ve pazarlık sureti ile satışın yapılması için ... 1. İcra Müdürlüğü'ne talimat yazılmıştır....

        KARAR Şikayetçi vekili, şikayet olunanın icrai haczi sonrasında yaptığı satış talebinin İcra Müdürlüğünce reddedildiğini, şikayet olunan bu karara karşı yargı yoluna başvurmadığından bir yıllık sürede geçerli bir satış talebinin olduğunun kabul edilemeyeceğini, haczin düşmesi sebebiyle sıra cetvelinde yer alamayacağını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....

          Sayılı dosyası üzerinden 04.10.2023 tarihinde gerçekleşecek satışın ve satış işlemlerinin, müvekkili şirket hakkında konkordato talebinde bulunulması ve konkordato sürecinin gerçekleşecek olması nedeniyle İİK'nın 308 ve devam eden maddeleri gereği tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Talep, müflis şirketin tasfiyesi sırasında yapılan satışın ve satış işlemlerinin durdurulması istemine ilişkin olup, mahiyeti itibariyle iflas tasfiyesi sırasında yapılan işlemlerle ilgili İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet kapsamına girmektedir. Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir....

            Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, talebin İİK 16. maddesi kapsamında memur işlemini şikayet başvurusu olduğu, satışı talep edilen menkullerle ilgili değişik mahkemelerde derdest istihkak davaları bulunduğu, bu davalarda mahcuzların satışlarının durdurulması yönünde tedbir kararı alınabileceği, satışın durdurulmasını haklı kılacak belgelerin sunulmadığı gerekçesi ile satışın durdurulmasına ilişkin şikayetin reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece her ne kadar dava şikayet talebi olarak görülüp sonuçlandırılmış ise de ; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline ve nispi harç yatırılarak açıldığına göre dava, üçüncü kişinin İİK’nin 228. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

              Aile Mahkemesinde 2021/480 nolu dosyada davacı vekili talepte bulunduğunu, takip konusu senetlerin İ.İ.K. ve borçlar kanunu çerçevesinde değerlendirilmesinin yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, satışın durdurulması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesin talep etmiştir....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İlk Derece Mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle: Bursa 15. icra müdürlüğünün 2019/2260 esas sayılı dosyada ödeme emri, sair işlemler, taşınmazların satışı ve kıymet takdirine itiraz edilerek açılan davanın reddi yolundaki hükmü istinaf incelemesi neticesi kaldırıldığı halde dava sonuçlanmadan, karar kesinleşmeden taşınmazın satışının yapılmamayacağı göz ardı edilerek satış ilanı hazırlandığını, satışın tedbiren durdurulması ve satış kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi : Şikayetin reddine karar vermiştir....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili İlk Derece Mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle: Bursa 15. icra müdürlüğünün 2019/2263 esas sayılı dosyada ödeme emri, sair işlemler, taşınmazların satışı ve kıymet takdirine itiraz edilerek açılan davanın reddi yolundaki hükmü istinaf incelemesi neticesi kaldırıldığı halde dava sonuçlanmadan karar kesinleşmeden taşınmazın satışının yapılmamayacağı göz ardı edilerek satış ilanı hazırlandığını, satışın tedbiren durdurulması ve satış kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi : Şikayetin reddine karar vermiştir....

              UYAP Entegrasyonu