O halde; Mahkemece, borçlulardan ...’ın malik olduğu taşınmaz ipoteği yönünden satışın durdurulması isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsiz olmuştur. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 03.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, 14/12/2021 tarihli tensip tutanağının 8. maddesinde, "Davacı vekilinin Malatya İcra Müdürlüğünün 2021/25152 Esas sayılı takibin ve aynı dosyadaki satışın durdurulması talebinin bu aşamada teminatsız olarak kabulü ile, Malatya İcra Müdürlüğüne 2021/25152 Esas sayılı takibin ve aynı dosyadaki satışların durdurulması için müzekkere yazılmasına" karar verilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta, davacıların “ satışın durdurulması ve haczin kaldırılması “ şeklinde iki ayrı talebi olup, hem İlk Derece Mahkemesi kararında, hem de Bölge Adliye Mahkemesi kararında davacıların sadece “ meskeniyet nedeni ile haczedilemezlik şikayetine bağlı haczin kaldırılması “ talebi hakkında karar verilmiş, davacıların “ satışın durdurulması “ talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Öncelikle; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin davacıların “ satışın durdurulması “ talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermemesi HMK. nın 297/2 ve 359/2. maddelerine aykırıdır. Ayrıca; Bölge Adliye Mahkemesi doğru bir şekilde istinaf sebeplerini değerlendirmiş, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığına kanaat getirmiş, fakat kamu düzenine dayalı yapılan inceleme sonucunda gerekçeyi değiştirerek; “...1) Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b(1) maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, HMK'nun 353/1-b(2) maddesi uyarınca ......
İİK.nun 134/2.maddesi gereğince; ihalenin feshi istemi şikayet yoluyla icra mahkemesinden ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde istenebilir. Aynı maddenin 7.fıkrasında ise; “Satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet, ihaleden itibaren 1 seneyi geçemez” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, şikayetçi vekili tarafından verilen 25/09/2013 tarihli şikayet dilekçesinde; her ne kadar, satışa ilişkin hiçbir tebligatın yasaya uygun yapılmadığı ileri sürülmüş ise de, aynı dilekçe içeriğinde; satış memurluğu tarafından gönderilen tahliyeye ilişkin tebligat ile satışın öğrenildiğinin beyan edildiği görülmektedir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu'nun 2013/4 Satış sayılı dosyasından şikayetçi ...'...
Bu hükümlerde satışın ne zaman ve hangi koşullar altında gerçekleştirileceği düzenlenmektedir. Buna karşılık pazarlık sureti ile satışın hukuki niteliği ve reddi hukuki açıdan ortaya çıkardığı sonuçlar hakkında yasada bir hüküm yoktur. Dairemizin görüşüne göre pazarlık sureti ile satış özel hukuka ilişkin satış sözleşmesi niteliğindedir. Bu nedenle pazarlık sureti ile satış sözleşmesinden doğan ihtilaflar medeni hukuk davalarına bakan mahkemecelerce çözümlenir. Ancak pazarlık sureti ile satışın yapılıp yapılmayacağını takdir yetkisi icra müdürlüğüne ait olup bu takdir hakkının yerinde kullanılıp kullanılmadığını şikayet üzerine incelemeye yetkili mercii icra mahkemesindir. Somut olayda asıl takip ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2015/6271 Esas sayılı dosyası ile başlatılmış ve anılan takibin kesinleşmesinden sonra menkul malların pazarlık yoluyla satılmasına karar verilmiş ve pazarlık sureti ile satışın yapılması için ... 1. İcra Müdürlüğü'ne talimat yazılmıştır....
İli, ... ilçesi, ... mahallesi 2511 Ada 182 parsel 2.kat 3 nolu bağımsız bölümün ihalesinin feshi istemine ilişkin olup, başvuruda ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülen işlemlerin ihaleye hazırlık safhasına ait işlemler gibi ifade edilmesi ve satışın iptalinin istenilmesi 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı karşısında sonuca etkili değildir. O halde, mahkemece, başvuru ihalenin feshi şikayeti olarak nitelendirilerek ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, başvuruda ihalenin feshi istemi yönünden somut bir sebep ileri sürülmemiş olsa bile resen dikkate alınması gereken hususlar yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
KARAR Şikayetçi vekili, şikayet olunanın icrai haczi sonrasında yaptığı satış talebinin İcra Müdürlüğünce reddedildiğini, şikayet olunan bu karara karşı yargı yoluna başvurmadığından bir yıllık sürede geçerli bir satış talebinin olduğunun kabul edilemeyeceğini, haczin düşmesi sebebiyle sıra cetvelinde yer alamayacağını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Bu durumda yurt içinde adres bildirme zorunluluğu usulünce yerine getirilmediğinden şikayetçinin ihalenin feshi istemi dava şartı yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına da hükmedilemez (Yargıtay 12 H.D.'nin 01.03.2021 tarih 2021/1609 E- 2183 K.sayılı ilamı). Şikayetçi 3. kişi vekili tarafından mahkemeye sunulan şikayet dilekçesinde ihalenin feshi isteminde bulunulduğu, şikayet dilekçesinde 3. kişinin yurt dışı adresi belirtildiği gibi ekli vekaletnamede de aynı yurt dışı adresinin yer aldığı, bu durumda İİK.'nın 134/2. maddesinde belirtildiği şekilde yurt içi adresi gösterilmediğinden...'' şeklindeki gerekçe ile ihalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinin reddine ve para cezası tayinine yer olmadığına karar verilmiştir....
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, talebin İİK 16. maddesi kapsamında memur işlemini şikayet başvurusu olduğu, satışı talep edilen menkullerle ilgili değişik mahkemelerde derdest istihkak davaları bulunduğu, bu davalarda mahcuzların satışlarının durdurulması yönünde tedbir kararı alınabileceği, satışın durdurulmasını haklı kılacak belgelerin sunulmadığı gerekçesi ile satışın durdurulmasına ilişkin şikayetin reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece her ne kadar dava şikayet talebi olarak görülüp sonuçlandırılmış ise de ; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline ve nispi harç yatırılarak açıldığına göre dava, üçüncü kişinin İİK’nin 228. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....
Sayılı dosyası üzerinden 04.10.2023 tarihinde gerçekleşecek satışın ve satış işlemlerinin, müvekkili şirket hakkında konkordato talebinde bulunulması ve konkordato sürecinin gerçekleşecek olması nedeniyle İİK'nın 308 ve devam eden maddeleri gereği tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Talep, müflis şirketin tasfiyesi sırasında yapılan satışın ve satış işlemlerinin durdurulması istemine ilişkin olup, mahiyeti itibariyle iflas tasfiyesi sırasında yapılan işlemlerle ilgili İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet kapsamına girmektedir. Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir....