Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir” hükmü karşısında hatalı ise de, icra takibinden sonra takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, icra takibi nedeni ile satışın ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması isteminin bu gerekçe ile reddinin gerektiği anlaşıldığından ret kararı sonuç itibari ile usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının kanunu yoluna başvurusunun REDDİNE, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine 06.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Satışın durdurulması ise, bu istisnalar kapsamına girmeyip İİK'nın 4. maddesi gereğince bu konu ile ilgili şikayetleri inceleme yetkisi, asıl icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine aittir. Somut olayda, davacı vekili Ankara 18. İcra Müdürlüğü'nün 2017/1296 E. sayılı dosyasında alınan satış kararının usulsüz olduğu belirterek ortaklığın giderilmesi davasının bekletici mesele yapılması ve satışın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bu nedenle şikayeti inceleme yetkisi Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yukarıda açıklanalı nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddesi gereğince; Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Şikayet dilekçesinin 04/10/2017 tarihinde mahkemeye tevzi edildiği görülmüştür. İpotekli taşınmaz maliki tarafından, İİK'nun 134. maddesindeki nedenlere dayalı olarak yapılan taşınmaz ihalesinin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, borcun ödendiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir. Her dava ve şikayet açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanır (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12- 177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Borçlunun ihale tarihinden sonra icra dosya borcunu ödemiş olması, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmez. Bu nedenle şikayetin esası incelenerek karar verilmesi gerekir....

      in şikayet yoluyla İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda; taşınmazın usulüne uygun olarak satılmadığını, maddi ve manevi olarak mağdur olduğunu, yasalara uygun olarak yapılmayan işlemlerden dolayı satışın iptali ve mağduriyetinin giderilmesini istediği, mahkemece, şikayetin satışa hazırlık işlemlerine ilişkin olmayıp borcun doğumu ve tarafların sıfatlarına ilişkin olduğu gerekçesi ile istemin usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun, icra mahkemesine 16.10.2014 tarihli başvurusu 13.10.2014 tarihinde yapılan 15 nolu bağımsız bölümün ihalesinin feshi istemine ilişkin olup başvuruda satışın iptali denilmesi HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı karşısında sonuca etkili değildir....

        Mahkemesince de şikayetin reddine karar verildiğinde de satışın talebinin reddi kararının kesinleşeceği, bu sebeple de alacaklının şikayete zorlanmasının gereksiz olacağı, şikayet olunanın süresi içindeki satış talebinin usulüne uygun olduğu, mahcuz aracın satışının yapıldığı tarih itibariyle anılan dosyalardan konulan haczin devam ettiği, bu sebeple şikayetçi vekilinin sıra cetveline itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine dair verilen karar, şikayetçi vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 05.....2012 tarih ve 4479 E, 6395 K sayılı ilamıyla, “Şikayet olunanın, avans yatırmak suretiyle ....09.2009 tarihinde yapmış olduğu satış talebi, ....09.2009 tarihinde ... Müdürü tarafından reddedilmiş olup, bu karara karşı şikayet yoluna başvurulmamıştır. Satışın reddine ilişkin ... Müdürü kararının, bu şekilde kesinleşmesi nedeniyle, geçerli bir satış talebinin varlığından söz edilemez....

          Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edenler tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; ...’ya ait ... İli ... İlçesi 1 Mahalle 982 Ada 388 Parsel kayıtlı taşınmazda eşi ve ... ikamet ettiğini bu evin haline münasip bir aile konutu olduğunu, İİK m.82/2-12 gereğince haline münasip evin haczedilmesi caiz olmadığını, davacı ... yönünden AYM’nin emsal kararına göre aile hayatına saygının ihlali yönünden dava açma ve haczin kaldırılması talebinde bulunma hakkı olduğunu belirterek şikayetlerinin kabulü ile satışın durdurulması ile satışın iptali ve haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davacı ...'...

            Mahkemece şikayetçinin geçerli haczi olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş ise de, şikayetçi tarafından konulan ilk haczin 07.05.2007 tarihinde alıcı çıkmaması nedeniyle satışın düştüğü tarihte düştüğü, ancak şikayetçi tarafından 14.07.2006 tarihinde yenileme haczi konulduğu, satışın da henüz iki yıllık süre dolmadan 27.03.2008 tarihinde yapılmış olduğu hususu gözden kaçırılmıştır. Bu itibarla mahkemece şikayetçinin geçerli bir haczi olduğu kabul edilerek şikayet olunan yönünden inceleme yapılmalıdır. Şikayet olunanın dosyasında borçlu ...'a ödeme emrinin 02.08.2005 tarihinde tebliğ edildiği, bu borçlu yönünden takibin 13.08.2005 tarihinde kesinleştiği, borçlu ...'...

              nun, takip dosyasının bir yıldan fazla süreyle işlemsiz bırakılmış olması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması gerekmesine rağmen icra müdürlüğüne bu yönde yapılan talebin reddedildiğini ileri sürerek takip dosyasının işlemden kaldırılması ve satışın durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, talep zamanaşımı şikayeti olarak nitelendirilerek, 3 yıllık bono zamanaşımı süresi dolmadığından bahisle istemin reddine karar verildiği görülmektedir. HMK'nun 33. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime aittir. Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları resen tatbik ederek, iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir (04.06.1958 ve 15/6 sayılı İBK). Borçlunun 05.5.2016 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; istemin bu hali ile İİK'nun 78/4. maddesine dayalı şikayet niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :Şikayet, hacizlerin İİK. 'nun 106- 110....

                Aynı maddenin 6.fıkrasına göre ise; “Satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.” Somut olayda, alacaklının talebi üzerine, 13.02.2015 tarihli satış kararı uyarınca, 1. satışın 24.04.2014, 2. satışın ise 22.05.2015 tarihinde yapılmasına karar verildiği, satış ilanı, İİK'nun 127. maddesi doğrultusunda borçlulara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de, borçlu şirket yetkilisinin talebi doğrultusunda 09.03.2015 tarihinde icra müdürlüğünce satışın düşürülmesine karar verildiği, satışın düşürülmesine ilişkin bu karara karşı alacaklının 18.03.2015 tarihinde şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, alacaklının şikayeti sonucu ... 3....

                  UYAP Entegrasyonu