ye kullandırılan krediler nedeniyle başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir İcra takibine konu genel kredi sözleşmesinde davalı ... A.Ş. asıl borçlu, ... ve ... kefil sıfatı ile imzalarının bulunmasından dolayı icra takibi başlatılmıştır. Kredi sözleşmesi uyarınca ipotek alınan taşınmazın satış suretiyle davacı bankaya 114.135,53 TL'ye satıldığı 135.864,47 TL kesin rehin açığı belgesi bulunduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Kredi kullanan asıl borçlu....'nin toplam kredi borcundan rehnin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan ödeme düşüldükten sonra kesin rehin açığı belgesinde gösterilen miktardan da sorumluluğu bulunmaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanan ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı değildir. Davalı ...'in imzası bulunan kredi sözleşmesinde ilk sayfada sözleşme bedelinin 500.000.000.000 TL olduğu yazılıdır. Ayrıca iki yerde de bu şekilde kayıt bulunmaktadır....
Dolayısıyla müvekkilin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığı gibi, dava dilekçesinde iddia edildiği üzere kasa açığı veya müvekkil tarafından davacıya gönderilmesi gerekirken gönderilmeyen hiç bir meblağ bulunmamaktadır. Bu durum sayın mahkemece her iki tarafın ticari defterleri ve banka kayıtları ile cari hesap ekstreleri incelendiği takdirde sabit hale gelecektir. Yine devir işlemlerinin sonuçlandırılması ve denetimlerin tamamlanarak tarafların mevcut hesap pusulaları üzerinde mutabık kalmalarına müteakip, müvekkilin kargo taşıma işlerinde kullandığı ve davacı yan lehine teminat mahiyetinde rehin tesis edilen araçlar üzerindeki rehin şerhlerinin de kaldırılacağı müvekkile beyan edilmiş ise de; davacı tüm başvurularımıza rağmen bu yönde hiç bir işlem tesis etmemiştir. Müvekkilin davacı yana herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Yapılan denetimlerde kasa açığı bulunduğuna dair hiç bir işlem yapılmamış veya bu yönde tutanak tanzimi dahi olmamıştır....
ye olan kefilliği gerekçe gösterilerek, ipotek verdiği taşınmazın satılarak paraya çevrildiğini, davacının kefili olmadığı bir kredi borcu için, oğlu o dosyada kefil olduğu diye ve müteselsil kefaletten bir borç doğduğundan hakkında takip yapıldığını ve taşınmazının satıldığını, bankanın aldığı rehin açığı belgesine istinaden ...'in kullandığı krediden borcun geri kalanı için yeniden takip başlattığını, ancak davacının zaten kefil olmadığı kredi nedeniyle taşınmazının satıldığını, ipotekte paraya çevrildikten sonra, bu kez rehin açığı belgesi verilmesi ve takip yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davacının Dinar İcra Müdürlüğü'nün 2015/59 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı, dava dışı alacaklı bankanın dava dışı ... ve arkadaşları hakkında ipotekli takip başlattığını, kendisinin bu icra dosyasındaki borcu ödemek için taahhütte bulunduğunu, alacaklı banka ile anlaşıp faiz oranını düşürerek 50.970,36 TL ödeme yaptığını, bankanın icra dosyasındaki alacağının 26.127,00 TL lik kısmını davalıya temlik ettiğini, davalının icra takibine devam ederek rehinli taşınmazı satın aldığını, kalan alacağa ilişkin olarak ise rehin açığı belgesi alarak yeni bir takip başlattığını, bu takipte faizin %180 üzerinden hesaplandığını, davalının rehin açığı belgesine dayanarak yeni bir takip başlatamayacağını, aynı dosya üzerinden takibe devam etmesi gerektiğini, istenilen faizin öğretiye aykırı olduğunu belirterek icra dosyalarına borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davacı 01.01.2013 tarihinde vefat etmiş, davaya davacının mirasçıları dahil edilerek devam edilmiştir....
Somut olayda borçlu aleyhinde başlatılan ipotekli takipte, ipotekli taşınmazın ihale edildiği ve ihalenin 09.03.2011'de kesinleştiği, ihale bedelinin ipotekli borcun tamamını karşılamadığı, 20.09.2011 tarihinde kati rehin açığı belgesi düzenlendiği, alacaklı vekili tarafından bu belge ile yeni bir takip dosyasında icra emri düzenlenerek hacizler yapılması talebi üzerine, İcra Dairesince, takip talebinin kabul edildiği, ancak yeni bir icra emri düzenlenerek bu yeni dosya üzerinde haciz yapılması talebinin, asıl dosyadan takibe devam edilerek hacizler yapılabileceğinden reddedildiği, işleme karşı İcra Mahkemesine yapılan şikayetin yasaya aykırı bir işlem olmadığı gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; müvekkili banka tarafından borçlu Ömer Gürgen hakkında Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün 2019/79562E.sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibin yeni bir takip olmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonrası alınan ve 1 yıllık süreye tabi rehin açığı belgesine dayandığını, yasada öngörülen süre içerisinde kesin rehin açığı belgesine dayanılarak borçlunun takipten sonra ölmesi nedeniyle tereke aleyhine takip başlatılması işleminin yasaya aykırı olmadığını, davacıların borçtan şikayet tarihinden çok önce bilgi sahibi olduklarını, miras bırakanının taşınmazının icra dairesi kanalı ile satıldığından haberdar olduklarını, aradan geçen süre zarfında hareketsiz kalarak bilgileri dahilinde olan işlemlere itiraz etmeyen davacıların mirası red süresinin son birkaç gününde işlemlere başlamalarının kötü niyetli olduklarını gösterdiğini, davacıların asıl alacağın %20’sinden aşağı...
İcra Müdürlüğü'nün 2016/9871 Esas sayılı takip dosyasından tanzim edilen 20.12.2016 tarihli sıra cetvelinde 1. sırada yer alan 1. derece rehin alacaklısına rehin bedelinden fazla pay ayrılmak suretiyle şikayetçi 2. derece rehin alacaklısının rehin hakkının yok sayıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şİkayet olunan vekili, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun şekilde tanzim edildiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, şikayet olunan takibinin 60.000,00 TL alacak yönünden kesinleştiği, işlemiş faizin ayrıca tartışma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş, şikayetçi vekilinin istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17....
Noterliği'nce düzenlenen 01.08.2012 tarih ve ... numaralı rehin sözleşmesinden sonraki tarihte haciz uygulandığını, 6183 sayılı Yasa'nın 21. maddesi gereğince şikayet olunan idareye satış bedelinden garameten pay ayrılmaması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile şikayet olunanın alacağının sıra cetvelinden çıkartılarak, şikayet olunana ayrılan satış bedelinin öncelikle şikayetçi şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, borçluya ait araç üzerine 11.02.2013 tarihinde rehin sözleşmesine dayalı olarak haciz uygulanmış olduğu, aynı araç üzerinde ... alacağının bulunduğu, ... tarafından 03.04.2012 tarihinde haciz konulduğu, ... Vergi Dairesi'nin alacağı için ise 11.02.2013 tarihinde haczin konulmuş olduğu, sıra cetvelinde birinci sıradaki alacaklının ..., ikinci sıradakinin rehin alacağı olduğu, üçüncü sırada ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiası K A R A R Dava konusu uyuşmazlık, rehin açığı belgesi ile başlatılan takipten kaynaklanan şikayete ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemiz'in inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 28.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
. - K A R A R - Dosyadaki yazılara, Mercii Hakimliğince uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle davacı alacaklının 04.11.2002 tarihli takibinin rehin açığı belgesine de dayanmış olmasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, 01.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....