-K A R A R- Şikayetçi vekili, birinci derecede ipotek ve temlik alacaklısı şikayet olunanın ihale konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğinin 15.000.00 TL bedelli üst sınır ipoteği olduğunu, bu tür ipotekte ipotekle teminat altına alınan borç miktarının rıza ile tespit edilen miktarı aşmasının mümkün olmadığını, üst sınır ipoteğine istinaden ödeme yapılması gerekirken borçluya ait taşınmazın satışından elde edilen bedelin 25.311,65 TL'sinin şikayet olunan şirkete verilmesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinde şikayet olunan ve müvekkiline ödeme kararının iptali ile şikayet olunan şirketin ipotek alacağının 15.000,00 TL ile sınırlı olarak kabulü ile, 15.000,00 TL'nin 1. derecede ipotek sahibi şikayet olunana, 17.674,21 TL'nin müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, satışı gerçekleşen taşınmaz üzerinde üst sınır ipoteği değil karz ipoteği bulunduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
Şikayet olunan vergi dairesi vekili, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her iki kurumun alacağının kamu alacağı olduğu, borçluya ait taşınmaza ilk şikayetçi tarafça haciz konulduğu, paranın şikayetçi kurum alacağına tahsisi gerekirken, şikayet olunana tahsisine ilişkin icra müdürlüğü işleminin İİK'nun 140. ve devamı maddelerince hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, şikayetin kısmen kabulü ile, ... aleyhine gerçekleşen şikayetin husumet ehliyeti bulunmadığından reddine, 2839 parsel sayılı taşınmazın satış bedelinden elde edilen 43.295,00 TL bedelin şikayet olunana ödenmesine ilişkin işlemin iptali ile bedelin şikayet edene ödenmesi şeklinde düzeltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karar, şikâyet olunan vergi dairesi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/7 E. sayılı dosyasında düzenlenen 05.04.2012 tarihli sıra cetvelinde ilk haczin müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadan konan haciz olduğu halde, ilk iki sırada şikayet olunanların alacaklı olduğu dosyalara yer verildiğini ve satıştan elde edilen bedelin tamamının ilk sıra alacaklısı olarak gösterilen şikayet olunanlar ... ve ...'nin alacaklı olduğu dosyaya ödendiğini, oysa müvekkilinin Fon Bankası niteliğinde olup 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesi gereği takiplerde 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, anılan sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunanlar ... ve ... vekili, şikayetin reddini savunmuş, şikayet olunan ... davaya cevap vermemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1016 Esas sayılı dosyası ile muameleyi şikayet davasının açıldığını ve dosyanın derdest olduğunu, sıra cetveline itiraz ettiklerini, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan, şikayete cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma, ve dosya kapsamına göre Ankara 6. İcra Müdürlüğü'nün 2013/12979 Esas sayılı takip dosyasında, şikayet olunan şirketin haczinin devam ettiğine ilişkin icra müdürlüğü işleminin iptali yönünde ... İcra hukuk Mahkemesi'nin 2015/1016 Esas sayılı dosyasında şikayet olunan şirketin haczinin düştüğüne ilişkin şikayetinin reddine karar verildiği ve temyiz incelenmesinin reddiyle kararın kesinleşmiş olduğu; bu şekilde bu dosyaya yönünden yapılan şikayetin de dayanaksız kaldığı, şikayet olunan şirketin haczinin devam etmesi nedeniyle, sırasında da hata olmadığı gerekçesiyle; şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
Şikayet olunan Hazine vekili, şikayetin reddini istemiştir. İcra Mahkemesi'nce, bozma ilamı ve dosya kapsamına göre, sıra cetvelinin şikayetçiye tebliğ edilmemesi nedeniyle şikayetçi açısından kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, üçüncü kişi olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’nün şikayetçinin haczinden haberdar olduğundan şikayetçinin sıra cetveline dahil edilmesi gerektiği gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptali ile şikayetçinin yeni düzenlenecek sıra cetveline dahil edilmesine dair verilen karar, şikayet olunan ... ile ... Vergi Dairesi (Hazine) vekilinin temyiz istemi üzerine Daire’mizin 08.12.2011 tarih 2011/787 E. 2011/2421 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, şikayet olunan ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
- K A R A R - Asıl dosyada şikayetçi vekili, müvekkilinin bedelli paylaşıma konu taşınmaz üzerine haciz koydurduğunu, şikayet olunan ...... tarafından ise ihtiyati tedbir konulduğunu, verilen kararın tedbir kararı olup ihtiyati haciz kararı olmadığını, diğer şikayet olunan ... ...... Müdürlüğünün alacağının gayrimenkulün aynından doğan bir alacak olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dosyada şikayet olunan ... vekili, müvekkilinin alacağının öncelikli olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Asıl dosya da şikayet olunan .... vekili, haczinin ilk haciz olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Birleşen dosya da şikayetçi vekili, garameten paylaşımdan müvekkili kuruma az bir meblağ verildiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline ve yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunanlar şikayetin reddini istemişlerdir....
Şikayet olunan şirket vekili, şikayetin reddini istemiştir. İcra Mahkemesince iddia, savunma, Yargıtay bozma kararı ve tüm dosya içeriğine göre; sıra cetvelinin iptali ile ... .... ile ...alacaklarının sıra cetvelinde birinci sıraya alınmasına ve satış bedelinin aralarında garameten paylaştırılmasına karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... ... vekili temyiz etmiştir. Hükmüne uygulan bozma kararında sıra cetvelinde ilk haczi koyan .... ile ... .... ve ...’nin Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun'un 21/I. maddesi çerçevesinde garameye sokulması gerektiği açıkça belirtilmesine rağmen, mahkemece adı geçen şirkete pay ayrılmaksızın her iki kamu alacaklısı arasında garameten paylaştırma yapılmıştır. Kendisine pay ayrılmayan şirket vekili kararı temyiz etmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....
II.TEMYİZ SEBEPLERİ Müşteki vekilinin temyiz istemi, alacaklısını zarara uğratmak kasdıyla mevcudu eksiltmek suçunu düzenleyen İİK'nın 331 inci ve şikayet süresini düzenleyen İİK'nın 347 inci maddelerinin son derece açık olduğu, İcra İflas Kanunu'nda da belirtildiği üzere şikayet hakkının başlangıcının fiilin öğrenildiği tarih olduğu, kanunun şikayet hakkının kullanılabilmesi için takibin kesinleşmesini aramadığı, şikayet hakkının kullanımı amacıyla takibin kesinleşmesi gerektiği düşünülecek olursa İİK'nın 331 ve 347 inci maddelerinin kullanılamaz hale geleceği, takibi kesinleştirmeyerek itiraz eden borçlular hakkında alacaklının açtığı itirazın iptali davalarının mahkemelerinin yoğunluğu nedeniyle aylarca/senelerce sürmekte olduğu, böylelikle takibin kesinleşmesini bekleyen alacaklının İİK'nun 347 inci maddesinde belirtilen üç ay ve bir yıllık hak düşürücü süreleri kaçırmış olacağı, İİK'nın 347 inci maddesinde şikayet hakkının başlangıcının fiilin öğrenildiği tarih olarak düzenlendiği,...
Bu durumda icra mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. 2)Bozma neden ve şekline göre, şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....