Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleşen dava yönünden davacının meskeniyet şikayetinin incelenmesinde; Şikayet, İİK.nın 82/1- 12.maddesi kapsamında meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması talebine ilişkindir. İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2017/1053 esas 2018/5592 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır. Davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmazını ipotek ettiği, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte haciz sahfası bulunmadığından meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağı anlaşıldığından davacının meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir....

İcra Müdürlüğü'nün 2018/12486 E. sayılı dosyasında 24/12/2018 tarihinde infaz edildiğini, ihtiyati haciz tebliği ile kesin hacze dönüştüğü halde davacının yine süresi içinde meskeniyet iddiasında bulunmadığını, taşınmazın tapu kaydı üzerine 29/07/2020 tarihinde ikinci haciz konduğunu, birinci haciz düşmediğinden ikinci hacizden sonra meskeniyet iddiası için yeni bir itiraz süresi başlamayacağını, davalı tarafından yapılan ödemeler ile inşa edilmiş davaya konu binalar için davacının meskeniyet iddiasında bulunamayacağını, taşınmaz içindeki yapıların İmar Kanunu'nun 32. maddesine göre mühürlendiğini, davacıya idari para cezası tahakkuk ettirildiğini ve binaların yıkımına karar verildiğini, yapı kayıt belgesinin de iptal edildiğini, ekonomik değeri olmayan, yıkıma tabi bir taşınmaz için satışa esas olmak üzere kıymet takdiri yapılmayacağını ve bu yapı için meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, davacının icra dosyasından yaptığı sorgusundaki adresinin 15/09/2020 tarihi itibariyle "Acıbadem...

Meskeniyet şikayetinin satış isteme süresini durdurmaması, alacaklı taraflarca da bir yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunulmamış olması karşısında, şikayet tarihi itibariyle geçerli haciz var ise de, karar tarihi itibariyle haczin hükümsüz kaldığı tespit edilmiştir. Meskeniyet şikayetine konu haciz karar tarihi itibariyle hükümsüz kaldığından, iş bu şikayet konusuz kalmıştır. Bu haliyle mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir. (Dairemizce aynı yönde verilen 2019/2261 E 2021/379 K sayılı karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2021/3814 E 2021/7596 K sayılı kararı ile onanmıştır.)...

İlk derece mahkemesi kararında; takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin şikayet hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı üçüncü kişi istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesindeki iddia ve vakıalar aynen tekrar edilerek, Anayasa'ya aykırılık teşkil eden kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya uygun olduğunu beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Şikayet, meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılmasına yöneliktir. Şikayetçinin takip borçlusu olmadığı, borçlunun eşi olduğu, aile konutuna dayalı olarak iş bu şikayette bulunduğu görülmektedir. İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir....

İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden 3. kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Anayasa Mahkemesi'nin emsal kararları doğrultusunda borçlunun eşinin aile konutuna ilişkin güvenceden yaralanarak meskeniyet şikayetinde bulunabileceğinden bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan kişi takip borçlusu...'ın eşidir. Hacze konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararının somut uyuşmazlıkta uygulanamaz....

    Meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Takipte davacı borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, davacının şikayet tarihinde muttali olduğunun kabul edildiği, daha evvel bir tarihte öğrendiğine dair delil bulunmadığından meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir....

    CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, davacı borçlunun 01.09.2020 tarihinden itibaren ilgili haczi öğrendiğini ve yedi günlük itiraz süresini kaçırdığını meskeniyet itirazının mahkemece süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, bunun haricinde borçlunun ilgili taşınmazlar üzerindeki ipotekler sebebiyle meskeniyet itirazı hakkından önceden feragat etmesi gerektiğini yurt dışında ikamet ettiği ve yerleşik olduğu birden fazla taşınmaza sahip olduğu yurt dışına çıkmadan önce dahi dava konusu taşınmazı mesken olarak kullanmadığı ve davalı alacaklı müvekkilin ipotek alacaklısı olması sebepleriyle esas yönünden de meskeniyet itirazının reddedilmesini talep etmiştir. III....

      İcra Müdürlüğün'ün 2017/137 Talimat sayılı dosyası üzerinden 24/07/2018 tarihinde kıymet takdiri yapılmak üzere taşınmazın bulunduğu yere gidildiğinin belirtildiği, meskeniyet şikayetine konu davanın 16/08/2018 tarihinde açıldığı, hacizden borçlunun en geç kıymet takdirinin yapıldığı tarihte haberdar olduğunun anlaşılması karşısında 7 günlük meskeniyet şikayet süresinin geçmiş olduğu ve bu nedenle ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....

      Somut olayda, şikayet konusu haciz uygulanan taşınmazın, şikayetçi T2 adına değil, T1 adına kayıtlı olduğu, meskeniyet iddiasında bulunmak hakkının ancak taşınmaz maliki olan takip borçlusuna ait olduğu, şikayetçi T2'ın şikayet konusu taşınmaz yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığı açıktır. Diğer yandan, İİK'nın 82/1. maddenin 12. bendi uyarınca meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için haczin dayanağını teşkil eden borcun haczedilmezlik iddiasına konu edilen evin bedelinden doğmamış olması gerekir. Borcun bu eşya yani evin bedelinden doğması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı, somut olayda şikayetçi T1 yönünden takibe konu borcun söz konusu meskene ilişin tasarrufun iptali davası sonucu verilen ilama dayandığı görülmekle, şikayetçi T1'ın meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağı gözetilmeden, şikayetin kısmen kabul kısmen reddine verilmesi yerinde değildir....

      Derece ipotek konulduğunu, davacının dairedeki ½ payına ipotek konulmasına muvafakat etmiş olmakla meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağını, bu nedenle bankanın haczinden önce dairenin tapu kaydına ipotek konulmasına muvafakat eden şikayetçinin, alacaklı bankanın koydurduğu haciz yönünden meskeniyet iddiasında bulunmasının yasal olmadığını, davacının daha düşük değerde bir evde yaşamasının mümkün olduğunu, meskeniyet iddiasının alacağın tahsil olanağını ortadan kaldırmaya yönelik bir iddia olduğunu beyan ederek, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu