Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişinin İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince haczin düştüğüne dair iddiasının da bulunduğu, mahkemece, İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince bir inceleme yapılmadığı anlaşılmakla; yukarıda özetlenen yasa hükümlerine uygun olarak haczin düşüp düşmediği hususunun incelenmesi gerekir. O halde, mahkemece, İİK'nun 106. ve 110. maddeleri kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle şikayet tarihinden önce haczin düşüp düşmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi … A.Ş.'nin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçlunun, daha önce de emekli maaşına konulan haczin kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğu ve ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 23/11/2005 tarih ve 2005/555 E.-562 K. sayılı kararı ile “şikayetin kabulüne, .... icra Müdürlüğü'nün 12/01/2004 tarihli işleminin, davacının talebi ile bağlı kalınarak kısmen iptali ile davacının maaşı üzerindeki haczin 1/4'ü baki kalmak üzere haczin kaldırılmasına” karar verildiği, kararın 23/12/2005 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Bu durumda anılan icra mahkemesi kararı aynı konuda yapılan diğer şikayet yönünden kesin hüküm teşkil edeceğinden, mahkemece kesin hüküm nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında İcra Müdürlüğünün borçlunun talebi üzerine haczin fekkine dair Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazmasının ve haczin kaldırılmasının, talep dilekçesinin ve haczin fekkine dair müzekkerenin şikayet olunan alacaklıya tebliğ edilmemesinden dolayı şikayet olunan alacaklının aleyhine sonuç doğurması mümkün değildir. Bu durumda, şikayet olunan alacaklının takip dosyasında bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine 29.07.2010 tarihinde haciz konulduğu, satış avansının İİK'nın 106- 110 maddelerine göre iki yıllık süresi içerisinde 26.07.2012 tarihinde yatırdığı, şikayet olunan alacaklının 29.07.2010 tarihli haczinin ayakta olduğu dikkate alınarak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
Şikayet olunan banka vekili, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21 ve 41. maddelerine uygun olduğunu, satış avansının süresi içinde yatırıldığını, ayrıca şikayetçinin itirazında hukuki yararı olmadığını, zira şikayetçiye ait takip ve haczin .....sayılı ilk kesin haczin şerhedildiği dosyadan daha sonra olduğunu, bu dosyaya isabet eden paranın takip konusu alacağın sadece bir kısmının tahsil edildiğini, bu dosya alacağı tamamen tahsil edilmeden diğer dosyalara para isabet etmeyeceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, şikayet olunan bankanın alacaklı olduğu takip dosyasından dava dışı borçlu şirket adına yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü'ne uygun olduğu, haczinin de düşmediği, diğer şikayet olunan ...'ın alacağının 3 ve 4. sırada yer almasına rağmen bu sıralara pay ayrılmadığı, bu nedenle ...'...
İlk Derece Mahkemesi kararı şikayet olunan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Şikeyetçi vekili dava dilekçesinde; borçlunun 3. kişi nezdindeki hak ve alacaklarının haczi sonrası Hopa İcra Müdürlüğünün 2010/180 Esas sayılı dosyasında düzenlenen 05.07.2010 tarihli sıra cetvelinde şikayet olunanın geçerli bir haczi bulunmadığı, müvekkili haczinin ilk haciz olup öncelikle müvekkiline pay ayrılması gerekirken şikayet olunana ilk sırada pay ayrılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, anılan sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. II. CEVAP Şikayet olunan vekili cevap dilekçesinde, şikayetin reddini savunmuştur. III....
Bu durumda mahkemece yukarıda gösterilen ilke gereğince her bir haczin düşüp düşmediği değerlendirilerek ve şikayetçinin mevcut haczinin tarihi ile karşılaştırılarak ilk haczin belirlenmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. 2- Öte yandan taşınmazlar üzerine haczin konulması, tasarruf işlemlerinin kısıtlanması bakımından tapu sicilindeki ilgili sayfaya şerh verilmek suretiyle yapılırsa da, yasal süresi içinde satış istenmemesi nedeniyle düşen hacizlerin, tapu sicilinden kendiliğinden silinmesi beklenemez. Bir haczin sırf tapu sicil kaydında görünmesi, onun düşmediği anlamına gelmez. Kayıtta görünen haczin düşüp düşmediği, ancak icra dosyasının incelenmesinden anlaşılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 28.11.2013 gün ve 5750 Esas, 7546 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/9046 esas sayılı dosyasında düzenlenen 29.04.2013 tarihli sıra cetvelinde, şikayet olunana birinci sırada yer verildiğini, müvekkilinin ise ikinci sırada yer aldığını, menkuller üzerindeki ilk ihtiyati haczin müvekkilinin takip dosyasından konulduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini, olmadığı takdirde satış bedelinin birinci sırada ve ikinci sırada yer alan alacaklılar arasında garameten paylaştırılmasını talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Asıl dosyada şikayet olunan şirket vekili, ilk haczin müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadan konulduğunu, ihbarnamenin tebliğ edildiği tarihte, KDV iade alacaklarının tahakkuk ettiğini, müstakbel bir alacağın haczi niteliğinde bulunmadığını, borçlu ile üçüncü kişi arasında bir temel ilişkinin var olduğunu savunarak, asıl dosyada şikayetin reddini istemiştir. Birleşen (2010/624 E.) sayılı dosyada şikayetçi ... Bank A.Ş. vekili, ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1674 E. sayılı takip dosyasında, ilk haczin tespit edilmesi ve paranın ilk haczi koyan İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi gerekirken bunun yapılmadığını, bu usulsüz işlemin ... 2....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde davacı tarafından süresinde taşınmazın haline münasip meskeni olduğu iddiası ile şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı tarafça haczin düşmüş olması sebebi ile davanın konusuz kaldığı, alınan bilirkişi raporlarında çelişki bulunduğu beyan edilerek istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir....
icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine yapılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. tarafından ise şikayet konu haczin takip sayılı dosyası ile yapıldığı, davacının taşınmaza ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu anlaşılmakla anılan takip dosyası ile ilgili haczin kaldırılması talebini inceleme yetkisi,ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur....