Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu halde üçüncü kişiye, doğacak alacakların haczi yönünden gönderilen birinci haciz ihbarnamesi, haciz müzekkeresinin sonuçlarını doğurur. Bu nedenle 3. kişi tarafından, haciz ihbarnamesinin gereğinin yerine getirilerek, daha sonra doğacak paraların icra dosyasına gönderilmesine yasal bir engel yoktur. Ayrıca borçlunun, 3. kişide doğması muhtemel alacaklarının haczini içerir haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğine yönelik şikayette bulunmasında, hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunmadığı da muhakkaktır. (Yargıtay 12. HD 2018/12447 Esas 2019/5556 Karar, Yargıtay 34 XX 941/19214 Esas 2017/10956 Karar, Yargıtay 34 XX 142/35077 Esas-2014/1254 Karar sayılı ilamı )....

İcra Mahkemesi'nce, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, borçlunun üçüncü kişideki alacaklarının haciz ihbarnamesi ya da haciz müzekkeresi ile haczedilebileceği, bu alacağın ihracata dayalı KDV iadesinden doğması nedeniyle haczi kabil bir alacak olduğu ve şikayet olunanın haczinin geçerli bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine dair verilen karar, şikayetçi vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 13.10.2011 tarih ve 2011/433-1027 E-K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bu kez, şikayet olunan vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

    birlikte bir an için doğru olduğu kabul edildiğinde kötüniyetli kullanımlara açık olduğunu, herhalde haciz ihbarnamesi yada maaş haczi tebligatlarının borçlu tarafından tebliğ alınması halinde artık iş veren ve 3....

    İcra Müdürlüğünün ...... takip sayılı dosyası üzerinden müvekkili banka adına İİK 89.md gereğince üç ayrı haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bir ve iki nolu haciz ihbarnamelerine süresinde ve usulüne uygun olarak itiraz ettikleri halde bir nolu ihbarnameye ilişkin itirazlarının UYAP sisteminde oluşan aksaklık nedeniyle dosyaya girmediğinden dolayı iki nolu ihbarnamenin gönderildiğini, iki nolu ihbarnameye de süresinde itiraz ettikleri halde yasal olarak gönderilmemesi gereken üç nolu ihbarnamenin gönderildiğini, bu nedenlerle haciz ihbarnamesi kapsamında müvekkili bankanın davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf adına duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edildiği halde duruşmaya katılmamış böylece yokluklarında yargılama yapılarak karar verilmiştir. Büyükçekmece ...... İcra Müdürlüğünün ...... takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde davalı ....... KİMYA SAN. AŞ tarafından dava dışı .........

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 21.02.2014 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece ödeme emrinin iptaline ve öğrenme tarihinin 21.02.2014 olarak tesbitine karar verilmiştir. 7201 Sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

        İcra Dairesi'nin 07.07.2014 tarih ve 2014/71 muhabere sayılı evrakı ile dosyaya beyanda bulunduğu ve taşınmazının haczinden de belirtilen bu tarih itibarı ile haberdar olduğunu ileri sürerek, icra müdürlüğünce taşınmaz satış talebinin reddine ilişkin 11.06.2015 tarihinde verilen kararın iptaline karar verilmesini istediği; mahkemece, haciz ihbarnamesinin 3. kişiye yöntemine uygun olarak tebliğ edilmediği, kıymet takdir raporunun 28.01.2015'te bizzat tebliğ edilerek hacizden haberdar olmuş ve haciz ihbarıyla amaçlanan yasal ihtar yapılmış sayılamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Takip dosyası fotokopisinin incelenmesinde, 1. haciz ihbarnamesinin 3. kişinin bizzat kendisine 11.05.2011 tarihinde; 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin TK'nun 35. maddesine göre ve kıymet takdir raporunun ise bizzat 28.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir....

          . - K A R A R - Şikayet eden vekili, müvekkil bankanın borçlu hakkında yaptığı icra takibinde borçlunun 3. kişi Tesco ... AŞ’deki alacağına İİK 89/1.maddesi uyarınca haciz ihtarnamesi göndererek 12.01.2007 tarihinde ihtiyati haciz uyguladığını, şikayet edilenin ise borçlu hakkında yaptığı icra takibinde borçlunun 3.kişideki alacağına haciz koymak için gönderdiği haciz ihbarnamesinin Alo Post yöntemiyle 15.1.2007 tarihinde 3.kişiye ulaştığını, 3.kişinin borç miktarı itibarıyla haczi koymadığını belirttiğini, bunun üzerine şikayet edilenin talebi üzerine3. kişiye tekrar müzekkere yazıldığını tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkil bankanın kamu bankası olduğunu ileri sürerek sıra cetvelindeki sıralarına itiraz etmiştir. Şikayet edilen vekili, müvekkil bankanın haczinin kesin haciz, şikayet edenin haczinin ise ihtiyati haciz olduğunu tebligatın usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

            Haciz ihbarnamesi, ... tarihinde 2. haciz ihbarnamesi ve ... tarihinde 3. Haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği, her ne kadar davacı vekili üçüncü haciz ihbarnamesinin davacının reşit olmayan oğluna tebliğ edildiğini bu nedene geçersiz olduğunu iddia etse de usulsüz tebligat sebebiyle yapılmış bir şikayet dosyası bulunmadığı gibi davacının da üçüncü haciz ihbarnamesinden bu tarihte haberdar olduğu hususunu dava dilekçesinde kabul ettiği, bu durumda en geç ... tarihinde bu davanın açılması gerekirken UYAP kayıtlarına göre ... tarihinde açıldığı, açılan davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki hüküm fıkrasının tesisi uygun görülmüştür. Davalıyı temsilen başlangıçta vekaletname sunulmuş ise de vekaletnamede adı geçen iki vekilin de vekillikten istifa etmesi nedeniyle istifa dilekçeleri davalıya tebliğ edilmiş ve davalı lehine vekalet ücretine de hükmolunmamıştır....

              İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....

              Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka bâtıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı kararı). Tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetinin yasal dayanağı, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi öğrenme tarihine göre şikayetin, yukarıda anılan maddede belirtilen yasal süre içinde yapılıp yapılmadığının tesbiti gerekir....

                UYAP Entegrasyonu