Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlunun şikayet dilekçesinde belirttiği husumet, faiz ve borca ilişkin iddialar itiraz niteliğinde olup, bu itirazların icra müdürlüğüne sunulması gerekmektedir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince borca itiraz niteliğindeki bu iddialar yönünden değerlendirme yapılmaması ve taleplerin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Takibe dayanak belgelerin gönderilmemesine yönelik şikayetler yönünden ise takip talebi ekinde herhangi bir belge bulunmadığından, belge olmaksızın dahi ilamsız takip yapılması mümkün olduğundan bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesinde de isabetsizlik görülmemiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davalı aleyhine İpsala İcra Müdürlüğünün 2020/40 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine gidildiği, ödeme emrinin 29/01/2020 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu vekilinin takip talebinde gecikme zammı adı altında istenilen faiz miktarına ve ferilerine itiraz ettiklerini belirttiği, icra müdürlüğünce itiraz yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, takip alacaklısı tarafın kısmi itirazın geçersiz olduğundan bahisle icra müdürlüğünün durdurma kararına karşı şikayette bulunduğu, takip talebi ve ödeme emrinin incelenmesinde 54.270,00- TL asıl alacak ve 29.833,00- TL gecikme zammı olmak üzere toplam 84.103,00- TL alacağın tahsilinin istendiği, itiraz dilekçesinde takip talebinde istenilen gecikme zammı alacağına itiraz edildiğinin açık olduğu, bu nedenle borca kısmi itirazın geçersiz olduğuna yönelik şikayetin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş...

yapıldığını, bu hususun davacının borcunu kabul ettiğini ve aralarındaki sözleşmeye dayanarak ödemelerini yaptığını gösterdiğini, davacının borcunu ikrar ederek düzenli olarak ödemeler yaptığını, borca itiraz etmediğini, faiz hesaplamasının da doğru yapıldığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir....

Krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmesi halinde borç miktarı kesinleşmeyeceğinden borçlu şikayet yoluyla gerek kat öncesi gerekse sonrasına ilişkin borç miktarına, faize, faiz oranına itiraz edebilir....

para cezası takdir edilmediği belirtilerek DMR giyim, T4 Ahmet Önder, Mehmet Tuncer ve T1 cihetinden şikayetin kabulüne, İstanbul 2 icra dairesinin 2019/47566 Esas sayılı dosyasında meskur davacılar yönünden takibin iptaline, bu davacı borçlular cihetinden imzaya ve borca itiraz davası ve ileri sürülen sair şikayetler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına yer olmadığına, davacı T6 ve T5 şirketi cihetinden İstanbul 2 icra dairesinin 2019/47566 nolu dosyasındaki; imzaya itiraz davasının ayrı ayrı reddine, borca itirazın takip öncesi faiz cihetinden kısmen kabulüne, takipteki asıl alacak ve takip öncesi 5.286,18- TL faizi olmak üzere takibin devamına, takipten itibaren asıl alacağa değişen nisbetlerde avans faizi uygulanmasına, bakiye takip öncesi faiz alacağı cihetinden İİK 169/a maddesine göre takibin durdurulmasına, sair şikayet sebepleri reddine, davacıların para cezası ve tazminata mahkum edilmesine ayrı ayrı yer olmadığına karar vermiştir....

Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında keşidecisi T1 lehtarı T3 olan 10.05.2017 keşide 10.05.218 vade tarihli 1000.000,00 USD bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanıldığı, borçlu tarafından senetteki imzaya itiraz edilmeksizin senet üzerindeki yazıların sonradan doldurulduğu, fazla faiz talep edildiği iddiası ile borca, yetkili icra dairesinin İzmir icra müdürlükleri olduğu iddiası ile yetkiye itiraz edildiği, vekalet ücret ve yargılama giderleri için yasal faiz talep edilmesi gerekirken bu alacakları da kapsayacak şekilde %10 faiz istenildiği iddiası ile faize yönelik şikayetlerin ileri sürüldüğü, mahkemece yapılan yargılama ile borca itirazın reddedildiği, faize ilişkin şikayetlerle ilgili bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bilirkişi raporu doğrultusunda fazla talep edilen faiz yönünden takibin iptaline karar verildiği, borçlu tarafından yetki itirazının değerlendirilmemiş olması ve vekalet ücreti ile masraflar...

Bu durumda, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmekle borçlunun alacak miktarına yönelik iddialarını icra mahkemesinde ileri sürmesi mümkün olmayıp, ancak İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1-2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir....

    reddi halinde de borca ve fer'ilerine yönelik itirazlar bakımından bir değerlendirme yapılıp olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği halde davacının dilekçesinde borca itirazları yanında işlemiş faize, işleyecek faize ve faiz oranına yönelik itirazlarının hiç değerlendirilmeyip karar verilmemesi de isabetsizir....

    Somut olayda, borçlunun mahkemece incelenen şikayet ve itirazlarının yanında faiz oranına da itiraz ettiği halde mahkemece anılan talep incelenmeksizin ve bu konuda yukarıda değinilen 6100 Sayılı HMK'nun 297. maddesinde belirtilen ilkelere göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı konu hakkında menfi tespit davası açtığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirlenen faiz oranına göre takip başlatıldığını, takipte ve faiz oranında usulsuzluk olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi'nin 2016/976 E.- 2020/90 K. sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince kesin olarak kaldırıldığı, işlemiş faizin 50.629,59 TL, 10.708,84- TL asıl alacağa TCMB tarafından belirlenen oranlarda temerrüt faizi işletilmesine karar verdiği ve istinaf mahkemesinin kararının kesin nitelikli olduğu gerekçesiyle şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, icra dosyası kapsamı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı gereği şikayet tarihi itibariyle haklılık durumuna göre şikayet eden lehine vekalet ücretine karar vermiştir....

      UYAP Entegrasyonu