Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1192 KARAR NO : 2021/1212 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NİĞDE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2021/168 ESAS 2021/228 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından icra takibinde kefil olarak bulunan müvekkili aleyhine başlatılan Niğde İcra Dairesi 2021/1827 Esas sayılı icra takibine ilişkin borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını, başlatılan icra takibindeki % 16,75 den Avans faizi işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Merkez Bankasının belirtilen orandaki avans faizinin 19.12.2020 tarihinden itibaren...

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2021 NUMARASI : 2020/303 2021/176 DAVA KONUSU : Şikayet-Borca İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Bursa 13. İcra müdürlüğünün 2020/3185 esas sayılı dosyasında Bursa 1....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebliği işleminin usulsüzlüğü ile birlikte 103 davetiyesi tebliği işleminin usulsüzlüğünü de ileri sürmüş olup, dava dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi 17/02/2020 itibariyle şikayet başvurusu yasal süresi içinde yapılmıştır....

Sayılı kararı ) Dolayısı ile somut olayda muacceliyet sözleşmesi geçerli olup , takip dayanağı bonolardan 09.12.2019 vade tarihli ve 500.000- TL tutarlı bono takip tarihi itibari ile muaccel olduğundan , sonraki tarihli diğer bono da muacceliyet sözleşmesi gereğince takibe konulmasında yasaya aykırı yön bulunmadığından şikayetin yerinde olmadığı anlaşılmış ve davacının (şikayet eden borçlunun) muacceliyete ilişkin şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacının (muteriz borçlunun) borca itirazının incelenmesinde; Muteriz borçlu takibe konu senetlerin zorla alındığını ve imzalatıldığına dair iddiası borca itiraz niteliğinde olmakla birlikte bu husus da TBK.'nın 37- 38. maddelerinde belirtilen ikrah nedeni ile irade fesadına dayalı olduğu, bu iddianın yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekmiştir....

Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıya tebliğ edilen usulüne uygun bir tebligatın bulunmadığını, davacının şikayetinin bu anlamda yersiz ve hukuki yarardan yoksun olduğunu, davacının Ürgüp İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/51 Esas sayılı mahkeme kararını icra dosyasına ibraz etmeden mahkeme ilamı doğrultusunda kendisinin UETS adresine yeni bir ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz etmesinin usule yasaya aykırı olduğunu, davacının söz konusu şikayet davasını açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının bir dava şartı olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/330 esas sayılı dosyasına 23/11/2017 tarihinde, İstanbul Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/9557 soruşturma sayılı dosyasına da 03/11/2017 tarihinde delil ve belge olarak şikayet dilekçesi ekinde sunmuş olduğunu, bu haliyle en azından senedin tanzim ve vade tarihlerinin sonradan atıldığının mahkeme ve savcılık nezdinde belgeyle sabit olduğunu, bu haliyle senedin kambiyo vasfı taşımadığını, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağını, müvekkilinin böyle bir senede imza attığını hatırlamadığını, senetteki imzaya da itiraz ettiklerini, ödeme emri tebligat usulüne de itiraz ettiklerini, müvekkilinin takip alacaklısına herhangi bir borcu olmadığını, faize ve faiz oranına da itiraz ettiklerini, faizin yasal faiz olması gerekirken fahiş oran ve miktarda faiz talep edildiğini belirterek itirazlarının kabulüne, takibin iptaline, tazminata ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı taraf takibe konu senet bedelini ödediğini belirterek, borca itirazının kabulü ile takibin durdurulmasını talep etmiş, mahkemece takip dayanağı senette tanzim yerinin olmadığı gerekçesi ile İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmiştir. İİK'nun 170/a maddesinde " Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını, 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunduğu hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz." denilmektedir....

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının davayı takip yetkisi bulunmadığını, davacının yönetim yaptığı sitede toplu yapı yönetimine geçilmediğini, usulüne uygun olarak kurulmuş resmi bir yönetim de bulunmadığını, itiraz dilekçesinde, borca itiraz eden taraf olarak açıkça Seçkinevler 1 Sitesi yönetimi adına yetkilisi şeklinde belirtildiğini, yetkiye de itiraz edildiğinden, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi gerektiğini, takibin durdurulması işleminin yerinde olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, subut bulmayan şikayetin reddine karar verilmiştir....

Somut olayda: borçlu aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin borçluya 17.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 24.06.2021 günü saat 17:50'de UYAP üzerinden icra dosyasına borca itiraz dilekçe sunduğu, bu hali ile borçlunun borca itirazının yukarıdaki yasal düzenleme gereğince süresinde olduğu anlaşıldığından, Mahkemenin şikayetin reddine ilişkin kararı isabetlidir. HMK'nın 326/1. maddesinin, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği yolundaki hükmü, şikayete konu hukuka uygun işlemin davacı tarafça benimsenmeyip müdürlük işleminin kaldırılmasının istenmesi, davalının vekille temsil edilip şikayetin reddine karar verilmiş olmasına göre, Mahkemenin yargılama gideri ve AAÜT gereğince avukatlık ücretinden davacıyı sorumlu tutulmasına dair kararı da isabetlidir....

UYAP Entegrasyonu