Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Büyükçekmece 2 İcra Müdürlüğünün 2020/1948 esas sayılı dosyasının incelenmesinde , davalı alacaklılar tarafından davacı borçlu kurum aleyhine Çatalca 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/01/2018 tarih 2016/779 E 2018/38 K sayılı ilamına dayalı olarak 11/02/2020 tarihinde ilamlı icra takibine başvurulduğu; örnek 4- 5 icra emrinin 16/02/2020 tarihinde davacı borçlu vekiline tebliğ edilmiş sayıldığı, 17/07/2020 tarihinde dosya borcunun davacı kurum tarafından yatırıldığı, 22/07/2020 tarihinde davacı borçlu vekilinin borç muhtırası hazırlanmasını talep ettiği, 01/08/2020 tarihinde borç muhtırasının davacı vekiline tebliğ edilmiş sayıldığı, 10/09/2020 tarihinde görülmekte olan şikayete konu iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davacı borçlunun açmış olduğu davanın şikayet süresi olan 7 günlük süre içinde açılmamış olduğu ve bu nedenle şikayetin süresinde olmadığı görülmüştür....

İcra Müdürlüğünün 2020/15797 E. sayılı takip dosyasıyla da, aynı ilama dayanılarak 13.051,51 TL’nin tahsilinin ilamlı icra takibine konu edildiği, asıl alacak açıklamasına ise yalnızca “bakiye kalan alacak” ibaresinin yazılı olduğu, ilamın incelenmesinde 13.051,51 TL tutarında bir alacak kaleminin yer almadığı, davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde sistemde görülen bakiye alacak nedeniyle takip başlatıldığının ve önceki icra takip dosyasında hatalı hesaplama yapıldığı gerekçesiyle bakiye alacak nedeniyle takip başlatıldığının belirtildiği anlaşılmıştır. İİK 16. maddesinde “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır....

Kangal İcra Müdürlüğünün 2015/115 Esas sayılı takip dosyasında ise, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği, davalı borçlu T3 tarafından davacı alacaklı T1 aleyhine Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açıldığı, mahkemenin 06/12/2019 tarih 2018/354 Esas 2019/552 Karar sayılı ilamı ile menfi tespit davasının kabulüne, borçlu olmadığının tespitine, Kangal İcra Müdürlüğü'nün 2015/115 Esas sayılı dosyasında yapılan takibin iptaline karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine 13/03/2020 tarihinde kesinleştiği, Kangal İcra Dairesinin 2015/115 Esas sayılı dosyasının yenilenerek 2020/97 Esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı, icra dosyasında Kangal İcra Dairesince icranın eski hale iade edilmesi için davacı T1'a bakiye borç muhtırasının gönderildiği, 03/09/2020 tarihli bakiye borç muhtırası ile 26.252,00 TL bakiye borcun davacıdan talep edildiği, İİK'nın 361 maddesi...

Mahkemece, dava dilekçesindeki iddiaların değerlendirilebilmesi için hesap bilirkişisinden rapor alınarak, icra dosyası kapak hesabında hata olup olmadığı, şikayet tarihi itibariyle dosyanın infaz edilip edilmediği, bakiye borç bulunup bulunmadığı ve varsa bakiye borç miktarı tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve uyuşmazlığı çözümsüz bırakacak şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6 bendi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararına uygun olarak inceleme yapılarak yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

Somut olayda şikayet eden mirasın reddi kararına dayanarak hakkındaki takibin iptalini talep etmiş ise de, ilamsız takibin kesinleşmesinden şikayet edenin mirasçısı olan borçlunun 29/03/2021 tarihinde vefat ettiği, alacaklının takibi mirasçılara yöneltip 21/04/2021 tarihinde mirasçılara muhtıra gönderilmesini talep ettiği, şikayet eden mirasçıya muhtıranın 08/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, bu haliyle şikayetçi hakkındaki takibin İİK'nin 53 ve TMK'nin 606. maddelerine aykırılık teşkil ettiği ancak ilk derece mahkemesince resen gözetilmesi gereken bu hususun gözetilmediği ve takibin şikayet edenin talebi doğrultusunda iptal edildiği, alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. İİK'nin 53 ve TMK'nin 606. maddelerine aykırılık kamu düzenine ilişkin olup ön sorun (HMK Md. 163 vd) niteliğinde görülüp esastan önce incelenip karara bağlanmalıdır....

Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili, müvekkilinin takibe dayanak ilamda taraf olmadığını, takip dayanağı ilama konu davanın İl Özel İdaresi tasfiye edilmeden önce açıldığını, 6360 sayılı Kanun kapsamında norm kadro fazlası olarak devredilen personelin borçlarından devredilen kurumun sorumlu olmadığını açıklayarak borç muhtırasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; 6360 sayılı Kanunun Geçici 5. maddesi uyarınca tüzel kişiliği kaldırılan İl Özel İdaresinin her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçlarının komisyon kararıyla ilgisine göre Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Büyükşehir Belediyesi, Bağlı kuruluşu ve İlçe Belediyesine devredildiği, davalı alacaklının aynı Kanunun geçici 1. maddesinin 9. bendinin c fıkrası uyarınca ..... Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca........

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; İlk Derece Mahkemesince; istinaf mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda, Akbank, Finansbank ve Merkez Bankasına müzekkere yazılarak hakkın doğum tarihinden itibaren müzekkere tarihine kadar bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlarının celp edildiği, dosyanın, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının hesaplanması amacıyla serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor tanzim ettirildiği, yargılama esnasında alınan 14/12/2020 tarihli ek raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle icra emrinin ve bakiye borç muhtırasının raporda belirtilen miktarlar dikkate alınarak düzeltilmesine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2022/2762 Esas sayılı dosyasında bakiye borç muhtırasına ilişkin şikayet ile icra emrinin iptali istemine ilişkindir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, HMK anlamında bir dava değildir. Şikayette yargılama usulü ise İİK'nun 18. maddesindeki hükümlere tâbidir. İİK’nun 18. maddesinin 3. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir“ hükmünü içermektedir. Bu durumda, borçlu geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olsa dahi, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve daha sonra da davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, şikayet için öngörülmüş yasal sürenin tahliye emrinde gösterilmediğini, bu sürenin şikayet eden tarafından bilinmesinin beklenemeyeceğini, tahliye emrinin yasaya aykırı olduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 135. maddesi uyarınca tahliye muhtırasının iptali istemine ilişkindir. Başvuru bu hali ile İİK'nun 135/2. maddesine dayalı şikayet olup, bu şikayetin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca tahliye emrinin tebliğ tarihi olan 14/11/2019 tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde yapılması gerekirken, borçlu tarafından bu süre geçirildikten sonra 02/12/2019 tarihinde icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Yine Y.12. HD.nin 27.09.2010 T., 8528/21169 EK. Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; emsal içtihatlar ve HMK.nun 25. maddesi gereğince şikayet dilekçesinde yer almayan ve sonradan ileri sürülen tahliye iddiası incelenemez. Öte yandan HMK.nun 326/1. Maddesi gereği şikayetçi aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetlidir....

    UYAP Entegrasyonu