Üçüncü kişiye çıkarılan İİK 89. maddesinde yazılı haciz ihbarnamelerinin hukukî sonuç doğurabilmesi için İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği 42-43 ve 44. maddelerinde yazılı unsurları içermesi geçerlidir. İcra dosya numarasının yazılması da bu usulsüzlükten birisidir. Üçüncü kişi birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmez ise kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderilir. İkinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren ikinci haciz ihbarnamesine de itiraz etmez ise borcun zimmette sayılması kesinleşir, üçüncü haciz ihbarnamesi (bildirimi) gönderilir....
Somut olayda sıra cetvelinin 1’inci sırasındaki ihtiyati haciz ile 2’nci sıradaki kesin haciz İİK.nun 89/1 hükmü uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesi ile yapılmıştır.Bu şekilde yapılan hacizlerde haciz tarihi belirlenirken söz konusu müzekkerelerin yazılma tarihlerinin değil, muhatabına ulaştığı tarihin esas alınması gerekir. Dosya içeriğinden şikayet eden vekilinin takip yaptığı Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2007/8293 E, sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesinin 29.11.2009 tarihinde, Ankara 5.İcra Müdürlüğünün 2007/10509 dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesinin ise 23.11.2009 tarihinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Muş İl Müdürlüğüne tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemenin her iki haczin aynı tarihte uygulandığına ilişkin gerekçesi isabetli değildir....
Bir diğer anlatımla, borçlunun kendisine gönderilen haciz ihbarı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK. nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda şikayetçi 3. kişi T1 adına İİK. nun 89. maddesi uyarınca gönderilen 1. haciz ihbarnamesi 04/02/2020 tarihinde T.K'nun 21/1. maddesine göre, 2. haciz ihbarnamesi "birlikte sakin kardeşi Saniye Bozkurt imzası şerhi ile" 07.03.2020 tarihinde ve 3. haciz ihbarnamesi de gene aynı şekilde 18.08.2020 tarihinde "birlikte sakin annesi Fatma İleri imzası şerhi ile" tebliğ edilmiştir. Davacının 89/3. haciz ihbarnamesinin tebliğ işlemlerine yönelik olarak da bir usulsüzlük iddiası mevcut değildir....
nun 89/2 haciz ihbarnamesinin 10/07/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 89/2 haciz ihbarnamesine de yasal ve usulüne uygun bir itiraz yapılmayıp borcun da ödenmemesi üzerine bu defa 3.kişiye 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin talep edildiğini, icra müdürlüğünce 06/09/2019 tarihli karar tensip tutanağı ile talebinin reddedildiğini, icra müdürlüğü ile haricen yapılan görüşmeler neticesinde talebin haklı bulunarak tekrardan talep göndermelerine dahi gerek olmadığı belirtilmek suretiyle, geciktirilmeksizin 3.kişiye 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve 27/09/2019 tarihinde 3.kişi firmaya tebliğ edildiğini, 3. kişi tarafından 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmesinin ardından 03/10/2019 tarihli dilekçe ile haciz ihbarnamelerine, 05/10/2019 tarihli dilekçe ile 89/3 haciz ihbarnamesinin fekkine yönelik talepte bulunulduğunu, icra müdürlüğü tarafından 07/10/2019 tarihli tensip tutanağı ile 89/3 maddesince gönderilen haciz ihbarnamesinin yok hükmünde olduğunun tespitine karar verildiğini...
İİK'nın 89/1. maddesi uyarınca üçüncü kişiye 1. haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine 3. kişinin kendisinde herhangi bir hak ve alacağın bulunmadığına ilişkin itirazı, İİK'nın 89/3. maddesi uyarınca 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilmesine engel teşkil eder. Birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi halinde, ikinci haciz ihbarnamesinin gönderilmesi, buna da itiraz yoksa üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderilmesi mümkündür. Somut olayda, İİK'nın 89. maddesi uyarınca düzenlenen 1. haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine davacının yasal süresi içinde itiraz etmesi ile davacıya 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilemesi ve haciz uygulanması mümkün değildir....
tarafından itiraz ve cevap verildiğini, 30/05/2022 tarihli 1.haciz ihbarnamesine verilen 07/06/2022 tarihli cevabi yazıda haciz konulan bakiye alanına 132,30 TL yazılması gerekirken sehven 78.709.609,54 TL yazıldığını, buna rağmen 21/06/2022 tarihli 3.haciz ihbarnamesinin 26/06/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, 3.haciz ihbarnamesinin iptal edilmesi hususunda icra dosyasına 30/06/2022 tarihli dilekçe ve ekleri ile talepte bulunduklarını, ilgili icra müdürlüğü tarafından herhangi bir karar verilmediğinden ....İcra Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile icra muamelesini şikayet davası açtıklarını, öte yandan davacı bankaya gönderilen 3.haciz ihbarnamesinin iptal edilmesi ve bankaya anılan icra dosyasından gönderilen ihbarnamelere ilişkin işlemlerin durdurulması hususunda ....İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/513 esas sayılı dosyasından icra dosyası borçlu görüneni İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanlığı tarafından da dava açıldığı ve 24/06/2022 tarihli karar ile talep edilen tedbir...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacılar vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dosyasından müvekkili şirketler ortak girişiminin hak ve alacakları üzerine tesis edilen haciz ihbarnamesinin iptaline iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. 808 sayılı BK 534. Maddesine (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 638. Madde) göre bir ortağın alacaklıları haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Alacaklılar ortaklığa ait bir mal üzerine haciz koyduramazlar. Adi ortaklığın malları üzerine haciz konulması halinde bu husus, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabilir....
Davacı borçlu icra dairesince gönderilen 1. haciz ihbarnamesine ve 2. haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde itiraz etmiş ancak itiraz dilekçesi icra müdürlüğünce icra dosyası içine konulmadığından alacaklı davalı tarafından 3. haciz ihbarnamesinin gönderildiği ve bunun üzerine davacı borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığı anlaşılmıştır. İcra Müdürlüğü yetkililerince 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine yapılan borca itiraz dilekçelerinin icra dosyası içine konmaması nedeniyle davalı alacaklı tarafından davacı borçluya 3. haciz ihbarnamesinin gönderilmesinde ve davanın açılmasında davalı alacaklının herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Davanın konusuz kalması nedeniyle dava açılmasına sebebiyet vermeyen davalı alacaklıya vekalet ücreti ve yargılama giderleri yükletilmesi doğru görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; şikayet eden bankanın taraflarına gönderilen 89/1. haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde cevap olarak borçlunun belirtilen hesaplarında bulunan 548,52 TL'sine diğer takyidatlardan sonra gelmek üzere haciz şerhi işlenmiştir şeklinde cevap verildiği, 89/1 haciz ihbarnamesinde şikayet eden bankanın bildirdiği paranın icra dosyasına istenebilmesi ve şikayet eden bankanın zimmetinde sayılabilmesi için bankaya 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de gönderilmesi gerektiği, icra müdürlüğünce şikayet eden bankaya 89/1. haciz ihbarnamesinin akabinde 89/2 ve 89/3. haciz ihbarnamesinin gönderilmesinde yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine, ayrıca davaya konu işlemin memur muamelesine ilişkin olması nedeniyle davalı T7 ... Şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı tarafından, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, şikayetçi üçüncü kişiye 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamalerinin gönderildiği, şikayetçi üçüncü kişinin ihbarnamelerden taşınmazlarına haciz konulması sonucunda haberdar olduğu ve 89/1, 2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin ve tüm tebligatların tebliğinin usulsüz olduğu olduğu, alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığından bahisle, Tebligat Kanununa aykırı yapılan usulsüz tebligatların iptali, İİK 89/1 vd için yapılan işlemlerin usulsüz olduğunun tespiti ve iptali, borca itirazın kabulü, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile tapu hacizlerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş...