Başvuru, bu hali ile İİK.nun 71/1. maddesine dayalı itfa itirazı olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için, itfa itirazının İİK.nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. 6100 Sayılı HMK'nun 188-(1). maddesine göre; “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez." Takibin ... tarafından başlatıldığı, daha sonra takip alacağının ... Noterliği'nin 14/02/2011 tarih ve 2011/03423 yevmiye numarası ile Mehmet Yılmazkaya’ya temlik edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, borçluların itirazına dayanak yaptıkları, temlik eden alacaklı ...'...
Öte yandan, İİK'nun 33/2. maddesi uyarınca: ''İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir.Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." Somut olayda, borçlu sair itirazlarının yanı sıra limit aşımı ve takip sonrası ödeme itirazlarını da sunmuş olduğu ve yukarıda açıklandığı üzere bu iddialar her zaman ileri sürülebileceğinden, mahkemece borçlunun bu şikayet ve itirazlarının esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tümüyle süreden reddi doğru görülmemiş, HMK'nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Yukarıda izah edildiği üzere İİK'nın 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1- 2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilebilir. Yine takipte istenen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüte düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı ve ayrıca işleyecek faiz oranı şikayet konusu yapabilir ise de, hesap kat ihtarı ile kesinleşen alacak miktarı 2.681.726,22- TL olup, takipte ise ipotek limiti olan 1.200.000- TL talep edildiğinden kat ihtarının düzenlendiği tarihten takip tarihine kadar faiz hesabı lüzumu kalmamıştır. Davacılar borcun itfa ve imhal edildiğini de İİK'nın 33. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlayamamışlardır. Açıklanan bu olgular karşısında mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Dava, kira alacağına dayalı genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun takip yapan alacaklının takipte taraf sıfatının bulunmadığı, takibe ilişkin borcun takipten sonra itfa edildiği iddiasına dayalı itiraza ilişkindir. İİK'nın 33/2. maddesi uyarınca; icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa isteği mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir. Somut olayda; davacı tarafından sunulan sulh protokolü anılan madde kapsamında belgelerden olmayıp, alacaklı dernek vekilinin kabulü de bulunmamaktadır. İtirazın kaldırılması ve tahliye davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi takibin yürütülmesine engel teşkil etse de ibraz edilen belgenin İİK'nın 33/2.maddesi kapsamında itfa belgesi olmadığı gerçeğini değiştirmemektedir. Bu nedenle davacının itfaya dayalı icranın geri bırakılması talebinin reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
Yukarıda değinildiği üzere davacının senedin teminat senedi olduğu iddiası borca itiraz niteliğinde olduğundan yazılı belge ile kanıtlamadır. Davacının dayandığı belgelerde takip dayanağı senede yukarıda açıklandığı üzere bir atıf ve alacaklı tarafın senedin teminat senedi olduğuna dair bir kabulü bulunmamaktadır. Bu durumda teminat senedi iddiası ispatlanamamıştır. Diğer yandan açığa bono düzenlemesi mümkün olup, senedin boş bırakılan kısımlarının sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiası da yazılı belge ile ispatlanması gerekir. Bu husus da İİK'nın 169/a-1. maddede yazılı belgelerle kanıtlanamamıştır. Mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporuna göre senedin rakamla ve metin içerisinde vade gösterir bölümünde yapılan değişikliklerin senedin çift vade içermesi ve tanzim tarihinden önceki vadeyi içermesi gibi bir sonuç doğurmadığından kambiyo vasfını etkilemediği de anlaşılmıştır....
GEREKÇE:Boşanma ilamı ile hükmedilen maddi-manevi tazminat, ilam vekalet ücreti ve ilam yargılama giderlerinin tahsili için başlatılan örnek 4- 5 ilamlı takipte, borçlu vekilince icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine başvurularak itfa itirazında bulunulmuş olup ilk derece mahkemesince itfa itirazının kabulü ile 23.765,00 TL asıl alacak ve bu alacağa işleyecek faiz yönünden icranın geri bırakılmasına, bakiye 995,80 TL asıl alacak ve bu alacağa işleyecek faiz yönünden takibin devamına karar verilmiş olup alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. TBK.nun 101. Maddesine göre ;" Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir....
İcra Müdürlüğü 2016/935Esas sayılı dosya kapsamı ile icra takibi başlatılan miktar yönünden şikayet edilen/davalıya 11.000,00 TL ödeme yapılacağı konusunda mutabakat sağlandığını, 20/01/2016 tarihli ibraname gereğince 03/02/2016 tarihinde 6.000,00 TL (müvekkil kurumca alacaktan damga vergisi kesilmesi nedeniyle şikayet edilenin hesabına 5.878,05 TL yatırılmıştır.) 06/04/2016 tarihinde 5.000,00 TL ayrıca ödeme yapılarak 20/01/2016 tarihli ibraname gereği yerine getirildiğini, Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 19/11/2015 tarih 2014/385 Esas ve 2015/1044 Karar sayılı ilamında gerek müvekkil kurumca gerekse de şikayet edilen tarafından temyiz incelemesine gönderildiğini, Yargıtay 13....
Hukuk Dairesince hükmün açıklanmasının geri bırakılma kararının kesin bir mahkûmiyet hükmü olmadığından hukuki sonuç doğurmayacağı, borçluların itfa itirazının resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanamadığından bozulmasına karar verilmiştir. Ancak borçlu ...’a ödeme emri 01.11.2011 tarihinde tebliğ edilmiş olduğuna göre itfa belgesi 14.03.2011 tarihli bulunduğundan itfa olgusu takibin kesinleşmesinden önceki döneme dayandığından İİK’nın 168/5 maddesi uyarınca 5 günlük itiraz süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekirken, bu süre geçirildikten sonra icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir. Bu nedenle istemin bu borçlu yönünden süreden reddine karar verilmesi gerekli olduğundan borçlu ... yönünden hükmün değişik gerekçe ile bozulması görüşüne katılıyorum. Ancak diğer borçlu yönünden takibin kesinleşmesinden sonraki itfa nedeniyle takibin iptali istendiği, itfanın ise İİK 71/1 maddesi kapsamında belgelerle ispatlanamadığı yönündeki Yargıtay 12....
İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiği, resmi ya da imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı taktirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda; borçlu itirazını ispata yarar, yasanın aradığı nitelikte bir belge ibraz edemediği gibi, alacaklının bu konuda kabul beyanı da bulunmamaktadır. O halde; mahkemece; istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü ve takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ########## ########## ########## ########## ########## L.B. ##########...
İcra Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 71/1.maddesi hükmü aynen; “borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman İcra Mahkemesinden isteyebilir” hükmünü içermektedir. Somut olayda, takibin kesinleşmesinden sonra borçlular Abdulkadir Koç ve Ufuk Kürdan Kağıt İnş. Gıda Tem. Malz. San ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile alacaklı asıl ... ve vekili arasında tanzim edilen 31.01.2005 tarihli protokolün 1 nolu maddesinde “taraflardan ...’un alacaklısı olduğu Ufuk Kürdan Ltd....