Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, takip dosyası, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki tüm evraklar ele alındığında; Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte borçlunun başvurusu, her ne kadar takibin iptali istemi olarak belirtilmiş ise de, hukuki tavsifin hakime ati olduğu prensibi doğrultusunda takip konusu alacağın takipten önceki dönemde itfa edildiğinden bahisle icranın geri bırakılması istemi olup, davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 33/1. maddesi gereğince; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır....
İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nun 14/03/2001 tarih, 2001/12- 233 ve 20/06/2001 tarih ve 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir. Yukarıda değinildiği üzere davacıların senedin teminat senedi olduğu iddiası borca itiraz niteliğinde olduğundan yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....
İcra Ceza Mahkemesince şikayet tarihi nazara alınarak sanığın Ekim ayına ilişkin nafaka borcunun ödenmemesi nedeniyle tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, şikayet tarihinin 04/11/2014 olduğu, sanığın mahkûmiyetine dair verilen karar kesinleşmesinden önce, şikâyete konu döneme ait nafaka borcunun sanık tarafından 31/10/2014 tarihinde ifa edildiği, bu haliyle 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun “Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikâyete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer” şeklindeki 354/1. maddesi gereğince sanık hakkındaki cezanın düşürülmesi yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay 16....
Mahkemece yerinde olarak duruşma açılmış ise de, takip talebinde ve dolayısıyla ödeme emrinde alacaklı vekili olarak Av. ... gösterilmesine rağmen, duruşma gününü içeren davetiyenin ve itiraz/şikayet dilekçesinin alacaklı vekili yerine, alacaklı asile tebliğe gönderildiği ve yargılamanın alacaklı ile alacaklı vekilinin yokluğunda sonuçlandırıldığı görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince, vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, itiraz/şikayet dilekçesinin ve duruşma gününü bildirir davetiyenin, alacaklı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilip, bu suretle taraf teşkili sağlandıktan sonra, işin esasının incelenmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, bononun kambiyo senedi vasfına yönelik şikayet ve borca itiraz niteliğinde olup, kambiyo senedi vasfına yönelik şikayet yerinde olmadığına göre, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve borca itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir....
Mahkemece yerinde olarak duruşma açılmış ise de, takip talebinde ve dolayısıyla ödeme emrinde alacaklı vekili olarak Av. ... gösterilmesine rağmen, duruşma gününü içeren davetiyenin ve itiraz/şikayet dilekçesinin alacaklı vekili yerine, alacaklı asile tebliğe gönderildiği ve yargılamanın alacaklı ile alacaklı vekilinin yokluğunda sonuçlandırıldığı görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun .... ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin .... maddeleri gereğince, vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, itiraz/şikayet dilekçesinin ve duruşma gününü bildirir davetiyenin, alacaklı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilip, bu suretle taraf teşkili sağlandıktan sonra, işin esasının incelenmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ancak; İİK'nın 345/a maddesindeki "iflasını istememek" suçunun oluşabilmesi için, aynı Kanun'un 179 ve 6102 sayılı TTK’nın 376. maddesinde öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle; borçlu şirketin ticari defterleri, bilançolar ve banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, şikayet tarihi itibariyle şirketin iflasının istenmesinin gerekip gerekmediğinin tespitinden sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, mahkemece borçlu tarafından vergi dairesine sunulan güncel bilançolar, borçlu şirketin banka kayıtları ve dosya kapsamında borçlu şirket üzerine kayıtlı ve hacizli araçların değeri ile tüm aktif malvarlığının tespit edilerek defter ve belgelerin buna göre karşılaştırması yapılmaksızın, sadece 2013 yılı defterleri ve icra takip dosyaları üzerinden inceleme yapılmak suretiyle yapılan eksik kovuşturma...
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Anılan maddenin 1. fıkrasında; ".....İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.” hükmü, 2. fıkrasında; "......Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." hükmü yer almaktadır. Yasada alacaklı tarafından imzası ikrar edilen belgeye yer verilmemişse de; yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, alacaklının ibraname vasfında olan belgedeki imzayı kabul etmesi halinde, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Bir başka ifadeyle imzası taraflarca ikrar edilen ibra belgesi borcu sona erdirir. Ancak, burada imzası ikrar edilen belge kavramının dikkatli ve dar yorumlanması gerekir....
Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK'nın 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
Ayrıca her şikayet başvuru tarihi itibariyle sonuç doğuracağından, daha önce kapak hesabına ilişkin şikayet üzerine icra mahkemesince faiz hesaplaması yapılması ve karar verilmesi, mevcut şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez" gerekçesi ile borçluların istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlular vekili 11/12/2020 tarihinde dosyaya talep açarak İzmir 1....