İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; borçlu babanın Mahkeme'ye sunduğu ödeme belgeleri değerlendirilirken;.....Mahkeme’sinin EO 2011 163 sayı ve 05.10.2012 tarihli kararı nazara alınarak birtakım hesaplamalar yapılmış ise de; söz konusu yabancı Mahkeme kararında anne için hükmedilen nafaka alacağının; Türk Mahkemesi’nce müşterek çocuk için hükmedilecek nafaka miktarına göre artırılmasına veya eksiltilmesine karar verilmiştir....
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, icra takibi 13.04.2000, 01.11.1999, 26.10.2000 tarihli 1700 sayılı Vezirköprü Tarım Kredi Kooperatifi müşterek ve müteselsil borç senetlerine dayanmaktadır. Anılan senetlere dayanılarak muris Ş.. B.. hakkında 10.12.2004 tarihinde takip başlatıldığı, bu takipte mirasçılara 22.07.2009 tarihinde icra emri düzenlendiği ve tebliğ edildiği, mirasçıların 26.03.2013'te İcra Mahkemesi'ne başvurarak takibin iptalini talep ettikleri görülmektedir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca borcun itfa edildiği sebebine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Aynı Yasa'nın 169/a-1. maddesine göre; hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Takip dayanağı senedin teminat olarak verildiği hususu borca itiraz niteliğinde olup borçlunun İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal sürede ileri sürmemesi halinde mahkemece nazara alınamaz. İİK'nun 170/a-son maddesinde ise; "Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlu itiraz dilekçesinde, senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmemiş, borcunu ödediğini bildirmiştir....
İİK.nun 33. maddesinde; “ İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilere re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesine veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.”düzenlenmesi mevcuttur. Somut olayda borçlu ilamda aleyhinde hükmedilen borcun ödendiğini veya kendisi yönünden imhal edildiğini yukarıda açıklanan yasa hükmünde belirtilen bir belge ile kanıtlayamamıştır....
Alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; alacaklı bankanın dosya kapasımındaki cevabi yazılarından, borçluya ait ..... Sandığı birikmişlerinden 10.05.2005 tarihinde 9.644,69 TL, ....v birikmişlerinden, 23.03.2010 tarihinde 640,00 TL,.....Şubesi mevduat hesabından 10.05.2005 tarihinde 526,42 TL,........
İİK.nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere itfa şikayetinin noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkün olup, bu yöndeki müracaatın icra mahkemesine yapılması kanun gereğidir. Somut olayda, borçlu, adi yazılı ibranameye dayanarak icra mahkemesine başvuruda bulunmaksızın doğrudan icra müdürlüğüne müracaat etmiş, icra müdürlüğünce ibraname alacaklıya tebliğ edilerek, 7 gün içinde beyanda bulunmadığı takdirde ibranameyi kabul etmiş sayılacağı ihtar edilmiştir....
İİK' nun 33. maddesine göre “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. ” Dosyaya ibraz edilen ... tarihli ibranamede “ ... ASHM'nin ... sayılı dosya ve devamında ... 2. İcra Dairesi' nin ... sayılı dosyasından taraflar anlaştıkları için feragat ediyoruz. Her iki dosya nedeniyle borçlu ...' yı ibra ediyoruz.” açıklamasına yer verildiği ve alacaklı asil ile vekili tarafından imzalandığı, alacaklı vekili söz konusu ibranamenin yasanın aradığı koşulları havi olmadığını, bu hususların dar yetkili icra hukuk mahkemesinin görev ve inceleme alanına girmediğini belirtmiş imzalara itiraz etmemiştir....
Başvuru bu hali ile İİK'nun 169. maddesine dayalı, ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olup, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. Somut olayda, borçlu tarafından dosyaya sunulan ve alacaklı tarafından imzası inkar edilmeyen 21.05.2013 tarihli ödeme belgesinde, “Tutanaktır. 25.6.2011 tarihli senet tutanağıdır. Ben ... ten 15.00,000 Aldım = bin beşyüz TL 25.6.2011 tarihli senedim geçersizdir. Paramın tamamını aldım.Onbeşbin Liralık senet geçersizdir” açıklaması olduğu, bu durumda, ödeme belgesinin, borca itirazı kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK'nun 169/a-1. maddesine uygun nitelikte belgelerden olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından, İzmir 11.Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.05.2007 tarih ve 2007/366-639 sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı icra takibi yapıldığı, borçlu ... ...örnek 4-5 nolu icra emrinin 22.06.2007 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen vekilinin ise 30.06.2008 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, ilamın gereğinin yerine getirildiği nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İİK. nun 33/2.maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir....
İİK 33/1 maddesine göre zamanaşımı, imhal ve itfa sebeplerine dayanılarak yapılan itirazların 7 günlük süre içinde yapılması gerekir. Takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayet ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle anılan başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabidir ......sayılı kararı). O halde, Mahkemece borçlu vekilinin şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir SONUÇ:Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 05.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ...........