Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları, nüfus aile kayıt tablosu ve dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davanın şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davası ile nişan sırasında davacıya takılan ziynet eşyalarının ve nakit paranın aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde tarafların 06/02/2018 tarihinden itibaren evli oldukları, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olmadığı, davacı kadın tanıklarının beyanlarının bir kısmı sebep ve saiki açıklamayan, bir kısmı geçimsizlik hususunu ispat elverişli olmayan beyanlar olup bir tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere; tarafların resmi nikah yaptıktan sonra 2018 yılı Mayıs ayında düğün günü kararlaştırdıkları, düğün masrafları ve ev eşyaları konusunda taraflar arasında sorun çıktığı, davalının ''oturacakları...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen 10.04.2014 tarihli hüküm, Dairemizce "toplanan delillerden tarafların düğünü sırasında kadına hediye edilen altınların erkeğin annesi tarafından beyaz renkli bir sandığa doldurularak kendi evine götürülüp bir daha kadına iade edilmediği, davacı kadının ise geçimsizlik nedeniyle intihara kalkışmasının ardından hastaneye kaldırıldığı, baba evine de hastaneden gittiği, müşterek konuttan bu şekilde ayrılan kadının ziynet eşyalarını yanına alamadığı, açıklanan sebeple davalı erkek tarafında kaldığı sabit olan davacı kadına ait ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken talebin reddi doğru olmadığı" gerekçesiyle davacı kadının ziynet alacağı davasına...

    Karşı dava yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; her ne kadar davalı- karşı davacı taraf şiddetli geçimsizlik talebi ile boşanma talebinde bulunmuş ise de dinlenen tanıkların, geçimsizliği kabule elverişli beyanlarının olmadığı, tanık beyanlarının sebep ve saiki açıklanmayan beyanlar niteliğinde olup, bir kısmının da duyumu aktarıma ilişkin olduğu, davacı- karşı davalıdan kaynaklanan geçimsizlik nedenlerinin davalı- karşı davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla karşı davanın da ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir. Dinlenen davalı-karşı davacı tanıklarının ziynet eşyası talebine ilişkin görgüye dayalı beyanlarının olmadığı anlaşılmış olup,ziynet eşyaları yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş..."...

    sırasında reşit olması sebebiyle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Davalı- karşı davacı kadının çocuk 07/03/2001 doğumlu Ramazan Eren tedbir nafakası talebin çocuğun reşit olmadan önce fiilen baba yanında kalması sebebiyle reddine, Davalı- karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, Davalı- karşı davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin KISMEN KABULÜ ile 22.070,00 TL ziynet eşyası bedelinin karşı dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı- karşı davalı kocadan alınarak davalı- karşı davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, BİRLEŞEN 2018/853 ESAS SAYILI DOSYASINDA; davacı- birleşen davalı kocanın boşanma davasının KABULÜ İLE; tarafların TMK.nun 166/1 maddesi gereğince ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Davacı- birleşen davalı erkeğin manevi tazminat talebinin reddine," karar verilmiştir....

    Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının boşanma isteğini kabul ettiğinden ve davanın uzamaması için tanık sunma ve dinletme yoluna gitmediklerini, dinlenilen davacı tanığının yanlı beyanda bulunduğunu, bu tanık beyanına göre kusurlu tarafın davalı olduğuna katılmadıklarını, hayatın olağan akışı gereği hiç bir tartışmada, geçimsizlikte sadece tek bir tarafın kusurlu olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, boşanmanın anlaşarak boşanma olarak nitelendirilmesi halinde kusur incelemesi yapılırken tanık sunmamanın aleyhe değerlendirilmemesi gerektiğinin göz önüne alınması gerektiğini, eksik inceleme ve hatalı kabul ile karar verildiğini, kararın boşanma kısmına katıldıklarını ancak kusurlu oldukları şeklindeki gerekçeye katılmadıklarını ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, şiddetli geçimsizlik hukuksal nedenine dayalı boşanma ve velayete ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen boşanma davasında Bozkır Asliye Hukuk (Aile) ve Konya 1.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü; -K A R A R- Dava, şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Bozkır Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince, tarafların son defa 6 aydan beri birlikte oturdukları yerin Konya olması ve davacının ikametgahının Bozkır olduğunun ispatlanamaması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Konya 1.Aile Mahkemesi ise, davacı'nın Konya ilinden ayrılarak baba evine döndüğü ve baba evini de, nüfusta yerleşim yeri adresi olarak bildirdiği, bu nedenle davacının yerleşim yeri Bozkır olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Boşanma davalarında yetki kesin değildir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 20/08/1990 tarihinde evlendiklerini, şiddetli geçimsizlik nedeniyle 15/06/2016 tarihinde Amsterdam Mahkemesi'nin C/13/604770/FA RK 16- 1811 sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, bu kararın 19 ekim 2016 tarihde kesinleştiğini, Amsterdam Mahkemesi kararı ve anlaşmalı boşanma protokolüne göre tarafların birbirlerinden maddi manevi tazminat, eşya, ziynet ve yoksulluk nafakası talep etmediklerini, velayet ve iştirak nafakası konusunda anlaşmaya varıldığını, velayet sahibi davalıya reşit olmayan müşterek çocuklar lehine nafakaya hükmedildiğini belirterek Amsterdam Mahkemesinin 15/06/2016 tarih ve C/13/604770/FA RK 16- 1811 sayılı boşanma kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Davacı kadın, dava dilekçesinde boşanma davası ile birlikte 11 adet 22-23 gr bilezik, 1 set, 30 gr burma bilezik olmak üzere ziynet eşyalarının bedellerinin tahsilini istemiştir. Davacı kadının ziynet alacağı talebi boşanma davasının fer'isi niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Başvuru harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsar. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz....

        Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

        Dava, TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve ferilerine ilişkindir. Taraflar yönünden verilen boşanma kararı istinaf kapsamı dışında bulunduğundan kesinleşmiştir....

        UYAP Entegrasyonu