maddi tazminat talep ettiği anlaşılmakta ise de; 10.000 TL. nin ne kadarının Türk Medeni Kanununun 174. maddesi kapsamında maddi tazminat ve ne kadarının ziynete dayalı alacak olduğu belirtilmemiştir. Hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde (HMK m. 31) davacı kadına talep edilen ziynet alacağı ile maddi tazminat miktarlarının sorularak tespiti ile; dava konusu ziynetlerin dava tarihi itibariyle nitelik ve değerlerinin açıklattırılması, boşanma davasının fer’isi olmayan ve ayrı bir talep olduğu gözetilerek ziynet alacağı talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda l. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmü yönünden, 2. bentte gösterilen sebeple ziynet alacağı yönünden BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.03.2017 (Çrş.)...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; zinaya dayalı boşanma isteminin reddine, şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma isteminin kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin davacı kadına verilmesine, aylık 300,00'er TL tedbir ve iştirak, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karar yerinde erkek tam kusurlu kabul edilmiş, erkeğe; kadına ve ailesine hakaret, kadına fiziksel şiddet uygulama ve kadını tehdit etme kusurları yüklenmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı vekili tarafından, davanın kabulüne yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, zina olmadığı taktirde şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma ve fer'i istemlere ilişkindir....
Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220. maddesinde kişisel mallar sayılmıştır....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 16/06/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile 12 yıllık evli olduklarını, davalı ile aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu, şiddetli geçimsizlik sebebiyle evliliklerinin kendi açısından tamamen bitmiş bulunduğunu, evliliklerinden müşterek bir tane çocukları olduğunu, davalı tarafın sürekli küfür ve hakaret içerikli sözler işittiğinden artık davalıyı çekemez duruma geldiğini ve bu sebeplerle eylül ayından itibaren babasının yanında ikamet etmekte olduğunu, kendisine karşı saygı ve sevgisi olmayan bir eşi bundan sonra kesinlikle kabul etmeyeceğini beyanla, davalı ile boşanmalarına, 17 gramdan 5 dal bilezik alacağının davalıdan alınmasına, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesine, müşterek çocuk için 2.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak kendisine ödenmesine...
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında boşanmayı gerektirecek bir geçimsizlik bulunmadığını, müvekkilinin eş ve baba olarak yükümlülüklerini tam anlamıyla yerine getirdiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, mahkemece boşanmada ağır kusurlu eş yararına nafakaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ziynet eşyalarının neler olduğu ve zorla alındığının ispat edilemediğini tüm bu nedenler ile birlikte yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve ferileri ile ziynet ve maddi tazminat alacağı istemine ilişkindir İleri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun aşağıdaki bent harici esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davalı davacı kadın vekili asıl davanın kabulünü, kusuru, lehe hükmedilen tazminat miktarını ve lehe hükmedilen yoksulluk nafakası miktarını Davacı davalı erkek vekili ise birleşen davanın kabulünü, kusuru, velayetin anneye verilmesini, aleyhe tazminata hükmedilmesini ve miktarını, aleyhe tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, İstinafa getirmişlerdir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava fiili ayrılık nedeniyle evlilik birliğinin yeniden kurulamaması hukuki nedenine, (TMK 166/3), kadının birleşen davası ise şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. Davacı davalı erkek kadın aleyhine Beyşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/613 esas sırasına kayden boşanma davası açmış, 10.02.2015 tarih 2012/613 esas 2015/124 karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir....
-TL yoksulluk nafakası ve 15 adet 22 ayar 225 gram ağırlığında altın bilezik (48.600,00.-TL) ziynet eşyasının iadesine ve maddi manevi tazminat ile ilgili yerel mahkeme kararına hükmedilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın istinaf dilekçesinde belirttikleri hususları kabul etmediklerini, kendileri yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, karşı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma istemine ilişkindir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliğin başından itibaren sık sık tartıştıklarını, davalının kendisi ve çocukları ile ilgilenmediğini, davalının boşanma dilekçesi verdiği takdirde kendisini bıçakla öldürmekle tehdit ettiğini, aralarındaki şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin devamının imkansız hale geldiğini, davalıdan maddi ve manevi tazminat talebi bulunmadığını dile getirerek TMK'nun 166/1 m.si gereğince boşanmalarına, çocukların velayetlerinin kendisine verilmesine, çocuklar için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 24/01/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak davacı için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, müşterek çocuk Sebiha için aylık 250,00....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/03/2019 NUMARASI : 2017/752 ESAS - 2019/154 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma davası açıldığı, geçimsizlik nedeni olarak da davalıyla farklı kültürlere ve dünya görüşlerine sahip olmalarını, bu sebeple kavga edip anlaşamadıklarını bu nedenle açılan davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Dava, TMK'nın 166/1 maddesine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bu durumu re'sen gözetir. Boşanma davalarında, usulüne uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, delilleri tartışılarak, iddia edilen hangi vakıaların sabit görüldüğü ve hangi beyanlara itibar edildiği de açıklanmak ve tarafların kusur oranları belirtilmek suretiyle, tarafların tüm talepleri hakkında ve talepler aşılmadan, Anayasa'nın 141 ve HMK'nın 297 maddesine uygun şekilde yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gereklidir....