Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafından yapılan icra takibinde, borçlu davalının hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz ettiği, anılan dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Görülmekte olan davada da, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisizliği iddiası tekrarlanmış, aynı gerekçeye dayalı olarak mahkemenin de yetkisiz olduğu ileri sürülmüştür. İcra takibine yapılan itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmışsa ve icra dairesine yapılan itirazda aynı zamanda yetki itirazında da bulunulmuş ise itirazın iptali davasını gören mahkemenin ilk önce icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemek suretiyle icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığına kanaat getirmesi halinde işin esasına girmesi, icra dairesinin yetkili olmadığının belirlenmesi durumunda ise esas hakkındaki itirazlara girişilmeksizin, yetkili icra dairesinde yapılan bir icra takibi bulunmaması sebebiyle itirazın iptali davasının reddine karar vermesi gerekir....

    Hemen belirtmek gerekir ki, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, ortada yöntemine uygun bir geçerli bir şekilde yapılmış icra takibinin bulunması zorunludur. Şayet icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinden söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkemenin öncelikle İİK.nun 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi gerekir. Somut olayda, icra takibine konu edilen alacak, geçersiz sözleşme gereğince verilen paranın sebepsiz zenginleşme ilkelerine göre geri istenilmesinden kaynaklanmakta olup, aranılacak borç niteliğindedir. Dolayısıyla HUMK.nun 9. maddesi hükmüne göre yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahı olan Nazilli'dir....

      İİK m. 50/2 uyarınca borçlu yetki itirazı ile birlikte esasa yönelik itirazlarını sunmalıdır, böylece yetki itirazının reddi halinde varsa esasa yönelik itirazların da incelenmesine imkân tanınarak zaman kaybının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Borçlu esasa ilişkin itirazlar sunmakla birlikte, itiraz ederken yetki itirazında bulunmamışsa, sonrasında icra dairesinin yetkisine itiraz süresi dolmamış olsa dahi itiraz edemez ve icra dairesinin yetkisi kesinleşir. Aynı zamanda, borçlu esasa ilişkin itirazda bulunmadan sadece yetki itirazında bulunma imkanına da sahiptir. Borçlunun yaptığı yetkisizlik itirazının geçerli olabilmesi ve icra takibini durdurabilmesi için borçlu ayrıca yaptığı itirazda yetkili icra dairesinin hangisi olduğunu da göstermelidir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/03/2021 NUMARASI : 2020/751 ESAS - 2021/281 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı tarafından İstanbul Anadolu 5....

      Davalı- borçlu icra takibine konu borca ve icra dairesinin yetkisine itirazla yetkili icra müdürlüğünün ikametgahı yeri olan Gediz İcra Müdürlüğü olduğunu bildirmiş, açılan itirazın iptali davasında da süresinde verdiği dilekçesinde akdi ilişkiyi inkarla birlikte mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin Gediz Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece yetki itirazının reddi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı – borçlunun hem icra dairesinin hem de borca itirazı halinde İİK.’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir. HUMK.’nundaki yetki hükümleri İİK.’nun 50. maddesi uyarınca ilamsız icradaki yetki hakkında da uygulanır. Davalı yan akdi ilişkiyi inkarla borca itiraz ettiğine göre artık yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesi yönünden B.K.’nun 73. maddesi hükmüne dayanılamaz, yetkili icra müdürlüğü HUMK.’nun 9. maddesi gereğince belirlenir....

        Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101- 102 ). Davalı borçlu tarafından verilen itiraz dilekçesinde adresinin Belen olduğunu, yetkili icra dairesinin İskenderun İcra Dairesi olduğunu belirtmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 50.maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir....

        İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır.Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102 ). Davalı borçlu tarafından 12.07.2012 tarihinde itiraz dilekçesi verilmiştir....

          Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. 6100 sayılı HMK'nın 6/1 maddesinde: "Genel Yetkili Mahkeme davalı gerçek ve tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." hükmü yer almaktadır. Davalı borçlu, .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasına yapmış olduğu yetki itirazında yetkili icra dairesini belirtmediği ve gerçek yerleşim yerinin Ankara değil Sincan olduğu anlaşılmış, bu nedenle, icra dairesine yönelik itirazı geçerli sayılmamıştır. Davacının dosya kapsamına göre, yerleşim yeri Eskişehir'dir. Davalı süresi içerisinde cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine itiraz edip yetkili mahkemenin Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirtmiştir. T.B.K. 89.maddesine göre, konusu alacak olan uyuşmazlıklarda, alacaklının ödeme zamandaki yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı/alacaklı tarafından, icra takibine konulan senedin araç kiralama sırasında müvekkiline teminat amaçlı "boş" olarak imzalatılmış bir senet olup, haksız kazanç sağlamak amacıyla, gerçeğe aykırı şekilde sonradan doldurularak icra takibine konulduğunu, müvekkili T1 yurtiçinde Bolu 2....

            Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle, yetki itirazında bulunduğu, davalının ikametgahının ... ilçesinde olduğu anlaşılmaktadır. Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak ... İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmeyecektir. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Bu durumda; uyuşmazlığın ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu