Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

den 29.200 TL para aldığı, bu paraya karşılık senet verdiği, bu senedin de ödenmediği, sanıkların bu şekilde nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia olunan olayda; Katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Katılanın aşamalarda değişmeyen istikrarlı beyanları, satış vaadi sözleşmeleri, sanıkların katılana aldıklarını beyan ettikleri dairenin satış sözleşmesinden sonra da başka bir satış vaadi sözleşmesinin yapılmış olması, katılanların kendilerine verilen evin satış vaadi sözleşmeleri ile vermiş oldukları paralar ile ilgisini bulunmadığı, borç alarak da kendilerinden para alındığına ilişkin beyanları ile satış vaadi sözleşmelerindeki miktar ile bu dairenin değeri arasındaki farkın fazlalığı karşısında, sanıkların dolandırıcılık suçu işledikleri hususunda yeterli delil bulunduğundan mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.05.2005 ve birleşen dosyada 02.09.2005 gününde verilen dilekçeler ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil, menfi tespit, mülkiyetin iadesi, davalı-davacı tarafından birleşen dosyada verilen 19.09.2005 günlü dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali ve 30.05.2005 tarihli karşı davada ise tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil isteğinin reddine, menfi tespit ve mülkiyetin iadesi isteminin kabulüne, karşı davanın reddine, satış vaadi sözleşmesinin iptaline dair verilen 01.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ..., duruşmasız olarak davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.10.2008 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Av.... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı....

      Noterliğinin 06.06.1997 tarihli ve 37685 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davada dayanılan satış vaadi sözleşmeleri yasanın öngördüğü biçim koşuluna uyularak düzenlenmiştir. Burada belirtilmelidir ki, satış vaadi sözleşmesinin Borçlar Kanunu’nun 162. vd maddelerinden yararlanılarak alacağın temliki suretiyle satış vaadi alacaklısı tarafından üçüncü bir kişiye temliki olanaklıdır. Bu şekilde bir temlik varsa yeni satış vaadi alacaklısı, alacağı gerçek alacaklıdan temlik alan kişidir. Dolayısıyla, davacının satış vaadi sözleşmesine dayanarak istemde bulunması mümkündür. Somut olayda; ... 32. Noterliğinin 24.02.1997 tarihli 5892 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinde, ... satış vaadi borçlusu, diğer davalı ... ise satış vaadi alacaklısıdır....

        Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; davalı ile müvekkil şirket arasında 09.04.2018 tarihli satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, satış vaadi tutarının resmi kısmının bankadan kalanının elden ödendiğini, yüklenicinin taşınmazın 01.06.2018 tarihinde teslim edeceğini bildirdiğini, bu tarihte teslim edilmediği takdirde bu tarihten itibaren 30.000-tl kira ödeneceği şeklinde anlaşıldığını, daha sonra 35.400-tl kira ödendiğini, icap ve kabul ile oluşan kira sözleşmesi oluşan kira bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle yapılan itirazın iptali, takibin devamı, takip tutarı üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini ayrıca davacının beyanları hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğunu, davacının satış bedelinin bir kısmının elden ödendiği yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının "kira bedeli" talepleri haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan sözleşmede böyle bir kira bedeli kararlaştırılmadığı gibi taraflar arasında kira bedeli ödenmesine ilişkin bir anlaşma da bulunmadığından...

          Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... vekili ile bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya içerisinde rastlanamadığından, 1-07.05.1952 tarihli 3074 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, 2-13.05.1952 tarihli 3213 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, 3- Muris ....'in mirasçılık belgesi, 4- Muris ......'nın mirasçılık belgesi, 5-Tarafların kök murisi olduğu iddia edilen ......'...

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/294 Esas sayılı dava dosyası ile davalı kooperatif ile davalı ... arasında yapılan 14.04.1995 tarihli kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ... ve Davalı ... arasında yapılan 25.12.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve Davalı ... ile davacı arasında yapıldığı iddia edilen 19.07.2001 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin celbi ile, dosyaya eklenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi için mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Noterliği'nin 06/10/2006 tarih 41763 yevmiye numaralı ve 14/11/2006 tarih 46890 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin imzalandığı, davaya konu taşınmazları satmayı vaad eden sözleşmenin tarafı olan davacıların satış vaadi bedelini nakden ve tamamen aldığına ilişkin sözleşmenin tarafı oldukları, davacı T2 ile davalı T7 arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bulunması bile Foça Tapu Müdürlüğünün 27/06/2011 tarih 2495 yevmiye numaralı resmi satış akdi ile satış bedelini nakden ve tamamen aldığına ilişkin sözleşmenin tarafı olduğu, davacıların davalılardan herhangi bir alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar hakkında davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

              Somut olaya gelince, davacının dayanağı olan satış vaadi sözleşmesi ile satış vaadinde bulunan davalı tarafından tapuda murisi .....kendisine intikal edecek miras hak ve hisselerinin satışının vaadedildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlar o tarihte muris .... adına kayıtlı iken intikalen yine mirasçıları adına tescil edilmiş ancak halen de mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı bulunmaktadır. Satış vaadi alacaklısı davacı ... elbirliği mülkiyetine dahil bulunmadığından taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi halen geçerli olmakla birlikte satış vaadine konu taşınmazlar elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından davacı adına tescile karar verilmesi mümkün değildir. .... Bu itibarla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                Hukuk Dairesinin 03/05/2018 tarih 2018/158 Esas - 2018/851 Karar sayılı ilamı ile "...Satış vaadi şerhinin terkinine ilişkin davalar ancak satış vaadi lehdarı aleyhine açılabileceğinden ve bu tür davalarda husumetin satış vaadi lehtarına yöneltilmesi gerektiğinden T1 pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Somut olaya gelince; satış vaadi lehdarı Yener Ağdaş'ın taraf sıfatı olmayıp yalnızca davanın ihbar edileni olduğu hususu gözardı edilerek kararda dahili davalı olarak gösterilmesi yerinde değildir... davacıya satış vaadi sözleşmesi lehdarı Yener Ağdaş'a karşı birleştirme talepli dava açmak üzere usul ve yasaya uygun şekilde süre ve kesin süre verilmesi, açıldığı taktirde bu dava dosyası ile birleştirmesinin düşünülmesi..." gerekçesi ile ihbar olunan Yener Ağdaş vekilinin istinaf isteminin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

                , satış vaadi sözleşmesinde %1 KDV oranı hariç tutulmuş ise de kalan bakiye KDV oranı sözleşme bedeli içerisinde tutularak bu anlamda yasal makamlara karşı olan yükümlülüğün müşterek müteselsil sorumluluk kapsamında davalı şirket tarafından yüklenildiğini, bu hususun gerek satış vaadi sözleşmesi düzenlemesi KDV mevzuatı ve gerekse davacı alıcı tarafından itiraz edilmeyen fatura içeriğinden açıkça anlaşıldığını, satış vaadi sözleşmesinde yer alan satış bedeli ile kesilen faturanın birbirleri ile uyumlu olduğunu, KDV oranının fatura tarihinde geçerli olan %8 oranında kesildiğini, davacı alıcıdan fazla ve haksız KDV tahsil edilmediğini, beyan ederek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir DELİLLER : ......

                  UYAP Entegrasyonu