Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ İstinaf eden-davalı vekili tarafından; Müvekkili tarafından icra takibine kısmen itiraz edildiği, mahkemece tüm alacağa itiraz edilmiş gibi kabul edilmesinin hatalı olduğu, kur farkı faturası yönünden müvekkilinin itirazının haklı olduğu halde müvekkil lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmediği, bakiye fatura bedelinden kaynaklanan alacağın dayanağının araştırılmadığı, salt tarafların ticari defterlerindeki kayda itibar edilemeyeceği, zira sözleşme bedelinin tamamının müvekkili tarafından ödendiği bildirilerek başvurulmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu emtiaların teslimi ve bedelinin ödenmesi ile kur farkı faturasının kapsamı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe kısmen itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır....

    Davalı vekili, savunmasında taraflar arasında vade farkı ve kur farkı uygulanmasına yönelik bir anlaşma bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sipariş formunda akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olduğu ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının asıl alacak, kur farkı, vade farkı ile birlikte işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.981,68 TL. alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kur farkı ve vade farkı talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir. Dosyaya ibraz edilen sipariş formunda mal bedelinin fatura tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL cinsinden düzenlenecek faturaya göre ödenmesi kararlaştırılmış olup geç ödeme halinde kur farkı isteneceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır....

      28.03.2022 Tarihinde 44.399,14-TLlik "kur farkı" faturası kestiği ve müvekkiline gönderdiğini, müvekkili tarafından fatura aynı gün "kur farkı iade faturası" şeklinde iade edildiğini Kur Farkı faturasını ancak kur farkından kaynaklı olarak "gelir elde eden taraf"ın kesebileceğini, davalının, müvekkiline "kur farkı" faturası kesmesinin mümkün olamayacağını ve ayrıca tarafların olağan bir şekilde Türk Lirası olarak alım satım gerçekleştirdiklerini, faturanın TL olarak kesildiğini, davalı tarafından gerçekleştirilen ödemelerinde TL olarak alacaktan mahsup edildiğini, davalının bakiye borcunu ödemediğinden aleyhine .......

        28.03.2022 Tarihinde 44.399,14-TLlik "kur farkı" faturası kestiği ve müvekkiline gönderdiğini, müvekkili tarafından fatura aynı gün "kur farkı iade faturası" şeklinde iade edildiğini Kur Farkı faturasını ancak kur farkından kaynaklı olarak "gelir elde eden taraf"ın kesebileceğini, davalının, müvekkiline "kur farkı" faturası kesmesinin mümkün olamayacağını ve ayrıca tarafların olağan bir şekilde Türk Lirası olarak alım satım gerçekleştirdiklerini, faturanın TL olarak kesildiğini, davalı tarafından gerçekleştirilen ödemelerinde TL olarak alacaktan mahsup edildiğini, davalının bakiye borcunu ödemediğinden aleyhine .......

          28.03.2022 Tarihinde 44.399,14-TLlik "kur farkı" faturası kestiği ve müvekkiline gönderdiğini, müvekkili tarafından fatura aynı gün "kur farkı iade faturası" şeklinde iade edildiğini Kur Farkı faturasını ancak kur farkından kaynaklı olarak "gelir elde eden taraf"ın kesebileceğini, davalının, müvekkiline "kur farkı" faturası kesmesinin mümkün olamayacağını ve ayrıca tarafların olağan bir şekilde Türk Lirası olarak alım satım gerçekleştirdiklerini, faturanın TL olarak kesildiğini, davalı tarafından gerçekleştirilen ödemelerinde TL olarak alacaktan mahsup edildiğini, davalının bakiye borcunu ödemediğinden aleyhine .......

            Davacı tarafından davalıya 19.08.2016 tarih .... nolu 1.202,89 TL bedelli, 30.09.2016 tarih ... nolu 20.132,42 TL bedelli kur farkı faturaları kesilmiştir. Davalı bu kur farkı faturalarını kabul ederek ticari defterlerine işlemiştir. Ancak 30.09.2016 tarihinden sonra yanlar mal alım/satımı yapmamış, davacı bu tarihten sonra kur farklarına fatura kesmemiş, kendi ticari defterlerinde kur değerlemesi yaparak davalı borcuna işlemiştir. Yani davacının en son 30.09.2016 tarihinde kestiği ve davalının da kabul ettiği kur farkı faturası, davacının dövizli düzenlediği faturalara ilişkin kur farkı faturasıdır. Dolayısıyla yanlar arasında kur farklı çalışılmasının teamül haline gelmiştir.Yanlar arasındaki ticari ilişkide TL olan hesap, para alışverişi ve masraf faturasına ilişkindir....

              -KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında taşınmaz satımına ilişkin 03.11.2008 tarihli protokolden kaynaklanan 19.01.2009 tarihli kur farkı bedeline ait 67.277,53 TL faturanın davalı tarafça süresinde ödenmemesi ve 18.02.2009 tarihinde çekilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, alacağın tahsili için davalı hakkında takibe giriştiklerini ileri sürerek, davalının itirazının iptalini talep ve dava etmiştir....

                Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; taraflar arasında kur farkı uygulamasına ilişkin sözleşme olmadığı gibi uygulamada bulunmadığı alış verişin Türk Lirası üzerinden gerçekleştiği, davacının takibe konu ettiği iki kur farkı faturasına davalının itiraz ettiği gerekçeleriyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 27.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim aldığı, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemeyeceği, ancak 018502 seri nolu faturaya ilişin olarak 3.229,35 TL kur farkı alacağı talebi yerinde görüldüğü gerekçesiyle işlemiş faiz talebi yerinde görülmeyerek davanın kısmen kabulüne, Kayseri 5. İcra Müdürlüğü'nün 2018/10719 esas sayılı dosyasında davalının 3.229,35-TL asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takibin 3.229,35-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, itirazın iptaline karar verilen 3.229,35-TL'nin takdiren % 20' si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir....

                    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli, 2020/25 E. ve 2020/128 K. sayılı kararıyla; kur farkı alacağına dayanak olan ve yargılama sırasında dosyaya sunulan 12 adet kur farkı faturasının, Türk Lirası üzerinden düzenlenmesine rağmen davacı tarafça icra takibinin Amerikan doları üzerinden yapıldığı ve Mahkemece de kur farkı alacağının Amerikan doları olarak hüküm altına alınmış olduğu, ancak kur farkı alacağının fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak Türk Lirası olarak istenebileceği, nitekim davacının Türk Lirası üzerinden düzenlediği kur farkı faturasına ilişkin Amerikan doları üzerinden icra takibi başlatıp alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla takibe sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptaline ilişkin davada usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibi bulunmadığının kabulü gerektiği, bu durumda Mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekirken yazılı gerekçe ve yanılgılı...

                      UYAP Entegrasyonu