Bölge adliye mahkemesince; verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, harici satım sözleşmesi nedeniyle ödenilen bedelin ve cezai şartın işlemiş yasal faizi ile tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu, 28.09.2017 tarihli emlak alım satım sözleşmesi; TMK'nın 706, BK'nın 213 (TBK'nın 237), Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/113 ESAS - 2021/129 KARAR DAVA KONUSU : Harici satım sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin tahsiline ilişkin itirazın iptali KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davalı tarafça süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle: müvekkili T1 dava dışı Timur Hamşioğlu ile Kocaeli ili İzmit adresi Fatih Mahallesi Zambak Sitesinde bulunan evin satışına ilişkin Timur Hamşioğlu' nun davalı T3 ile telefonla konuştuğunu, bu konuşmalar ile Timur Hamşioğlu nun davlı Nilah Özdemir ile birlikte çalıştıkları izlenimini yarattığını, müvekkilinin esasında davalı Nilah Özdemir i tanımadığını, dava dışı Timur Hamşioğlu nun eve ilişkin kapora bedelinin yatırılması için bildirdiği hesap numarasının davalı T3 e ait olması nedeniyle davalıya para gönderdiğini, bu parayı gönderirken...
Mahkemece, davacının satış bedeli olarak 2.000 DM ödemeyi kanıtladığı, taşınmazın üç yılı ... süre davacı zilyedliğinde kaldığı için ödenen satış bedelinin kullanım bedeline mahsup edildiğinde davacının alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 25.7.2001 tarihli taşınmaz mal alım satım sözleşmesine göre davacının, davalıya ait daireyi 14.000 DM bedel ile alım-satımı hususunda anlaştıkları , bedelin 2.000 Dm’si peşin ödendiği, bakiye bedelin 3.000 DM sinin 10.9.2001 tarihinde, 9.000 DM’nin 10.9.2002 tarihinde ödenmesinin kararlaştırıldığı tartışmasızdır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın satışın yapıldığı tarihte tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (MK.634, yeni TMK. 706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri)....
Somut uyuşmazlıkta; 29.07.2003 tarihli yeni imar planı ile yoldan ihdas ( tevhit ) işleminin ortadan kaldırıldığı bu tarih itibariyle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği, davacının ise bu tarihten daha önce aynı taşınmaz kısmı için yine sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak 12.06.2003 tarihinde dava açtığı satış bedelinin ödenmesine yönelik ediminin henüz yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davacı aleyhinde sonuçlanan bu davanın 16/01/2008 tarihinde kesinleştiği, taşınmaz bedeline yönelik edimin davacı aleyhindeki takip ve takibe dayalı itirazın iptali davası sonrasında ödendiği bu nedenle sebepsiz zenginleşmenin davacının kalan harici satım bedelini ödemesi sonrasında gerçekleşmiş sayılacağı ve bu nedenle sebepsiz zenginleşmenin meydana geldiği tarih nazara alındığında eldeki dava yönünden 10 yıllık zamaaşımı süresinin henüz dolmadığı açıktır....
olduğunu öğrendiğini, sözleşme geçersiz olduğundan ödediği bedelin tahsili için icra takibi yaptığını ileri sürerek haksız itirazın iptali ile % 20 inkar tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar , davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılarla yapılan harici satış sözleşmesi ile kapora olarak ödediği bedelin iadesi için eldeki davayı açmış ve aşamalardaki beyanında anılan taşınmazı gerçek maliki olan Vakıfbanktan hissedarı olduğu .... adına tapuda devir aldığını açıklamıştır....
DELİLLER : DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; araç satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilinden kaynaklanan itirazın iptali talebine İlişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. Madde hükmü uyarmca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların duruşmasız olarak yapılmıştır. Tarafların davalıya ait 34 XX 888 plakalı aracın satışı konusunda anlaştıkları, 14/03/2020 tarihinde borç sözleşmesi başlıklı belge düzenledikleri, araç bedeli olan 42.000,00- TL bedelin 30.000 TL'sinin davacı tarafından 05/09/2019 tarihinde davalının banka hesabına gönderildiği, ancak aracın teslim alınmadığı ve aracın davacı adına tescil edilmediği, davacının aracın haricen satımı nedeniyle ödediği bedelin tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/31....
satım sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin sözleşme tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
Davada harici satım sözleşmesine dayanılarak 7 adet bağımsız bölüm tapusunun iptâl ve tescili ile teslimde gecikme nedeniyle tazminat, bu talepler mümkün olmadığı takdirde ise ödenen satış bedelinin iadesi istenmiştir. Mahkemece tapu iptâli-tescil ve gecikme tazminatına ilişkin talepler hakkında feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ödenen satış bedelinin ise davacı yüklenici şirketten tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Uyuşmazlık harici satım aktinden kaynaklandığından ve ödenen satış bedelinin iadesine ilişkin karar temyiz konusu yapıldığından karara yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz itirazlarını incelemekle görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 09.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı, davalıların murisi .... ile arasında 17.09.1989 tarihinde yapılan harici arsa satış mukavelesi ile 1000 m2 yeri satın aldığını, bedelini ödeyerek taşınmazın zilyetliğini devir aldığını, ancak taşınmazın tapusunun devrinin yapılmadığını öne sürerek, satım sözleşmesi ile ödenen bedelin güncellenerek şimdilik 10.000 TL’nin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Mahkemece, dosya kapsamına göre, satım sözleşmesinin17.09.1989 tarihinde düzenlendiği, dava tarihi olan 02.04.2012 tarihine kadar BK 66 maddesinde belirtilen 1 ve 10 yıllık sürelerinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir....
Mahkemece, 2004/493 E. sayılı dava yönünden, davalı şirkete karşı açılan davanın kabulüne, takibe vaki itirazın iptali ile takibin adı geçen şirket yönünden devamına, diğer davalı ... hakkındaki davanın ve birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacı ...’in tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece ödenen satış bedelinin iadesi konusundaki talebin davalı şirket yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden ise reddine karar verilmiştir....