oluşmaması nedeniyle, reddine" dair ara kararının ortadan kaldırılmasına, İhtiyati tedbir kararının kaldırılması veya davalıya ait Mersin ilinde bulunan, taşınmaz üzerine kaydırılması yönündeki taleplerinin kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı avukatı tarafından, ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde; mahkemenin 10.08.2020 tarihli tensip zaptı ile verilen karar üzerine dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğu, mahkeme verilen tedbir kararı hakkında idare mahkemesince yapılan inceleme sonucunda red kararı verildiği, tedbir kararına konu yapı kayıt belgesinin iptali ve yıkım kararının kaldırılmasına ilişkin karar öncelikle idare mahkemelerinin uzmanlık alanına girmekte olup, idare mahkemesinde bu konuda verilmiş kesinleşmiş yürütmeyi durdurulması kararı ve davanın red kararı varken; Mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılması gerektiğinden bahisle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettiği, mahkememizin 19/02/2021 tarihli ara kararıyla ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddedildiği ve davacı vekilinin 25/02/2021 tarihli dilekçesiyle tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....
zorunluluğu doğduğunu bildirerek mahkemenin 22.01.2020 tarihli tedbire itirazlarının reddine ilişkin kararının kaldırılması ve taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
ın ihtiyati tedbire itirazının değerlendirilmesi için 31.03.2022 tarihinde yapılan duruşma sonucunda verilen 07.04.2022 tarihli ara karar ile "ihtiyati tedbir kararından sonra ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektiren bir durum olmadığı, davalı vekilinin ileri sürdüğü hususların tedbirin kaldırılması nedenleri kapsamında sayılamayacağı ve tedbirin kaldırılması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşabileceği gerekçesiyle ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine, süresi içerisinde ihtiyati tedbire ilişkin teminat yatırılmadığından HMK. madde 393 uyarınca ihtiyati tedbirin ortadan kalktığının tespitine" karar verilmiştir. Davacılar vekili; 01.04.2022 tarihli dilekçesi ile; mahkemece belirlenen teminatı 01.04.2022 tarihinde yatırdıklarını belirterek yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/586 değişik iş sayılı ihtiyati tedbir kararının HMK'nın 389/1. maddesi uyarınca verilmiş olduğu, tedbire konu genel kurul kararının, İstanbul BAM 13....
Davalı vekilince 31.08.2022 tarihli dilekçe ile tedbirin üçüncü kişilerin mülkiyet hakkını kısıtlar nitelikte olduğunu, davanın tarafı olmayan şahıs adına tedbir konulmasının istemesinde davacının kötüniyetli olduğunu, gerek mevzuat gerek yargı kararları nazara alındığında taraf olmayan kişi adına tedbir kararı verilemeyeceğinin sabit olduğunu, mezkur karar ile üçüncü kişinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/06/2020 tarih ve 2017/95 E. - 2020/286 K. sayılı ilamı ile icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğuna bağlı olarak reddine karar verildiği, ihtiyati haczin kaldırılması yönünde herhangi bir hüküm verilmediği anlaşılmıştır. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece itirazın iptali davasında icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olması ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez. O halde mahkemece, takibe dayanak ihtiyati haciz kararının ayakta olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile şikayetin kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsizdir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen red kararının hukuk kuralları ve emredici kanunlara aykırı olduğunu, dosyada azilnamenin ibraz edildiği, yaklaşık ispat için şartların oluştuğunu, azilnamede hiçbir hak ve gerekçenin gösterilmediğini, davalının herhangi bir mal varlığı ve düzenli geliri olmadığı bu nedenle icra dosyasına yatırılan alacağından başka gelirin olmadığını, kararın kaldırılmasını kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ederek istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki avukatlık vekalet ilişkisi nedeniyle vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı alacağını temin maksatlı ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece tensip ara kararıyla HMK 389 maddesindeki şartların oluşmadığı, vesayet hesabının dava konusu olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verdiği görülmüştür....
Bu verilen tedbir kararına SGK tarafından 10/03/2022 tarihinde itiraz edilmiş, bu itiraz için herhangi bir duruşma günü belirlenmeden evrak üzerinde ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Dairemizce duruşma açılmadan verilen bu karar kaldırılmış, mahkeme yine duruşma açmadan dosya üzerinden itirazın reddine karar vermiştir. Öncelikle davacı 14/07/2022 tarihinde ölmüştür. Tedbir kararının itirazının incelendiği tarihte ölüm kaydı bilinmiş olmasına rağmen itirazda bu durum değerlendirilmemiştir. Kaldı ki kesintisiz ve süresiz ucu açık bir tedbir verilmesi mümkün olmadığından , mahkemenin 02/03/2022 tarihli tedbir kararı yerinde değildir....
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir....