İcra Mahkemesince verilen karar verildiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlüktedir.Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlendiği tebliğname yerinde görüldüğünden Bakırköy 15.Ağır Ceza Mahkemesinin 27.05.2008 gün ve 2008/285 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.02.2009 gününde oybirliğiyle...
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lEhe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararın kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde muteriz vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkilinin kullandırdığı krediye müteselsil kefil olan ...'ın aynı zamanda borca ipotek verdiğini, ancak ipoteğin Aile Mahkemesi kararıyla iptal edilerek bu kararın kesinleştiğini, ipotek iptal edilse dahi ipotek akdinde yazılı kefaletin geçerli olduğunu belirterek yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle davada ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, istem uygun görülerek mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir....
Mahkemece, davanın kabulüne, takibe yapılan itirazın 18.000,00 Euro asıl alacak, 66,58 Euro İşlemiş faiz yönünden iptaline, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, evlilik merasimi için davalıyla sözleşme yaptığını, ancak düğünün iptal olması ile kapora olarak verdiği miktarın bir kısmının iade edilmekle birlikte 18.000 Euro'sunun iade edilmediğini ileri sürerek yaptığı takibe itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme olduğu, düğünün 123 gün kala iptal olduğu ve kapora olarak ödenen 25.000 Eurodan 7000 Eurosunun iade edilip bakiye 18.000 Euronun iade edilmediği hususu dosya kapsamı ile sabittir. Uyuşmazlık iade edilmeyen bu miktara ilişkindir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili,müvekkilleri tarafından bankaya ibraz ettikleri çekin bedelinin karşılıksız çıkması sonrasında davalı bankanın sorumlu olduğu miktarı ödemekten kaçındığını,bu nedenle davalı banka aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın çekteki cirolarının iptal edildiği ve müvekkillerinin yetkili hamil olmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiğini, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, çekin arkasındaki ciroların ikincisinin iptal edildiğini, müvekkillerinin cirosunun iptal edilmediğini, çeki elinde bulunduran müvekkilerinin cirolarını iptal etmek için bir sebeplerinin olmadığını belirterek itirazın iptali ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep...
Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır.'' hükmü yer almakta ise de; İİK.'nun 264/2. maddesinde belirtilen prosedürün, kambiyo senetlerine mahsus takiplerde, itirazın kaldırılması ve itirazın iptaline ilişkin başvuru yolu olmadığından, bu takiplerde uygulanması olanağı yoktur. Ayrıca, icra mahkemesince, takibin iptali hükmünü doğurur karar verilmekle, alacaklı genel mahkemede alacak davası açıp lehine karar alsa da, iş bu kararın, iptal edilen takip üzerinden işleme konulmasına yasal imkan bulunmamaktadır....