SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı şirket adına kayıtlı telefon hattının iptal edilmesi amacıyla 01.11.2019 tarihinde, telefon iptal formunu doldurarak davacı şirkete teslim ettiklerini, davacı şirket tarafından iptal formunun teslim alındığını ve telefon hattının iptal edildiğini ancak, 20.12.2019 tarihli 88,50 TL, 20.01.2020 tarihli 71,25 TL tarihli faturalar düzenlenerek tebliğ edildiğini, davacı şirkete 13.01.2020 tarihinde, iadeli taahhütlü ihtarname ile telefon hattının iptal edildiğinin, borç olarak yansıtılan tutarların iptal edilmesinin ve taraflarına fatura gönderilmemesi hususunun ihtar edildiğini belirterek; davanın reddine, alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
İhtiyati haciz kararına itiraz, resmi ipotek senedine dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına, ipoteğin iptal ve terkin edilmesi nedeniyle itiraza ilişkin olup, mahkemece, iptal edilen hususun ipoteğin tesisine ilişkin işlemle ilgili olduğu, borçlunun asıl borcun kefili olarak sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda, kararın kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmü yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Mahkemesince karar verildiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlüktedir.Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Mahkemesince karar verildiği tarihte İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrası yürürlüktedir.Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kEsinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı verilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkumiyet kararı vErilmesi durumunda kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebilmesi mümkün olduğu dikkate alındığında itirazın bu yönden kabulü ile itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....