Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hâkimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğindeki yetki itirazı olup, anılan madde gereğince duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve tarafların varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2019 NUMARASI : 2019/553 ESAS - 2019/721 KARAR DAVA KONUSU : Zamanaşımı itirazı KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takip dayanağı senetlerin 3 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, takip dosyasında müvekkili yönünden 13/07/2010 ila 13/03/2017 tarihleri arasında 6 yıl 8 ay süre işlem yapılmadığından müvekkili yönünden takip içi zamanaşımının gerçekleştiğini belirterek İİK'nın 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince takip içi zamanaşımı sebebiyle müvekkili yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
, zaman aşımı için geçmesi gerekli olan 3 yıllık sürenin henüz geçmemiş olduğunu, bu nedenle de zamanaşımı iddiasının yersiz ve yanlış bir iddia olduğunu, dosyanın açılış, tebliğ ve işleyişinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamakta olup zamanaşımı için gereken süre de henüz aşılmamış olduğundan hiçbir inceleme ve araştırma yapılmaksızın kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini belirtmiştir....
Takip konusu belgenin; keşidecisi borçlu ..., lehtarı ..., keşide tarihi 25.01.2001, vade tarihi 31.05.2001, keşide yeri İstanbul ve yetkili hamili alacaklı olan kambiyo senedi vasfına haiz bono olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, bononun kambiyo senedi vasfına yönelik şikayet ve borca itiraz niteliğinde olup, kambiyo senedi vasfına yönelik şikayet yerinde olmadığına göre, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve borca itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir....
Bank'ın erken itfa ve kendisi tarafından belirlenecek bir fiyat üzerinden geri çağırma hakkının bulunduğu, bu hususların TSPB Müşteri Uyuşmazlıkları Hakem Heyeti (24.04.2019 t., 2018/ 36 dosya ve 2019/40 k.) kararında da belirtildiği, öte yandan erken itfa sonrası hesaba geçen paraların nasıl değerlendirildiğinin, ne kadar bir kazanç elde edildiğinin de zararın tespiti bakımından önem arz ettiği, davaya konu tahvillerin 24.01.2018 tarihli erken itfası sonrasında 845.000,00 USD bono geri alış bedelinin davacı hesabına yatırıldığı ve akabinde de ilgili tutara vadeli hesap açıldığı, avans faizi taleplerinin de haksız ve mesnetsiz olduğu davalı banka dava dilekçesindeki iddia ve taleplerin haksız ve hukuki dayanaktan olması sebebiyle işbu asılsız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir. 31.08.2022 tarihli ... ve ......
Davacılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1- Davacılar vekili, dava dilekçesinde davalıya limited şirket hisse devri karşılığında 17.05.2011 tarihli sözleşmeyle verilen teminat çeklerinin, hisse devir bedeli ödenmesine rağmen iade edilmediğini, 17.05.2011 tarihli sözleşmeyle verilen çeklerin icraya konulacağı tehdidi altında Borç İtfa Sözleşmesi imzalandığını, Borç İtfa Sözleşmesine dayalı olarak teminat çeklerinin alınarak yerine 600.000 USD bedelli 18 adet çek verildiğini ileri sürerek, Borç İtfa Sözleşmesinin hile ve ikrah nedeniyle geçersiz olduğunun ve çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile çeklerin istirdatını talep etmiştir....
Mahkemece; takibe dayanak yapılan bonoların borç ikrarı içeren senet niteliğinde olduğu, üzerindeki imzaya borçlular tarafından açıkça ve ayrıca itiraz edilmediği, alacaklının takibine dayanak yaptığı bonolar altındaki imza, borçlular tarafından icra dairesinde açıkça inkâr edilmediğinden, anılan bonolar İİK’nin 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge niteliğindedir. Borçlular İİK’nin 68/2. maddesi uyarınca itirazını varit gösterecek bir belge ibraz edemediğinden ve zamanaşımı itirazı, itiraz dilekçesinde belirtilmeyip ilk itiraz olarak da ileri sürülmediğinden davanın kabulü ile davalıların icra dosyasına yaptıkları itirazın kaldırılmasına, İ.İ.K. 68/son maddesi uyarınca asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Anılan bu düzenlemelere göre zamanaşımı süreleri dahil bahsi geçen süreler yaklaşık 3 ay 2 gün boyunca durmuştur. Takibe dayanak 08/09/2017 vade tarihli bononun vade tarihine duran süre eklendiğinde takip tarihi itibarı ile 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının dayanak senetlerin zamanaşımına uğradığı itirazı ve bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Bu itibarla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.", 169/a/1- 2.cümle maddesinde "Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.", 170/b.maddesinde "61 inci maddenin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları ve 62 ila 72 nci maddeler bu fasıl hükümlerine aykırı olmadıkça, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında da uygulanır." denilmektedir. " Borçlu, borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiği (ertelendiği) itirazını, resmî bir belge ile ispat edebilir (m.169/a,I,c.2) Borçlu, borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği itirazını, imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir (adî) belge ile de ispat edebilir (m.169/a,I,c.2)....
303.464,67 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği ve buna göre; borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 1.838.037,21 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 1.042.424,41 TL olduğunun belirlendiği görüldüğünden, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda itfa itirazının kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken tümden reddi isabetsiz bulunarak kararın bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; itfa itirazının kısmen kabulüne, kısmen reddine; Ankara 31....