71/1 maddesi gereğince, icra takibinin iptal edilmesi için itfa veya zamanaşımının gerçekleşmesi gerektiğini, davacı taraf ile aralarında herhangi bir ödeme, ibra, takas benzeri itfa sebepleri bulunmadığını, ek olarak takibin zamanaşımına uğramadığını, borcun sona erdiğinin ancak alacaklı tarafından verilmiş imzası noterlikçe onaylı bir belge veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir adi belge ile ispat edebileceğini, taraflarınca borçlu davacı T1lı'ya bir süre de verilmediğini, icra takibinde işlemiş faizin fazla talep edildiği hallerde, fazla kısımların icra takibinden çıkartılarak düzenlenmesine karar verilmesi yerine takibin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın usulden ve esastan reddine, davacının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Mahkeme; banka kayıtları incelendiğinde ödemelerin takip konusu senetlerle uyuşmadığı, İİK'nun 169/a maddesine göre itfa iddiasının resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmadığı, takibin geçici olarak durdurulması nedeniyle alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın ve tazminat talebinin reddine karar vermiştir....
Alacaklı tarafından takibin 08/05/2013 tarihinde başlatıldığı, 28/05/2018 tarihli haciz talebinden sonra 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı, yenileme işleminin zamanaşımının dolmasından sonra 11/01/2022 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi nedeniyle takibin kesinleşmediği gözetilerek davacı tarafından ileri sürülen iddialar borca itiraz kapsamında değerlendirilmekle, takibin zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın kabulü ile, İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2013/10794 esas sayılı dosyasındaki takibin davacı borçlu T5 yönünden durdurulmasına karar verildiği görülmüştür....
T.A.Ş'nin 18.12.2017 tarihli yazısına göre ipotek nedeniyle herhangi bir hak ve alacağının kalmadığının bildirilmesinin yanı sıra 24.06.2016 tarihli temliğe konu alacağın sadece asıl borçlu ... Şirketinden olan alacaklarla sınırlı olduğunun bildirilmesi karşısında temlik alan şirketin borçlu ... yönünden takibe devam etmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne Ankara 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/5039 Esas sayılı dosyasında şikayetçi borçlu hakkında başlatılan icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. ve 170/a. maddeleri uyarınca itfa nedeniyle borca itiraz ve takibin dayanağı senette çift vade olduğu iddiasıyla kambiyo şikayetine ilişkindir. Manisa 3. İcra Müdürlüğü'nün 2020/4707 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlu hakkında başlatılan kambiyo takibi olduğu, takibin dayanağını 11/09/2019 keşide tarihli, 15/09/2020 ödeme tarihli, vade kısmında 365 gün yazılı, lehtarı davalı alacaklı, keşidecisi Tayfun Çoşkun, kefilinin davacı borçlu olduğu bononun oluşturduğu, 10 örnek ödeme emrinin davacıya 10/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz ve şikayetin yasal sürede olduğu anlaşılmıştır....
Bu nedenle icra takibinin iptali için menfi tespit davasının kabul kararının kesinleşmesi gereklidir. Kesinleşmeyen menfi tespit ilamına dayalı olarak borçlu E… …. T… …. yönünden takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2010/12750 takip sayılı dosyası üzerinden düzenlenen icra emrinde fazladan talep edilen 1.877,48 TL yönünden iptali ile takibin toplam 9.573,63 TL yönünden devamına ve fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunduğu görülmektedir. İİK'nun 33. maddesinde ise; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü düzenlenmiştir....
Mahkemenin kabulüne göre, borçlunun borca itirazı kısmen kabul edilmesi nedeniyle İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi, ayrıca bozma kararında alacaklının yapılan ödemeden haberdar olmadığı ve de ödemelerin kısmi ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği hususuna yer verilerek bir bakıma alacaklının, borçlular hakkında takip başlatmasında kötü niyeti veya ağır kusuru bulunmadığı kabul edildiğinden ödeme emrinin tebliğinden önceki itfa itirazının kısmen kabul edilmesi nedeniyle alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir....
Diğer yandan, İİK'nun 71/2. maddesinde; “borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikine her zaman icra mahkemesinden isteyebilir” düzenlenmesine yer verilmiştir. Somut olayda davacı borçlunun sunduğu ödeme dekontlarının 13.03.2017, 02.06.2017, 19.06.2017, 11.04.2017 tarihlerine ilişkin olduğu ve takipten öncesine ait olduğu anlaşıldığından ve İİK.nun 168/5. maddesine göre borcun itfa edildiği itirazı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde yapılması gerektiğinden ve dava süresinde açılmadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/124 Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesini beklemesi gerektiğini, taraflarınca açılan konkordatonun feshi talepli davanın bekletici mesele yapılması istemlerinin reddedildiğini, bu dosyanın incelenmediğini, dava dilekçesinde talep sonucunun açık olmadığını, takibin iptali mi, taliki mi yoksa icranın geri bırakılmasının mı istendiğinin açıklatılması gerektiğini, kararın HMK'nın 297. maddesindeki unsurları içermediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede konkordato tasdiki nedeniyle takibin taliki ya da iptali istemine ilişkindir....