Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2005/8916 E. sayılı takip dosyasındaki alacağı ile takas-mahsup etmek suretiyle ödediklerini beyanla itfa itirazında bulunarak taraflarına gönderilen bakiye borç muhtırasının iptali talebinde bulunduğu, mahkemece; yasal 7 günlük süresi içerisinde başvurulmadığı gerekçesiyle şikayetin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir.” Bu düzenlemeye göre, icra emri tebliğinden sonraki döneme dair ödeme itirazlarının süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilmesi mümkündür. O halde mahkemece, borçlunun takas-mahsup iddiası değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken şikayetin süreden reddi isabetsizdir....

    İİK'nun 33/1.maddesinde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' hükmü düzenlenmiştir. Borçlunun ödeme iddiasıyla icra mahkemesine başvurduğu ve dilekçesine eklediği delillere dayandığı görülmektedir. Dayanak belgeler yukarıda yazılı yasal düzenlemede sayılan belgelerden olmadığı gibi ödeme iddiası da alacaklı vekilince kabul edilmemiştir. Bu durumda itirazın reddi gerekirken ödeme iddiası kabul edilerek esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir....

      Bu nedenle mahkemenin şikayetin kabulü yönündeki hükmü yerinde ise de, takibin iptali yerine, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi hatalıdır. Anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... . İcra Hukuk Mahkemesi'nin 14.12.2012 tarih ve 2012/716 Esas, 2012/751 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün 2. bendinde ki, "Borçlular hakkındaki İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA," ifadesinin silinerek yerine, ''Borçlular hakkındaki İPTALİNE," cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. ve İ.İ.K nun 366 .maddeleri uyarınca kararın düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK. nun 388/4....

        Şeker Fabrikası A.Ş. tarafından iş bu alacağının tahsilinden vazgeçildiği, bu doğrultuda vazgeçilen alacak tutarının özel karşılık hesabına alındığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 324. maddesi uyarınca özel karşılık hesabına alınan miktarın ticari zararla mı yoksa mâli zararla mı itfa edilmesi gerektiği hususunda talep edilen özelgeye süresinde cevap verilmemiş olması nedeniyle söz konusu miktarın zararla itfa edilemediği ve gelir olarak kaydedildiği, bu nedenle 2016 hesap dönemine ilişkin olarak ihtirazı kayıtla kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği, davacı tarafından "geçmiş yıl zararlarının da itfa kapsamında olduğu, ancak özelge talebine süresinde cevap verilmeyerek bu imkanın ortadan kaldırıldığı"nın iddia edildiği, 213 sayılı Kanun'un 324. maddesine göre, sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacakların, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınacağı, bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak 3 (üç) yıl içinde zararla itfa edilmediği...

          İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde, ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.”, yine aynı Yasanın 16/1 . maddesinde; '' Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.'' düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, icra emrinin 03.08.2011'de bizzat borçluya tebliğ edildiği, borçlunun yedi günlük süreden sonra 24.08.2011 harç tarihli dilekçesiyle, şikayet ve itirazlarını bildirdiği görülmektedir....

            İİK'nun 149/a maddesinde icranın geri bırakılması hakkında 33 üncü maddenin 1, 2 ve 4 üncü fıkralarının uygulanacağı belirtilmiştir. İİK'nun 33. maddesinde ise; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda icra emrinin şikayetçi borçluya 03.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği icra mahkemesine başvurunun ise yasal yedi günlük süre içinde 21.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde, icra emri tebliğ tarihine göre dava süresinde olup mahkemece, şikayetin esası incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Yukarıda yapılan tespitler çerçevesinde davacı şirket yönünden İİK'nun 182/1 maddesinde öngörülen itfa olgusunun ispat olunduğu kanaatiyle davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir....

                İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Somut olayda, davacı şirket ile davalı alacaklı vekilleri ve arabulucu tarafından imzalanan 06/01/2020 tarihli Arabuluculuk Anlaşma Tutanağı ve Bursa 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/01/2020 tarihli İcra Edilebilirlik Şerhi kararına istinaden, davalı alacaklı tarafça 01/07/2020 tarihinde kıdem tazminatı alacağı ile işlemiş faizinin tahsilini teminen ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmektedir....

                DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/1. maddesi uyarınca takibe konu borcun haricen ödenmesi nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. İİK'nın 71/1. maddesi kapsamında itfa nedeniyle takibin iptali isteminin kabul edilmesi için itfa itirazının bu maddede açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Ancak, diğer yandan İİK'nın 120. maddesinde; "hacze iştirak eden bütün alacaklılar muvafakat ederlerse borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmayan alacakları, ödeme yerine geçmek üzere itibari kıymetleriyle kendilerine veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilir. Bu halde alacaklılar, alacakları nispetinde borçlunun haklarına halef olurlar. Aynı suretle hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi borçlunun üçüncü bir şahıstaki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını, masraf kendilerine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek şartıyle üzerlerine alabilirler....

                İtfa. ve Sağ. Hiz. Tic. A.Ş. ve ... Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 7....

                  UYAP Entegrasyonu