Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir (Yargıtay 12. HD 2018/12436 E, 2019/15883 K)....

Somut olayda, borçluların itfa itirazında bulunduğu belgede takip dayanağı belgeye bir atıf olmadığı gibi, belgedeki imza da borçlu tarafından ikrar edilmemiştir. Bu nedenle itfa itirazının ispatlandığı kabul edilemez. O halde 5.0000 Euro'ya ilişkin itfa itirazının reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, borca itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmü yer almaktadır. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca kabul edilen miktar ve fer'ileri için takibin durdurulması yerine, takibin iptali yönünde hüküm tesisi de doğru bulunmamıştır....

    Davacı borçlunun icra mahkemesine 19/10/2020 tarihli başvurusunda takibe konu senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiası ile borca itiraz ettiği; bilahare 29/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ile ilave olarak icra takibine konu senetlerin ödendiğine ilişkin ödeme iddiasında bulunularak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacının ödeme nedeniyle borcun olmadığına yönelik itirazı yönünden yapılan değerledirmede; İİK'nın 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Borçlunun borcun itfa edildiğine dair iddiası da, İİK'nın 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük itiraz süresinde ileri sürülmesi gerekir....

    Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için.........i tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İİK'nun 33/1. maddesinde; ...... emrinin tebliği üzerine borçlu ...... gün içinde dilekçe ile ...... Mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut ...... Dairesi'nde veya ...... Mahkemesi'nde veya Mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde ......nın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir....

      Bu durumda, İİK'nun 4. maddesi gereğince, söz konusu takibe ilişkin olarak İİK'nun 71. maddesine dayalı itfa şikayetinin incelenmesi yönünden, bu icra müdürlüğünün bağlı olduğu ... İcra Hukuk Mahkemesi yetkilidir. O halde, mahkemece, itfa şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu istem yönünden de yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz isteminin kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (3) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İİK'nun 33/1. maddesine göre; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. Anılan hüküm gereğince, itfa veya imhal iddiası; yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde, icra geri bırakılır. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 33/1. maddesine dayalı icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olup, örnek 4-5 numaralı icra emrinin borçlu vekiline 30.09.2015 tarihinde tebliği üzerine borçlu vekilinin 07.10.2015 tarihinde, takibe konu borç hakkında kısmi itfa itirazında bulunduğu, dolayısıyla borçlunun İİK'nun 33/1. maddesi hükmüne göre yasal yedi günlük sürede icra mahkemesinde dile getirdiği iddianın, İİK.'...

          Takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir (Yargıtay 12.HD 2018/12436 E, 2019/15883 K). Eldeki dosyada davacı takibe konu senedin bedelsiz olduğunu, alacaklıya bu senetten kaynaklı borcunun bulunmadığını ileri sürmüş olup, borçlular tarafından yapılan bu itiraz, borca itiraz niteliğindedir. Bu itirazın incelenmesi İİK'nın 169/a maddesinde özel olarak düzenlendiğinden borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamalıdır (Yargıtay 12.HD 2016/28002 E, 2018/1573 K). İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikâyetleri, İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından hükme bağlar....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu vekili, takibe dayanak ilamda hükmedilen 18.508,30 TL alacağın 09.10.2012 tarihinde alacaklı vekilinin borçlu idareye yaptığı başvuruda bildirdiği hesaba yatırıldığı halde, anılan borç miktarı bakımından takip başlatılmasının yasaya aykırı olduğunu açıklayarak icra emrinin iptalini istemiştir....

            Dava İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış itfa sebebine dayalı borca kısmi itirazdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dosyaya sunulan 19/09/2020 tarihli ödeme belgesi altındaki imza davalı tarafça kabul edilmediği gibi, belgede açıkça takibe konu senede atıf yapılmamış olmasına, ödemenin davalı alacaklı tarafça kabul edilmemesine, borca kısmi itirazın İİK'nun 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biri ile ispatlanamamış olmasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2015 yılından bu yana sabun, zeytin, zeytinyağı ve tekstil ürünlerinin satışını yaptığını, 2016 yılının ekim ayında davacı ile müvekkilinin görüşmesi ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığını, 2017 yılının ilk aylarında davacının fatura ve senetten kaynaklanan borçlarını müvekkiline ödememesi sebebi ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin bozulduğunu, davacı borçlu aleyhine takibe konu bonoların tahsili amacı ile 05.07.2017 tarihinde İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün 2017/16207 sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibinin başlatıldığını, borçlunun taraflarına bir borcu olmadığı iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, takibe konu bonolardaki imzanın davacı borçlunun da yazılı olarak ikrar ettiğini beyanla, davanın reddi ile davacının itirazının kötü niyetli olması nedeni ile %20'den az olmamak kaydı ile davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu