Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra mahkemeye başvurarak, borcun ibraname ile itfa edildiğini ileri sürerek takibin iptalini istediği anlaşılmaktadır. Borçlunun itfa itirazına dayanak yaptığı ibranamede bir tarih bulunmamakla birlikte, itiraz dilekçesi içeriğine göre yapıldığı iddia edilen ödeme takipten önce olup, takibin kesinleşmesinden önce borcun itfa edildiğine yönelik itiraz İİK. nun 168/5. maddesi kapsamında olup, bu maddeye göre itirazın beş günlük süre içinde yapılması gerekir. Ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü de iddia edilmediğinden mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine işin esasının incelenerek, takibin durmasına karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir....

    İcra İflas Kanununun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini açıkça bildirmek ve ödeme konusundaki itirazını noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur. Davalı borçlunun yasal süresinde takibe itiraz etmemiş olması, ödeme iddiasının ileri sürülmesine engel nitelikte olmadığı gibi, davalı vekilince yargılama safahatında cevap dilekçesi ile ödemeye dair belgelerin somut olarak ilgili yerlerden istenmesi talep edilmiş ancak ilk derece mahkemesince anılan hususlarda inceleme yapılmaksızın sonuca gidilmesi hukuka uygun kabul edilemez....

    Borçlunun bu başvurusu üzerine, icra mahkemesi, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince duruşma açılarak taraf teşkili sağlanıp deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, savunma hakkını kısıtlayacak şekilde dosya üzerinden yapılan inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir....

      Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulü ile, icranın kısmen geri bırakılmasına, takibe yönelik şikayetlerin ise reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle , yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan; davalı tarafın istinaf başvurusunun (kısmen) kabulü ile; HMK'nun 355. ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, davanın kısmen kabulü ile, icranın kısmen geri bırakılmasına ve 16/01/2019 tarihi itibariyle takibin 10.303,54 TL asıl alacak ve 144,25 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, takibe yönelik şikayetlerin reddine, davalı tarafın sair istinaf isteminin reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

      İdare Mahkemesinin 2020/2099 Esas, 2021/2025 Karar sayılı ilamına dayalı olarak Kırıkkale İcra Müdürlüğünün 2022/3235 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkili kurum tarafından borcun tamamının takibi öncesinde alacaklıya ödendiğini, alacaklı tarafça müvekkili kurum aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak icra takibi başlatıldığını belirterek öncelikle icra takibinin itfa nedeniyle iptalini, aksi takdirde yaptıkları ödemelerin mahsubu ile lehlerine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      senedi olma özelliği bulunmayan bir belge olması ve müvekkilinin ipotek vermiş olduğu borçlu Asya Pazarlama Şirketi'nin alacaklı bankadan almış olduğu teminat mektubundan kaynaklanması nedeni ile müvekkilinin takibe konu evrak nedeni ile alacaklı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, bu sebeplerle; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2021 NUMARASI : 2021/1369 ESAS- 2021/2280 KARAR DAVA KONUSU : İTFA İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2021/26960 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında tecil faizi dışında bir borçları bulunmadığını, tecil faizi için ödenek talebinde bulunulduğunu, KDV ödemesi için ilgili vergi dairesine yazı yazıldığını bildirerek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 15/09/2021 tarihinde ilamda hükmedilen alacaklara ilişkin olarak 382.481,54 TL ödeme yaptığını, tecil faizleri ve KDV ödemesini yapmaması nedeni ile takibe geçildiğini, bu miktarın ödenmediğini bildirerek, şikayetin reddine, % 20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

      Ve 170. maddeleri gereğince borca ve imzaya itiraz edemezler.Mirasçıların itirazı mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK'nun 71. maddesi ) ve benzer itirazlar olabilir.Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir.Somut olayda, muris hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış ve mirasçılar hakkında takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki kesinleşen takibin devamı niteliğinde olduğundan mirasçıların borcun, murisin sağlığında ödenmiş olduğuna yönelik itirazları İİK'nun 71.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa itirazı niteliğindedir....

        Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK.nun 169 maddesi kapsamında yetkiye ve borca itiraz niteliğindedir.Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere İİK.nun 169/a-1 maddesi gereğince taraf teşkili sağlanıp duruşma açılarak deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken savunma hakkını kısıtlayacak şekilde dosya üzerinden yapılan inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İİK.nun 169. maddesine göre, borçlu, aynı Kanunun 168/5. maddesi kapsamında, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazlarını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Borçlunun bu başvurusu üzerine, icra mahkemesi, İİK.nun 169/a-1. maddesi gereğince itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK.nun 169. maddesi kapsamında yetkiye ve borca itiraz niteliğindedir....

            UYAP Entegrasyonu