İİK'nun 33. maddesinde ise; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü düzenlenmiştir. Borçluya icra emri 20.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup süresi içinde mahkemeye başvurarak banka cari hesap ekstresi sunmuş ve takibi yapılan nafaka borçlarının sadece son iki ayının ödenmediğini, diğer ödemelerin hepsinin yapıldığını beyan etmiştir. Alacaklı vekilinin beyan dilekçesinde alacağın bir kısmının ödendiğini kabul ettiği de dosyadan anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, aleyhine yapılan kira alacağı ve tahliye talebine ilişkin takipte, takibin kesinleşmesinden sonra itfa şikayetine ilişkin olarak icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 71/1. maddesi uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu yasal süre içinde icra mahkemesine başvurarak, senet bedelinin ödendiği yönünde itfa itirazında bulunmuş, mahkemece, borçlunun borcu ödediği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiştir. İİK'nun 169-a/1. maddesi gereğince, borçlu, icra mahkemesinde, borcun olmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, bu hali ile İİK.nun 168 ve 169.maddeleri kapsamında itfa nedenine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenme yöntemi aynı Kanun’un 169/a maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1.fıkrası uyarınca itfa itirazının resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu senetten doğan borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur....
TMK'nun 327. maddesinde "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. " İİK'nun 33/1. maddesinde ise; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçlunun itfa itirazına dayanak olarak sunduğu ve Mahkeme'ce nafaka alacağına mahsuben yapıldığı kabul edilen ödemelerin takip dayanağı ilamın karar tarihinden önce yapılan ödemeler olduğu anlaşılmaktadır. Nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan bu ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemez....
İİK'nun 169-a/1. maddesi gereğince borçlu icra mahkemesinde, borcun olmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu senetten doğan borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda borçlunun itfa itirazına dayanak yaptığı 28.04.2014 tarihli "Anlaşmadır" başlıklı belge içeriğine göre "28.02.2014 vadeli 30.000 TL lik senetten 15.000 TL'si tahsil edilip bu senetten tahsil edilen dahil 33.000 TL dir" ifadesinden takip konusu bonoya atıfta bulunulduğu, 28.02.2014 vadeli 30.000,00 TL bedelli senedin 15.000,00 TL'lik kısmının tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Alacaklı tarafın sunduğu 10.09.2014 tarihli cevap dilekçesi içeriğine göre de bahsi geçen belgedeki imzanın alacaklıya ait olduğu ikrar edilmiş durumdadır....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait itfa iddiasına ilişkin olup, yasal dayanağı İİK'nun 71/1. maddesidir. Buna göre itfa iddiasının kabul edilebilmesi için borçlunun dayandığı belgenin, noterden tasdikli veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge olması gerekir. Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 101. maddesine göre, borçlunun, ödeme belgesinde ödemeyi hangi borç için yaptığını belirtmemesi halinde, alacaklı, yapılan ödemeyi istediği borca mahsup edebilir. Somut olayda,borçlunun itfa iddiasına dayanak yaptığı 40.000 Euro'luk ödeme dekontunda, ödemenin hangi borç için yapıldığı açıklanmadığından, ödemenin şikayete konu takip dosyası için yapıldığı sonucuna varılamaz.Ancak alacaklı vekilinin icra mahkemesine sunduğu 04.06.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde, ödemenin bir kısmının bu takip dosyasına mahsuben yapıldığının kabul edildiği görülmektedir....
KARAR Dairemizin 11/12/2018 tarih, 2018/1788 Esas, 2018/11978 Karar sayılı ilamı ile "incelenmesine gerek görülen varsa davacı ile banka arasında yapılan ek borçlanma sözleşmesi, itfa planı ile davacının borçlandığı miktara ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili yerlerden celbi ile birlikte gönderilmesi için" karar verilmiş ancak mahkemece davalı tarafa yazılan müzekkerenin cevabı beklenmeden ve sadece davacı tarafın dilekçesi eklenip gönderilmek suretiyle geri çevirme kararının gerekleri yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca varsa davacı ile banka arasında yapılan ek borçlanma sözleşmesi, itfa planı ile davacının borçlandığı miktara ilişkin ( tahsis edilen konut için toplam ne kadar ödediği ) bilgi ve belgelerin ilgili yerlerden celbi ile birlikte gönderilmesi için dosyanın yeniden mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1145 esaslı dosyasında ceza almışsa da, davanın zamanaşımına uğradığını, bu şekilde davalı şirketin toplam hisse sayısının 30000 olduğunu, bunlardan 14720 adedinin itfa edildiğini, ödeme yapılarak itfa edilen küçük hissedarların sayısının 3191 olduğunu, ... payın kimde ve nasıl olduğunun belirlenemediğini, 14720 itfa edilen hisse, 6640 ... A.Ş. ye ait toplantıda temsil edilen hisse ve 5296 kime ait olmayan hisse miktarı dışında kalan ve genel kurula katılabilecek pay miktarı ... olduğunu, itfa edilen sayı ve toplantıya katılan ... hisseleri esas alınırsa geriye toplantıya katılabilecek 8640 hisse kaldığını, ne var ki genel kurulda toplam 19950 payın temsil edilip oy kullandığını, itfa edilen hisse senetlerinin yönetim kurulu ve tasfiye memurunca kullanılmasının suç olduğunu, ...'ın da 2010 yılı genel kurulunda ... vasıtasıyla temsil edilerek oy kullandığını, bu hisseleri daha sonra ... ...'...
İcra Müdürlüğünün 2017/7042 Esas sayılı dosya borcunun taksitli ticari krediden kaynaklı 123.126,81 TL'lik kısım ve çek depo bedelinden kaynaklı 23.550,00 TL'lik kısım yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/2. maddesinde; ''İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir'' hükmüne yer verilmiştir....