WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

talep ve dava etmiştir....

    Davalının cevap dilekçesinde maddi hata yaptıklarını beyan etmesi davayı kabul etmesi, icra takibinde kötü niyetli olmadığı değerlendirilerek kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki istirdat ve tazminat davası hakkında İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen 2015/854 esas, 2016/780 karar sayılı ve 09.11.2016 tarihli hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hükmüm kurulmasına yönelik kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

        İstirdat davası, İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İlk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. İkinci şart ise, maddi hukuk bakımından aslında borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehditi altında ödemek zorunda kalmış olmasıdır (İİK.m.72/Vll). İstirdat davasında önemle vurgulanması gerekli bir husus daha vardır ki, o da; borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davasının açılması gerekir (İİK.m.72/Vll)....

          Sigorta, ... ve ... aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılmıştır. Dava devam ederken bu sefer bu dosyanın davacısı ... ile sigorta şirketi arasında davamızın konusu yapılan 22/03/2019 tarihli sulh anlaşması yapılarak ...'a 75.600,00 TL ödenmesi karşılığında ... maddi tazminat talebinden feragat etmiştir. Yine aynı dosya incelendiğinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'nun 18/03/2019 tarihli raporu ile ...'ın kalıcı maluliyetinin olmadığı, geçici maluliyetinin ise yani iyileşme süresinin ise 9 aya varabileceğine ilişkin rapor sunulmuştur. Dikkat edilirse taraflar arasındaki sulh anlaşması dava konusu edilen maluliyet raporu tarihinden 4 gün sonra yapılmıştır. Basiretli bir tacir dosyanın maluliyet oranı için Adli Tıp Kurumunda olduğunu ve sonucunun beklenmesi gerektiğini öngörmek ve bilmek durumundadır....

            D) İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; İstirdat davasının yasal unsurlarının oluşmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, kötü niyetli olarak dava açıldığını, müvekkili şirketin davacının 01/10/2020 tarihinde başvurması üzerine gerekli güncellemeleri yaptığını, davacının kendi kusuru ile hakkında maaş haczine sebebiyet verdiğini, manevi tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddinin gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasının ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. E) DELİLLER: 1- Takip dosyası 2- Ödeme dekontları 3- Davacı şirket kayıtları 4- Müzekkere cevapları F)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Dava haksız icra takibine dayalı istirdat ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

            CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki ve görev itirazında bulunduklarını, hak düşürücü ve zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacının yaptığı ödeme ile borçlunun borcundan kurtulduğunu, davacının fazla ödeme iddiasının muhatabının borçlu olduğunu, davacının istirdat talebi yönünden müvekkilinin husumet ehliyetinin olmadığını, istihkak davasının kabul edilmiş olmasının davacının tazminat talebini haklı göstermeyeceğini, davacının manevi tazminat ve istirdat talebinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, üstün bir hak olan hak arama özgürlüğünün kullanılmasının hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edildiğinden bu hakkını kullanan alacaklıdan manevi tazminat talep edilemeyeceğini, davacı şirkte ile borçlu şirket arasında çok sıkı ve muvazaaya dayanan organik bağ mevcut olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, haksız tahliye neticesinde doğan zararın tahsiline ilişkin maddi tazminat ve haksız tahliyeden kaynaklı manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK'nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür....

              Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Başka bir anlatımla; kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 15. Bu dava türü her ne kadar İİK’da düzenlenmişse de dava konusu itibariyle icra hukukuna değil maddi hukuka ilişkindir....

                DELİLLER ; 05/10/2023 tarihli ara karar ile 28/3/2023 tarihinde kabul edilip 05/04/2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan .... nolu ... ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 31. maddesindeki " 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. " hüküm ele Türk Ticaret Kanununun " Dava şartı olarak arabuluculuk " başlıklı 5/A maddesinin 1. fıkrasının " Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. " şeklinde değiştirilerek menfi tespit davalarından önce arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı haline getirilmesi, aynı Kanununun 43. maddesine göre bu değişikliğin 01/09/2023 tarihinde...

                  UYAP Entegrasyonu